Translate

22 Mart 2019 Cuma

THE DIFFERENCE

The main difference between life in Spirit and life on Earth is that the Earth world is a 'melting pot' where the saint can dwell next door to the sinner, and often amongst those of the same family. The good, the bad and the indifferent are all mixed here, in different cultures and amongst every race and creed. That is part of the Earthly lesson, for this world is a great school of learning.
But in Spirit, there is no longer any anchoring force that can hold the countless different types of evolution together. After the physical bonds of the Earth life are broken at death, the soul must gravitate back to its own plane. This is a Spiritual Law, and nothing can prevent it. No matter how hard the Earthly life has been, or what awful conditions the soul has lived in, if the spiritual evolution is higher than the material circumstances, then that soul cannot be prevented from returning home to its own plane of being, earned from its own efforts to evolve into a higher consciousness.

Can a spirit of low-grade evolution enter into a higher plane? No; there are barriers, sometimes referred to as a gulf (mentioned by Yeshua in Luke 16:26) which says: "And beside all this, between us and you there is a great gulf fixed: so that they which would pass from hence to you cannot; neither can they pass to us, that would come from thence."
This gulf or barrier serves as a protective influence which means that no soul can enter a higher realm until they are spiritually evolved enough to gain entry. However, those on a higher level may descend to a lower level, often for purposes of service to the souls there.

2 Mart 2019 Cumartesi

İYİLİK DİLEMEK

Kimler için iyilik dilediğinize dikkat edin çünki iyilik dilediğiniz kişiye kefilim demektir bu hareketiniz. Ben ona kefilim diyorsunuz. Bu nedenle bazı insanlar uzak durulması gereken varlıklardır. Onlar için iyilik dilenmez. Kötülük dilemek ya da lanetlemek de Tanrının sevmediği davranışlarınızdır. Tanrı kimin ne yaptığını, neyi hakettiğini bilmiyor mu sanıyorsunuz!

Tanrıyı bulmak için, Tanrıya ulaşmak için adeta deli gibi aramak, hareretle istemek gerekir. Tanrı delisi olmak gerekir. İnsanın yeni gerçeklere ulaşması o zamana kadar doğru bildiği yanlışlardan kurtulmasını gerektir ki bu çok travmalar, sinir krizleri yaratan bir durumdur. Senin bu gercekleri aktarman insanlarda tıpkı bir çocuğa o zamana kadar annesi babası bildiği kimselerin aslında onun gerçek annesi babası olmadığını söylemen gibidir. Aynı ölçüde bir travmayı yaratacaktır ama kişi delicesine arıyorsa bulur. Kolay değildir eski yanlış kalıpların kırılması. Bu nedenledir ki kişinin Tanrıya olan özlemi çok olağan dışı olmalıdır. Ve bazıları da gerçeğe ulaştıktan sonra aşırı kişisel beklentiler içine girerler ve bulamayınca da yanlışa dönüp geri düşerler. Halbuki gerçeğe ulaşan kutsal ruhların sıkıntıları, yükleri daha artacaktır. Onlar artık  görevli varlıklardır ve etraflarındaki kötülüklerin daha çok farkındadırlar. Katlanmaları gereken durumlar olacaktır.

Yeşua, 07.02.2018

YEŞUA BİLDİRİYOR


Tanrıyı kimseye anlatamazsınız. Güzel bir müzik dinlediğinizde aldığınız hazzı bu müziği hiç dinlememiş birine anlatabilir misiniz? Hayır, aynı şekilde Tanrıyı da anlatamazsınız. Bu duygu özde doğar kalpte gelişir ve dilden dökülür.

Tanrı samimiyeti sever. Aynı kelimeleri, cümleleri ezberden söyleyip tekrar etmeyin. Kalbinize doğan samimi duygularınızı dile getirin. Resmi törenleri, toplu halde ya da tek başınıza tekrarları Tanrı sevmez.

Sizlere kapıyı çalın açılacaktır, arayın bulacaksınız demiştim ama şimdi diyorum ki Tanrı size sesleniyor ama gürültü o kadar fazla ki duymuyorsunuz.

Hayat sinama perdesi gibidir. Oraya bakar ağlar ve gülersiniz ama ışık kesilince sadece perde kalır ve ancak o perde de kalkınca siz gerçeği görebilirsiniz.

Kanınız süt gibi olsun. Süt sevgidir. Kadının memesi normalde kanar ama anne olunca oradan süt akar. Kanınız süt olsun.

İnsan sevgi olarak doğar. Kötülüğu insanlardan ögrenir. İyiliği seçenlere ne mutlu.

Yeşua, 13.09.2017

SEVMEYEN KİŞİ TANRIYI TANIMAMIŞTIR

Yeşua hiçbir zaman Tanrı’ya eşit olduğunu ya da özünde O’nunla aynı kişi olduğunu iddia etmedi. Aksine açıkça şöyle dedi: “Baba benden büyüktür”. Takipçilerinden birine de şunları söyledi: “Benim Babamın, sizin Babanızın, benim Tanrımın ve sizin Tanrınızın yanına çıkacağım”.

Tanrı, hiçbirimizden uzak değildir. O, kimliğini bizden gizlemez. Kendisini tanımamızı ister. Yeşua, “Biz tanıdığımıza tapınıyoruz” demiştir.

Tanrı’nın gizemli Biri olmadığını, O’nun gerçek bir varlık, tüm varlığın kaynağı, bilen, gören, yöneten ve hüküm sahibi olduğunu anlarsak O’nu sevmemiz çok daha kolay olur. “Sevmeyen kimse Tanrı’yı tanımamıştır, çünkü Tanrı sevgidir”.

Kutsal ruh Tanrı’nın etkin kuvveti, hareket halindeki gücüdür. Tanrı isteğini yerine getirmek için gücünü dilediği herhangi bir yere ileterek ruhunu gönderir. Bizlerin ruhları bu aktif gücün bir zerresi olabilmek için yaratılmıştır. Ruhlarımızı Tanrıdan aldığımız gibi saf tutabilirsek bu mevkiye ulaşırız.

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...