Translate

16 Eylül 2020 Çarşamba

SÖZ BİTTİ...

Yeşua (İsa) Mesih günahsızdı. O'nun yaşamı o kadar temizdi ki, düşmanlarına şu ifade ile meydan okuyabildi: “Hanginiz bana günahlı olduğumu kanıtlayabilir? Gerçeği söylüyorsam, niçin bana iman etmiyorsunuz?” ( Yuhanna 8:46 ). Bu sorusuna aldığı tek cevap sessizlikti; soruyu yönelttiği kişiler ise O'nu öldürmek isteyenlerdi.

Bugün dahi Amerika'nın sözde liberal eyaletlerinde insanlar Tanrı'yı terk ettiklerini ve şeytana taptıklarını sokaklarda taşıdıkları pankartlara bile yazıyorlar. Hatta Yeşua ikinci defa dünyaya gelirse Onu tekrar öldüreceklerini beyan ediyorlar. Lusiferi (şeytan) ışığın prensi olarak görüyorlar. Orta Doğu'da ve Uzak Asya'da din ya da kominizm adına tecavüzler ve yağma meşrulaştırılıyor. Avrupa'da insanların çoğu ateist. Reşit olmayan çocuklara zarar veriliyor ki bu en büyük sapmalardan (günahlardan) biridir ve affı yoktur. Bir tarafta petrol için çocuklar dahil halklar  topluca öldürülüyor, diğer tarafta insanlar dağ misali binalar yapmakta yarışıyorlar... Evet içler acısı insanlık şu anda bu durumda.

Tanrı bu gezegeni (dünyayı) çoktan terketti. İlahi alemin kapıları bu dünyaya kapandı. Şu an dünyaya ilahi alemden hiçbir enerji yollanmıyor. Bu nesil yok oluşu hak etti ve doğa toplam dünya nüfüsunun %96 sını yok edecek. Yüksek yerlerde kendi kendilerine yeterli %4 bir oranda ilkel düzeydeki şartlarla yaşayabilecek insan gurupları kalacak. Dünya insanlığının bu durumumun sebebi yine insanın kendisidir. Kendi açgözlülüğü ve yine kendi kötülüğüdür. Son kilitte geçen hafta içinde kilitlendi. Bu insan neslinin kirli gri renkteki mezar taşında 2040 yazdığını gördüm. Gösterildi.

Artık söz bitti.

Alpaslan Kuzucan

KISKANÇ VE NARSİST İNSANLARDAN UZAK DURUN


Kıskançlık, aldatma, öfke, cehalet ve aç gözlülük yolunu bozmuş, ruhunu kaybetmiş insanlardan zuhur eden duygu ve davranışlardır. Onlardan uzak durun. Narsizm ise bir akıl hastalığıdır. Kibir, kıskançlık, ikiyüzlülük ve sevgisizlik had safhadadır.

10 Eylül 2020 Perşembe

İLAHİ SEVGİ

İlahi sevginin ne demek olduğunu anlamamız gerek. İlahi sevgi bir seçimdir. Her an ve her olay karşışında yeniden yapılması gereken bir seçim. İlahi sevgide nefret yoktur. Kötülük yapanlar için bile dua edilir. Kötülüğe kötülükle karşılık verilmez. Mani olunur ama temel güdü caydırıcı olmaktır. Öç almak değildir.

Tanrı hepimizi sevgi ile sarar. Tanrı öç almaz. Tanrıda karanlık bir nokta yoktur. Tanrı sevgidir. Tanrı ışığın kaynağıdır.  Ama Tanrının affetmedikleri de vardır. Onunda affı sonsuz değildir.  Hükmü ise kesindir. O kişinin tüm rızkını, her şeyini keser.

Sevgi en yüksek boyut titreşimdir. Tüm diğer titreşimlerin yükselmesini sağlar. Dolayısıyla bizlerin her sevgi sürümü bütünün de hayrına olmaktadır. Sevgi, her şeyin yaratıldığı titreşimdir. Dolayısıyla her şey birbirine sevgi ile bağlıdır. Sevgi kendisine çeker, itmez. Toplumda ki sevgi sürümü arttıkça gerçek, hızla ruhların kendi öz benlikleri ile bir olmasını sağlayacaktır ve Tanrı'nın isteği yerine getiriliyor olacaktır. 

Kalplerinde sevgi olanlar şefkatkli olurlar. Hoşgörülü ve anlayışlı olurlar. Bu kişiler dinlerin ve ideolojilerin ötesindeki büyük inancı, birlik gerçeğini görürler.



GERÇEK MABET

Her bir insanoğlunun doğuşuyla Tanrı bir diğer yaşayan mabede varlık verir. Bu mabetler vasıtasıyla ve onların içinden Tanrı (Evrensel Zihin) Dünyasal boyutta kendisini ifade eder. Ancak bu tanrısal ifade mabet saf ise olabilir. İnsan Dünyadaki tek organizmadır. Evrensel zihin insan vasıtasıyla ve onun içinden şekil Dünyasında ki kaynak olarak işlev yapar.

Maalesef Dünya bu gerçekten o kadar uzaklaşmıştır ki bir çocuk doğar doğmaz ona verilen isimle birlikte yanlış kimlikler bebeğe yüklenmeye başlar. Aile kültürü, yaşadığı toplumun değerleri vs.

Elbette bu durumdaki insanlar Tanrının mabedi olamazlar. Dünyada bu manada (Mesih insan) Tanrıyı tezahür ettirebilen insan sayısı bir avuç kadar azdır.  Malesef insanlığın bu manada  durumu içler acısıdır. Tanrıyla beraber olarak sonsuz yaşama kavuşmak elbette kolay olmamalıydı ancak bu sayıda başarısızlıkta fazla. Maalesef insanların çoğu benliklerini Tanrı yaparak ona tapa gelmiştir. Halbuki sonsuz yaşama kavuşmak icin benliğimizi (nefs) tam kontrol edip ruhumuzu saflaştırmamız şarttır.

"Bu dünya geçici bir sınav alanıdır. Burada ölümün hükmü geçerlidir. Doğan her şey ölür ancak sonsuz yaşamda yaşam hüküm sürer. Ölüm yoktur. Bu dünya için değil sonsuz yaşam için yatırım yapın. Aklı olan bu gerçeğe biran evvel uyansın"  

"Yukarı yükseklere bakın. Derin bakın. Bilinçlerinizi yükseltin. Tanrıyı her şeyin kaynağı olarak düşünün. Tanrının ışığını düşünün. Doğruları söylemekten korkmayın. Toprağın bağrında kalmaktan korkun. Sonsuz yaşamı arzulayın. Sonsuz yaşamı arayın.  Tanrının huzuruna çıkabilmek için dua edin. Tanrının sevgi olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Kalbinizde hâkim olan duygu sevgi değilse Tanrının huzuruna çıkamazsınız. "

Yeşua'dan alınan bilgiler doğrultusunda yazılmıştır...



İMANSIZLAR

Tanrıya inanmayanlar sadece dilleriyle bunu söyleyenler değildir. Sözde inanan dincilerde, din tacirleride Tanrıya inanmayanlardır. Taklidi, bilinçsiz bir şekilde menfaatler dağıtan sahte bir Tanrıya inananlarda, bağnaz dindarlarda gerçek Tanrıya inanmayanlardır. Hedefe ulaşmak için her tür kötülüğü mübah sayanlar gerçek Tanrıya inanmayanlardır. Bunlar kabirde uyandırılmayacaklardır. Toprağa terk edileceklerdir.

Gerçek Tanrıda kötülüğün zerresi yoktur. Hem bunu söyleyip hemde her türlü kötülüğü güya inandığı bir kindar, intikamcı, rüşvetçi, adam kayıran bir ilahın dini/kitabı adına yapanlar gerçek Tanrıya inanmayanlardır. Bunlar imansızlardır. Sadece diliyle inanmadığını söyleyen ve fakat iyilikten ve doğruluktan ayrılmayanlar ise dinsizlerdir ama ruhlarında kendileri farkında olmasalarda bir iman vardır.

Gerçek Tanrıya inanmayanlar, imansızlar geçici olana inanırlar. Bir gün nasıl olsa bitecek bilinci bencilliği, korkuları ve köleliği getirir. Bunlar özgürlüğü sadece kendilerine isterler. Bu da zorbalığı ve bağnazlığı getirir. Gerçek Tanrıya inanmayanların sevgisi tutkularla şekillenir. Sevgiyi sadece kendileri için isterler. Kendi egolarının tatminini sevgi sanırlar. Herşeyi ve herkesi kontrol altında tutmak isterler. Sadece alırlar. Veremezler. Vermek Tanrısal bir sıfattır ve kalbinde bu özelliğin kırıntısı olmayan bir imamsız hiçbir şey veremez. Sadece alır ve sadece aldatır ve küfreder. Ağzından samimi bir söz, doğru bir söz çıkamaz. Her hali ile yalan olmuşlardır. Kendi yalanlarına kendileride inanırlar. Kendilerine kulluk edilmesini isterler. Eşitliğe tahammülleri yoktur. 

Birçok insanın esasen Tanrıya inanmamasına sebep de bu tip imansız insanlardır. İmansızlar Tanrının adını kötülüklerine alet eder, Tanrının adını kirli ağızlarıyla kirletirler. Doğruluk ve iyilik yolundan ayrılmayan ancak bu din tacirlerinin sahtekarlıklarına, kötülüklerine bakıp inançsız olduklarını ağızlarıyla söyleyen insanların yanlışları ise bence bu dincileri  ve insan yapımı nefsani dinlerini red edecekleri yerde sevgi olan gerçek Tanrıyı inkar etmeleridir. Halbuki gerçek imansızlar hiçbir zaman iç dünyalarını açık etmezler ve hatta tam tersi olarak çok dindar görünürler. Menfaatleri ne gerektiriyorsa onu yapar adeta seyirciye oynarlar. Gerekiyorsa dindar gerekiyorsa kominist veya faşist yada kapitalist, inançsız olurlar. Lafa gelince onlar kadar imanlı ya da olmaları gereken şekil ne ise o şekle uygun kendilerinden başka kimse yoktur. Yaptıkları sahtekarlıktan ve şeytanlıktan başka birşey değildir. Delilik boyutunda bencil varlıklardır. Ruhları ölmüştür. Dünyaya taparlar. Ne acıdır ki bu bedbahtlar sadece bu geçici dünya yaşamına razı olmuş gibidirler.

Alpaslan Kuzucan 


TANRI ZAT OLARAK AŞKINDIR

Dünyada ruhunu saflaştırabilen varlıklar ölüm ötesinde gözlerini ışığa açarlar. Onlar ışığa çekilip alınırlar ve orada ebedi yaşama kabul edilirler. Hükmü Tanrı kendi huzurunda verir. Bu ruhlara kutsal ruhlar denir. Bu manada Hristiyan topluluklarının kutsal ruh inanışları tamamen yanlıştır. Roma pagan dininden alınmıştır. Üçlük birlik diye birşey yoktur. Kutsal ruh üzerimize inmez. İnsan ruhunu arındırarak o mevkiye yükselebilir. Tanrı var ve bir Olandır. Kaynaktır. Tüm yaşam bu kaynaktan fışkırır. Tanrı tüm var olanın içinde yaşam gücü olarak vardır ancak yaşam kaynağı olarak tüm bunlardan aşkındır.

TANRIDAN KÖTÜLÜK DİLENMEZ

Tanrı temizliğin, iyiliğin kaynağıdır. Oradan kirli su içilmez ama sizin ağzınız kirliyse temiz su sizin ağzınızda kirlenmiş olur. Bu sebeple Tanrıdan kimse için  kötülük dilenmez. Beddua edilmez. Lanet dilenmez. Bunu yapanları Tanrı mutlaka cezalandırır. Esasen kötülük dileyenler alt varlıkları kendilerine çekerler. Tıpkı büyü ile, sihir ile uğraşanlar gibi.


7 Eylül 2020 Pazartesi

YEŞUA BİLDİRİYOR

Okuduklarını mutlaka uygulasınlar. Önemli olan bunları kendi yaşamlarında uyguluyor olmalarıdır. Değer olarak Tanrının önüne hiçbir şeyi koymasınlar. Yüzleri hep ışığa dönük olsun. Tanrı sevgisi her şeyin önünde gelmelidir. Tanrı tüm canlılara temiz nefesinden ve saf enerjisinden her an, kesintisiz göndermektedir. Yaşamın temelinde bu temiz kaynak vardır. Karşılığında sizden olumlu enerjilerinizi geri göndermenizi ister. Yani yaşam için O’ndan aldıklarınızı kirletmeden, tekrar saf ve temiz olarak geri göndermeniz gerekiyor. Bu da temiz ve yararlı bir yaşam sürmekle olur. Her şeyden önce Tanrı gelir, sonra sevgi, sonra güç ve dördüncü olarak da fedakârlık. Sırası böyledir. Bunları okuyucularına bildir. 

Yeşua

YEŞUA BİLDİRİYOR

Her vefat eden ruh Tanrı'nın huzuruna çıkamaz. Tanrı sadece temiz ruhları huzuruna kabul eder. Diğerlerinin gıyabında hüküm verilir. 

Hakkında yok edilme hükmü verilen ruhların duyduğu korku, acı, çaresizlik duygularının yoğunluğu diğer hiçbir kabir azabıyla kıyaslanamayacak derecede derindir.

Yeşua. 

TANRIYA KARŞI SAYGI NASIL BAŞLAR?

Karga konsa gülistana, gülün kadrini ne bilir.

Kendi kadrini bilmiyen elin kadrini ne bilir.

Pir Sultan Abdal...


Kendinize saygınız olsun. Kendi bedeninize,  aklınıza, ruhunuza saygınız olmalıdır. Eğer bu yoksa diğer insanlara, çevrenize, doğaya hiç saygınız olmaz. Hayvanın kudurmuşu gibi olursunuz. Sürekli olarak çevrenize zarar verirsiniz. Çevrenize zarar vermek kendinize zarar vermektir. Yaptığınız her hareket, düşündüğünüz herşey bir şekilde size dönecek ve sizi etkileyecektir. Düşünceleriniz atmosferi bile etkiler ve neticede soluduğunuz havayı etkiler. Kendinizi altından bir kafese de soksanız, neticede kafestir ve kısıtlayıcıdır. Çevrenizden bağımsız kendi kendinize mutlu ve sağlıklı yaşayamazsınız. Sağlıklı bir doğa olmadan insan ruhu huzur bulamaz. İyi insani ilişkiler olmadan insan aklı dengede kalamaz. 

Önce kendinize saygılı olun sonrada herkese ve herşeye. Bu tedbiri elden bırakın demek değildir. Bir beyaz güvercinin aklığı gibi ruhunuz saf ama bir tilki gibi de aklınız tedbirli olsun. İlahi alemin insandan istediği ve beklediği budur. Herkes kendinden sorumludur.  Sevgi de saygıdan doğar. Kendinize saygılı olursanız sizden kötülükler zuhur etmez. Çevrenize de saygılı olursunuz. Birbirinize karşı saygılı olursanız kötülükler çok büyük bir oranda ortadan kalkar. Doğaya ve diğer canlılara karşı da saygılı olursunuz ve sonuçta Tanrıya karşı saygılı olmuş olursunuz.

4 Eylül 2020 Cuma

SEVGİ VE YAŞAM

Sarhoşluk kirliliktir. Murdarlıktır. Harislik, açgözlülük, hasetlik, sahtekarlık, şerefsizlik  namussuzluk, irtikap kirliliktir. Murdarlığın çeşitli şekilleridir. 

Akıl hastalarına, ön yargılı olanlara, cinlilere öğüt vermeyin. Kötü insanlara tek söz bile söylemeyin. Birşey anlamadıkları gibi size düşman da olurlar. İki yüzlü insanlardan kendinizi koruyun. Dik kafalı, inatçı ve kibirli insanlardan da olabildiğince uzak durun. Saldırgan bir tarzda çok yüksek sesle konuşanlara konuşmayın. Kurdu kuzu yapamazsınız. Bazı şeyler sizi aşar. Buna kapasiteniz yetmez. 

İnsanlardan kendinizden beklediğinizden fazlasını beklemeyin. Bu zaman israfı olur. İnsanları sürekli aynı konularla meşgul etmeyin. Bu tekdüzelik ilişkileri yok edici olabilir.

Cahillerden akıl sormayın. Ön yargılı insanlardan fikir sormayın. Onlardan asla öğüt almayın.

Başkalarının özel yaşamları ile ilgilenmeyin. Başkalarının işlerine karışmayın. Başkalarının da sizin özel yaşamınızla ilgilenmesine ve sizin işlerinize karışmasına izin vermeyin. Bunlar zaman israfıdır ve zaman sizin en değerli varlığınızdır. Başkalarının hatalarını kovuşturmak, ilgilenmek sizin de aynı hataları yapmanıza sebeb olacaktır.

Doğru düşünce, doğru duruş ve doğru hareket. Bu üçü aydınlık bir yaşamın kılavuzlarıdır. Kendinizi kontrol etmede ustalaşın. Kimseye hakaret etmeyin. Kimseyle kötü bir dille konuşmayın. Kimseyi aşağılamayın. Kendinizi de aşağılamayın. İnsanların gıyabında ya da huzurlarında kötü konuşan insanlardan uzaklaşın. Hangisi haklı hangisi haksız yargısı yapmadan uzaklaşın. Bu tavrın kendisi esasta kötüdür. Aynı şeyi size de yapacaklarından şüpheniz olmasın. 

Olabildiğince olumlu bir bakış açısıyla konuşmaya çalışın. "Yalan söylemeyin" diyeceğinize "dürüst olun", "tahrip etmeyin, aldatmayın" diyeceğinize "saygılı olun, doğruluktan ayrılmayın" demek gibi... Bu seçim akıllılıktır.

Yaşamınızda en önemli unsur sevgidir. Yani olumlu olmaktır. Bozan, tahrip eden, eksilten, üzen değil ama yapan, düzelten, artıran ve mutlu eden olmaktır. En önemli konunuz budur.

Sevgi yaşam verir. Dirayet, akıllılık bilgi verir. Gerçek özgürlük verir. Yaşam coşku verir.

Alpaslan Kuzucan

3 Eylül 2020 Perşembe

KUTSAL RUH VE EBEDİ YAŞAM

Kutsal ruh Tanrının kendisi değildir. Tanrının insanları yönlendirmek, etkilemek için kullandığı güçlerinden biridir. Tanrının insanları Kendi istediği yöne çekmek için, kutsal sevgiyi aramaları için etkileyen bir elemanıdır.

Yeşua yaşantısı ve sözleriyle bu kutsal sevginin örneği ve öğreticisidir. 2020 yılına kadar da Yeşua bu öğretiyi sürdürmüştür. Ruh olarak hak edenlerle temas kurup onlara mesajlar vermiştir. Ancak bu irşad görevi 2019 yılı sonu itibariyle bitmiştir. Bu insan nesli sonu yaşamaktadır.

İlaveten içimizdeki derin tanrısal ses  bizleri Tanrıya yönlendirmek için hep konuşmuştur. Bu içsel ses özde doğar, kalplerde gelişir ve dillerden dökülür. Kalbi temiz, yüzleri sevgiye dönük olanların hepsi bu sesi duyarlar ancak dünyanın sesi diğer birçok insanda bu içsel sesin duyulmasını önler. Bu sesi duymak sadece bir takım kimse veya kuruluşların elemanlarına mahsus değildir.

Yeşua dünyada bedenlenmesine gerek kalmadan kutsal ruh mertebesine ulaşabilmiş, kutsal ruh halkasına katılmak hakkını kazanmış tek ruhtur. Bu durum kendisini yaratılmışlar içinde Tanrının hükmü altındaki en yüksek mertebeli ruh yapmıştır.  Bu manada da Kutsal Ruh Halkasının önemli bir parçası olmuştur.

Tanrı tekdir. Kutsal Ruh Halkası Tanrının ruhları ıslah ederek geri almak için kullandığı bir güçtür. Kutsal Ruh o mertebeye erişmiş ruhları da içerir. Bu gücün başı Tanrıdır. Başarmış ruhlar Tanrının onayı ile bu güce katılır. Kutsal Ruha tapınılmaz. Yeşua'ya tapınılmaz. Sadece Tanrıya tapınılır. Yeşua Kutsal Ruhun önemli bir parçasıdır, Kutsal Ruhlar Tanrının aktif gücüne dahildir ama Tanrı değillerdir. Tanrıyla birlikte olmuşlardır. Tanrı onlara Kendisi ile birlikte sonsuz yaşam hakkı tanımıştır. Tanrının emrinde görev yaparlar.

Yeşua'dan alınan bilgiler doğrultusunda...

1 Eylül 2020 Salı

AFFI OLMAYAN SUÇLAR

Nefsi müdafaa ya da vatan müdafası dışında aklı başında olarak teammüden başka bir insanı öldürenin kendi ruhuda ölür. O kişinin artık ruhundan zihnine Tanrısal hisler akmaz. O kişi ebedi yaşam hakkını kaybetmiştir. Affı yoktur.

İnsanların büyü yoluyla özgür iradelerini tutsak etmeye çalışmanın/çalışanların, yaptıranlar dahil affı yoktur.

Eşlerine sürekli eziyet edenlerin affı yoktur.

Eşcinselliğin her türlüsü ve hatta kendisi eşcinsel olmadığı halde bunları onaylayanlar veya sempati duyanların affı yoktur. Bu durum kadere isyandır.

Yalan, iftira, aldatmak, çalmak, darp etme gibi suçları devamlı işleyenlerin da affı yoktur.

Bu nesle mahsus olarak, kapanış zamanı yaşandığı için kimseye bir zararı olmayan pasif iyiler dahil gerçeğe uyanamamış herkes ebedi yaşamdan mahrum kalacaklar ve ruhları da ikinci ölümü tadacaktır. Bu durum bu son zamanın bir gereği olarak böyledir.

Yeşua'dan alınan bilgiler doğrultusunda yazılmıştır.

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...