Tanrıya inanmayanlar sadece dilleriyle bunu söyleyenler değildir. Sözde inanan dincilerde, din tacirleride Tanrıya inanmayanlardır. Taklidi, bilinçsiz bir şekilde menfaatler dağıtan sahte bir Tanrıya inananlarda, bağnaz dindarlarda gerçek Tanrıya inanmayanlardır. Hedefe ulaşmak için her tür kötülüğü mübah sayanlar gerçek Tanrıya inanmayanlardır. Bunlar kabirde uyandırılmayacaklardır. Toprağa terk edileceklerdir.
Gerçek Tanrıda kötülüğün zerresi yoktur. Hem bunu söyleyip hemde her türlü kötülüğü güya inandığı bir kindar, intikamcı, rüşvetçi, adam kayıran bir ilahın dini/kitabı adına yapanlar gerçek Tanrıya inanmayanlardır. Bunlar imansızlardır. Sadece diliyle inanmadığını söyleyen ve fakat iyilikten ve doğruluktan ayrılmayanlar ise dinsizlerdir ama ruhlarında kendileri farkında olmasalarda bir iman vardır.
Gerçek Tanrıya inanmayanlar, imansızlar geçici olana inanırlar. Bir gün nasıl olsa bitecek bilinci bencilliği, korkuları ve köleliği getirir. Bunlar özgürlüğü sadece kendilerine isterler. Bu da zorbalığı ve bağnazlığı getirir. Gerçek Tanrıya inanmayanların sevgisi tutkularla şekillenir. Sevgiyi sadece kendileri için isterler. Kendi egolarının tatminini sevgi sanırlar. Herşeyi ve herkesi kontrol altında tutmak isterler. Sadece alırlar. Veremezler. Vermek Tanrısal bir sıfattır ve kalbinde bu özelliğin kırıntısı olmayan bir imamsız hiçbir şey veremez. Sadece alır ve sadece aldatır ve küfreder. Ağzından samimi bir söz, doğru bir söz çıkamaz. Her hali ile yalan olmuşlardır. Kendi yalanlarına kendileride inanırlar. Kendilerine kulluk edilmesini isterler. Eşitliğe tahammülleri yoktur.
Birçok insanın esasen Tanrıya inanmamasına sebep de bu tip imansız insanlardır. İmansızlar Tanrının adını kötülüklerine alet eder, Tanrının adını kirli ağızlarıyla kirletirler. Doğruluk ve iyilik yolundan ayrılmayan ancak bu din tacirlerinin sahtekarlıklarına, kötülüklerine bakıp inançsız olduklarını ağızlarıyla söyleyen insanların yanlışları ise bence bu dincileri ve insan yapımı nefsani dinlerini red edecekleri yerde sevgi olan gerçek Tanrıyı inkar etmeleridir. Halbuki gerçek imansızlar hiçbir zaman iç dünyalarını açık etmezler ve hatta tam tersi olarak çok dindar görünürler. Menfaatleri ne gerektiriyorsa onu yapar adeta seyirciye oynarlar. Gerekiyorsa dindar gerekiyorsa kominist veya faşist yada kapitalist, inançsız olurlar. Lafa gelince onlar kadar imanlı ya da olmaları gereken şekil ne ise o şekle uygun kendilerinden başka kimse yoktur. Yaptıkları sahtekarlıktan ve şeytanlıktan başka birşey değildir. Delilik boyutunda bencil varlıklardır. Ruhları ölmüştür. Dünyaya taparlar. Ne acıdır ki bu bedbahtlar sadece bu geçici dünya yaşamına razı olmuş gibidirler.
Alpaslan Kuzucan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder