Gerçeğe ermiş insanın Tanrıya bakışında ikilik, şüphe olmaz. Saf bir kalpte iki yüzlülük olmaz. Kurnazlık olmaz. Art niyet olmaz. Saf kalpler saydamdır ve ödünsüz her şeyde Tanrıyı memnun etme arzusu taşırlar. Bu saflıkları dış görünüş ve davranışları ile birlikte onlarında ötesinde olan bir içtenliktedir.
Saf kalpler (ruhlar) Tanrının her yerde olduğunu bilir ve bu anlamda kendi içlerinde olduğunu da bilirler. Tanrının her şeyi görüp, duyduğunu bilirler ve bu farkındalıkları süreklidir. Bunu bir an bile unutmamak için çaba gösterirler. Bu nedenle de sık olarak dua ederler. Duaları içsel ve samimidir. Gösteriş ve riyadan uzaktır. Onlar bilirler ki kendi saf kalpleri dahil her yerde ve her şeyde olan Tanrıyı başka bir yerde, gökyüzünde veya yeryüzünde ki belli yerlerde aramak Tanrıyı inkâr etmektir. Tanrının kendi içlerinde de var olduğunu inkâr etmek aslında putlara tapmaktır. Onlar bu gerçeğin tam bilincindedirler ve Tanrıya olan bağlılıkları bu temel gerçek üzerinde oluşur.
Saf kalpler (ruhlar) Tanrının her yerde olduğunu bilir ve bu anlamda kendi içlerinde olduğunu da bilirler. Tanrının her şeyi görüp, duyduğunu bilirler ve bu farkındalıkları süreklidir. Bunu bir an bile unutmamak için çaba gösterirler. Bu nedenle de sık olarak dua ederler. Duaları içsel ve samimidir. Gösteriş ve riyadan uzaktır. Onlar bilirler ki kendi saf kalpleri dahil her yerde ve her şeyde olan Tanrıyı başka bir yerde, gökyüzünde veya yeryüzünde ki belli yerlerde aramak Tanrıyı inkâr etmektir. Tanrının kendi içlerinde de var olduğunu inkâr etmek aslında putlara tapmaktır. Onlar bu gerçeğin tam bilincindedirler ve Tanrıya olan bağlılıkları bu temel gerçek üzerinde oluşur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder