ÖLÜME YAKIN DENEYİMLER
NDE(OYD)
Benim gibi ölüme yakın klinik ölüm vakaları yaşıyanların ruhları bölünüyor. Bir yarımız burada ve diğer yarımız orada kalıyor. Kendimde hissettiğim farklılıklar sonucunda benimle aynı şekilde klinik ölüm deneyimi yaşamış insanları araştırınca, yazılanlardan bu sonuca vardım.
Bu deneyi yaşıyan başkaları beni anlayacaklardır. Umarım...
Ben kesinlikle şijofren değilim. Yüksek tahsilim var ve iki lisan biliyorum. Uzun yıllar yöneticilik yaptım. Bilime inanırım ama bilimle bilimi uyguyanları karıştırmamak lazım. Ameliyat masasında kalp krizi geçirip ölmeme sebeb olan doktorlardı. Bilim değil doktor hatası idi. Öldüğümü gördüm. Nefes almamı kendim durdurdum ve çıktım. Sonra yanıma ruhsal kardeşim (Yeshua) geldi ve bana korkma seni yaşatacağım; Tanrı sana ikinci bir şans verdi diyerek sağ elinin işaret ve orta parmaklarını boğazıma sürdü ve nefes almaya başladım. Bu gerçektir çünkü komadan çıktığımda, canlandırma bölümünde yaşayanlardan birinin ruhunu bedeninin dışında, orada görmüştüm, bu defa yanımdaki yatakta yatmakta olduğunu gördüm. 18 yaşında olduğunu öğrendiğim o genç kız 3 gün sonra vefat etti ve doktorların terimi ile fişini çektiler.
Şimdi sizler bunlara gülebilirsiniz de, ama, bu beni hiç etkilemez. Ben bunları buram buram yaşadım. O günden beride öbür tarafla irtibatım hiç kesilmedi. Kabirde olan bazı ruhlar azapları başlar diye uyanmak bile istemiyorlar. Tanrıyı unutmayın. Sevgi ve barış yolundan, doğruluktan ayrılmayın.
Doğru yoldan ayrılmayın. Kabirden çıkamayanların durumu çok feci. Katiller ve Tanrı adını nefslerine alet ederek din tüccarlığı ve din siyaseti yapanlar en baştalar malesef. Yine büyü, insan hür iradesine müdahale peşinde olanlar aynı katagoride. Bunlar ebedi ölümü tatmayı bekliyorlar. Azap içindeler.
Bazıları ise kabre bile girmeden ışığa alınıyor. Kalbi temiz olanlar ve dünyevi takıntısı kalmamış olanlar kabre girmiyor. Bazıları kabirde bir müddet şuuraltlarındaki kayıtları gerçek gibi yaşıyor. Çok çeşitli durumlar var. Ayrıca orada kimseye din, kitap vs sorulmuyor. Kalplerin(ruhların) rengi zaten ortaya çıkıyor. Başka varlıklara acı çektirenlere bu acılar aynen gerçekmiş gibi yaşatılıyor. Neticede bir kısım karanlığa bir kısımda ışığa kavuşurken bazılarıda az bir ışıkta eğitimlere tabi tutulurak yeniden bedenlenme şansı verilmesini bekliyorlar. Dünya sınav yeri.
Esen kalın.
Alpaslan Kuzucan
Benim gibi ölüme yakın klinik ölüm vakaları yaşıyanların ruhları bölünüyor. Bir yarımız burada ve diğer yarımız orada kalıyor. Kendimde hissettiğim farklılıklar sonucunda benimle aynı şekilde klinik ölüm deneyimi yaşamış insanları araştırınca, yazılanlardan bu sonuca vardım.
Bu deneyi yaşıyan başkaları beni anlayacaklardır. Umarım...
Ben kesinlikle şijofren değilim. Yüksek tahsilim var ve iki lisan biliyorum. Uzun yıllar yöneticilik yaptım. Bilime inanırım ama bilimle bilimi uyguyanları karıştırmamak lazım. Ameliyat masasında kalp krizi geçirip ölmeme sebeb olan doktorlardı. Bilim değil doktor hatası idi. Öldüğümü gördüm. Nefes almamı kendim durdurdum ve çıktım. Sonra yanıma ruhsal kardeşim (Yeshua) geldi ve bana korkma seni yaşatacağım; Tanrı sana ikinci bir şans verdi diyerek sağ elinin işaret ve orta parmaklarını boğazıma sürdü ve nefes almaya başladım. Bu gerçektir çünkü komadan çıktığımda, canlandırma bölümünde yaşayanlardan birinin ruhunu bedeninin dışında, orada görmüştüm, bu defa yanımdaki yatakta yatmakta olduğunu gördüm. 18 yaşında olduğunu öğrendiğim o genç kız 3 gün sonra vefat etti ve doktorların terimi ile fişini çektiler.
Şimdi sizler bunlara gülebilirsiniz de, ama, bu beni hiç etkilemez. Ben bunları buram buram yaşadım. O günden beride öbür tarafla irtibatım hiç kesilmedi. Kabirde olan bazı ruhlar azapları başlar diye uyanmak bile istemiyorlar. Tanrıyı unutmayın. Sevgi ve barış yolundan, doğruluktan ayrılmayın.
Doğru yoldan ayrılmayın. Kabirden çıkamayanların durumu çok feci. Katiller ve Tanrı adını nefslerine alet ederek din tüccarlığı ve din siyaseti yapanlar en baştalar malesef. Yine büyü, insan hür iradesine müdahale peşinde olanlar aynı katagoride. Bunlar ebedi ölümü tatmayı bekliyorlar. Azap içindeler.
Bazıları ise kabre bile girmeden ışığa alınıyor. Kalbi temiz olanlar ve dünyevi takıntısı kalmamış olanlar kabre girmiyor. Bazıları kabirde bir müddet şuuraltlarındaki kayıtları gerçek gibi yaşıyor. Çok çeşitli durumlar var. Ayrıca orada kimseye din, kitap vs sorulmuyor. Kalplerin(ruhların) rengi zaten ortaya çıkıyor. Başka varlıklara acı çektirenlere bu acılar aynen gerçekmiş gibi yaşatılıyor. Neticede bir kısım karanlığa bir kısımda ışığa kavuşurken bazılarıda az bir ışıkta eğitimlere tabi tutulurak yeniden bedenlenme şansı verilmesini bekliyorlar. Dünya sınav yeri.
Esen kalın.
Alpaslan Kuzucan