Translate

28 Ekim 2020 Çarşamba

BEDENSEL YAŞAMDA DENGE

Yaşamın amacı nedir?

Yaşamın amacı onun bize hazırladığı en yüksek ve en yüce amaca ulaşmaktır. İçimizde var olan bencilliği yenerek varlık  - tüm insan, hayvan ve bitkiler -  hakkındaki varoluş bilgisini ve varoluşun amacını elde etmektir.

Ancak bu bilgileri birisine zorla veremezsiniz yada zorla kimseye öğretemezsiniz.  Her birey kendisi bunları keşfetmek zorundadır. Bu nedenle her birey gerçeği kavrayıp hissedebileceği akli ve duygusal seviyeye kendisini yükseltmek ihtiyacındadır.

Kavramsal olarak doğamızda iki güç bulunur. Birincisi olumsuz yani bencil olan güç ve ikincisi ise olumlu yani diğerkam olan güçtür. İnsanlar çoğunlukla birinci gücü esas alacak şekilde yetiştirilip büyütülmektedir. Diğer insanların ve diğer varlıkların zararına da olsa kişisel zevkler peşinde koşmak onların önde gelen yaşam düsturu oluyor. Zamanımızda bencillik öyle bir tatmin olamama noktasına varmıştır ki artık insanları kamplara bölmüş ve  adeta bireyler birbirinden nefret eder hale gelmiştir. Yiyecek, barınma, aile gibi temel ihtiyacların elde edilmesiyle başlayan bencillik daha sonra mevki, para, diğerleri üzerinde kontrol gibi aşırı duyguların tatmini safhasını da geçtikten sonra en son tatminsizlik, anlamsızlık, nefret ve kendi kendini yok etme deliliğine dönüşür.

Bu son safha bize insanların neden olumlu, diğerkam güce yönelmesinin gereğini göstermektedir. Birbirimizle ve doğayla aramızda dengeli bir yaşam kurabilmek için bu olumlu güce yönelmeye ihtiyacımız vardır.

Doğamız gereği içimizde var olan bu iki güçten olumlu olanı öne alamazsak doğa dahil tüm varlıklar için dengeli bir yaşam ortamını yaratmamız olanaksızdır.

25 Ekim 2020 Pazar

İLAHİ BİLGELİK

Yer çekimini bilmiyorsanız yüksekten atlar, ölürsünüz. Ruhsal ve fiziksel dünyanın kanunlarını, işleyişini bilmelisiniz.

Kutsal kitaplar sadece dini olarak ele alınıp okunduğundan dini bir gelenek sembolü olmuşlardır. Tanrı hiçbir zaman kurumsal dinleri oluşturmamıştır. Yolları göstermiştir. O'na ulaşmanın bin bir yolu vardır. Dinleri insanlar şekillendirdi. Din bağnazlığı(kendi dinini tek gerçek diğerlerini bir şekilde geçersiz saymak), amacı unutup araca gömülmek yani bir şekilde kendi nefsimizi Tanrı yapmak, insanlar ve toplumlar arasındaki savaşları, nefreti büyütür. Tanrı adına savaş ise soykırımları getirir, getirmiştir de ve hala da bu aynı bağnazlık devam ediyor. Savaş-Nefret-Soykırım, bunlar Tanrının vasıfları değildir. Eğer bir din, kin ve düşmanlığın herhangi bir şeklini sergilerse dünya üstünde ‘Işık’ oluşturamaz. Çatışmalar, hoşgörüsüzlük ve karanlık ışığın olduğu yerde barınamaz.

İlahi bilgelik evrenseldir, sevgi ve barış isteklerini uyandırır. İnsanlar arasında ırk, inanç, zenginlik ayrımı yapmaz. Yer çekimi herkes içindir. İlahi bilgelik de öyle.

21 Ekim 2020 Çarşamba

TANRI SÖZÜ

Softalar Tanrı sözünden, Tanrı'nın sözlerini içeren bir takım kutsal kitaplardan bahsediyorlar ve bu bedbaht guruhların herbiri kendi kutsal kitabına inanmayan tüm diğerlerini cehenneme sevk ediyorlar. Yani herkes cehenneme gidecek bu durumda. Bu iddialardan ancak bu mana çıkar. Bu safsataların iddiacısı kör, sağır bağnazlar kendileri karanlığa koşuyorlar ama farkında değiller. Haris ruhları onları yok oluşa götürüyor.

Bir kere Tanrı insanla konuşmaz. Hiçbir insanla konuşmaz. Tanrı yarattığı varlıklara seviyelerine göre amellerinin doğru yada yanlış olduğunu hissettirir. Birde sevgi titreşimine yükselmiş saf  ruhlara (mesihlere) ve meleklere bu görevler verilmiştir. Kainatın sevk ve idaresi görevi. Tanrı sözü ise hükümdür. Kesindir. O bir şeyi söylerse bu söylenen o anda olur. Kimse karşı duramaz, aksini yapamaz. Bu sebeble sınav yeri olan maddi dünyalara Tanrı direk olarak seslenmez. Dolaylı olarak, görevli ruhlar tarafından Tanrı'nın izniyle mesajlar verilir. Rehberlik yapılır. Evet Söz, Tanrı sözü hükümdür. Bunu iyi anlayın. Ve Söz hükmedildiği anda eksiksiz olarak ve anında gerçekleşir. Dünya insanının hala bu derece düşük bilinç seviyelerinde kalması şaşırtıcıdır.

Ruhlar aleminde ise Tanrı ruhlara direk olarak hitap eder. Orada da Tanrı ile karşılıklı bir konuşma yoktur. Tanrı tek taraflı olarak ruhlara hitap eder ve biter. Ruhlar Tanrı'ya hitap edemez, bir şey soramaz. O zaten en doğrusunu bilir ve söyler. Bunların üzerinde düşünün.

20 Ekim 2020 Salı

ADAM (ASRİ İNSAN) OLMAK

Bu adam olmak tabiri içinde batılının sefil ve  bencil aile hayatı ve kadın eşitliği, özgürlüğü adı altında gereksiz çıplaklık ve sonucunda önüne gelenle düşüp kalkmak yoktur. Bu iffet erkekler içinde aynı oranda geçerlidir. El değmemiş kız isteyen sözde şerefli, güzide aileler önce kendi oğullarını kimsenin kızını rahatsız, suistimal etmeyecek şekilde yetiştirsinler. Adam olmak insan olmak demektir. Gerçek Tanrı'nın istediği gibi davranan insanlar adam olmuşlardır. Bu da dışardan kişilerin zorlamasıyla olmaz. Zorlayan zorbalarda bir tür cinsel sapıktır ve kendi sapık cinsel dürtülerinin baskısıyla  bu yola gitmektedirler. Kısacası onlarda adam olamamışlardır. Yaşadığı vatana, üzerinde var olduğu topraklara ihanet ise en büyük inançsızlık ve kötülüktür. Adam olamamaktır. Gerçek iman önce adam olmayı gerektirir. Ancak özgür iradeyle Tanrı'ya inanç oluşmuşsa bu hal samimi ve gerçektir ve bu gerçek inanç sahibi insanların ortak özellikleri -sadelik, doğruluk ve nezaket- tir. Bu özelliller kişilerde yoksa insanlar henüz adam olamamışlardır. Tüm bağnaz, dünyasal konularda bilimsel düşünceden yoksun ve mitolojik hurafelerle hareket eden insanlar adam değillerdir ve hangi dinden ya da ideolojiden olursa olsunlar ikinci ölümü tadacaklardır. Adi suçluları zaten burada anmaya bile gerek duymuyorum...🙄🙄

18 Ekim 2020 Pazar

TANRI'DA KARANLIK BİR NOKTA BULUNMAZ

Öldürmek, tecavüz etmek, her tür eziyet, darp ve gasp, karalamak ve iftira, çalmak ve yağmalamak, hakaret ve küfür kötülüktür. Bu tip olumsuz, yıkıcı davranışları herhangi bir ilahi temele dayandıramazsınız. Bu sahte beyanlarla gerçeğe ulaşamazsınız. Hiçbir inanç, düşünce veya ideoloji bu olumsuzlukları haklı çıkaramaz. Hiçbir dogma zorbalığa, dayatmaya haklılık kazandıramaz. Bunları "İlahi Söz" diye sunmak sahtecilik ve küfürdür. 

Cinayet hükümlülerinin bile idam cezası ile katledilmesini Tanrı onaylamaz. Toplumdan tecrit edilmeleri yeterlidir. Tanrı da karanlık, olumsuz hiçbir nokta bulunmaz. Tanrı lekesiz saf enerjinin kaynağıdır.

DÜNYA YAŞAMI GEÇİCİ BİR SINAV ALANIDIR

İlahi hazineler dünya hazinelerinden bariz bir şekilde çok daha kıymetlidir. Bu gerçeğe uyandıysanız ve bu bilinci zorlanmadan muhafaza edebiliyorsanız, siz ışıkta yürüyorsunuz demektir. Bu şekilde bir bakışa sahip değilseniz, gördüğünüzü sandığınız dünya ışığı (maddi ortamlar, deri, et ve kas) gerçekte yaşam gücü onları terk ettiğinde karanlıktan başka bir şey değillerdir. Bedeni esas alıyorsanız bu durumda siz uykuda geziyorsunuz, yaşam boyu süren bir uykuda yapılan bir gezintidesiniz demektir. Paraya, maddeye tapıyorsunuz ancak uykuda gezdiğinizden bunu fark edemiyorsunuz. Tanrıya, kıyas edilemeyecek farklı değerleri olan gerçek tarafa meyletmek çok daha iyidir. 

Bu dünya geçici bir sınav alanıdır. Burada ölümün hükmü geçerlidir. Doğan her şey ölür ancak sonsuz yaşamda ‘yaşam’ hüküm sürer. Ölüm yoktur. Bu dünya için değil, sonsuz yaşam için yatırım yapın. Aklı olan bu gerçeğe bir an evvel uyansın. 


11 Ekim 2020 Pazar

TANRI İDRAKI SÜREKLİ GELİŞMELİDİR

"Yukarı yükseklere bakın. Derin bakın. Bilinçlerinizi yükseltin. Tanrıyı her şeyin kaynağı olarak düşünün. Tanrının ışığını düşünün. 

Doğruları söylemekten korkmayın. Toprağın bağrında kalmaktan korkun. 

Sonsuz yaşamı arzulayın. Sonsuz yaşamı arayın. 

Tanrının huzuruna çıkabilmek için dua edin. Tanrının sevgi olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Kalbinizde hâkim olan duygu sevgi değilse Tanrının huzuruna çıkamazsınız. "

Yeşua


İradeniz kuvvetli olsun. Takıntılarınızdan kurtulun. Etkilerini yönlendirin. Aksi takdirde zamanınızı boşa harcamış olursunuz.

Geçmişinizin tüm sorumluluğunu üstlenin. Dolduruşlara gelmeyin. Her yaptığınız şeyde hemen sonuç beklemeyin, siz sadece mücadelenize devam edin. Temkinli olun ve kontrol edemeyeceğiniz riskleri almayın. Duygularınızın esiri olmayın. Duygularınızı kabul edin çünki onlar sizi yaşam tecrübelerine iter ama aklınız burada doğruya yönlendiren etken olsun.

Kibar olun. Bir fikir yada inanç üzerinde sabitlenip zihinlerinizi kapatmayın. Farklılıklara hoşgörülü olun. Fanatik yada bağnaz olmayın. Bu tip saplantıların temelinde derin korkular yatar.

Yaşamda esas olan mutluluktur. Üretken olmadan mutlu olamazsınız. Gerçek Tanrı inancı, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda çok farklı boyutlardadır. Yüzlerce yıl önceki insanların tasavvurlarının ötesindedir. Ulaşılan bilim ve teknoloji bu bilinç yükselişini beraberinde getirmiştir ancak ne yazık ki bu idrak sıçraması çok kısıtlı bir kesimde olabilmiştir. Çoğunlukta ise düşmanlık temelinde oluşan inançların ve ideolojilerin sebeb olduğu fesat ve kin duyguları ile hareket eden güruhlar ve bunlara bakıp, bunları red edeceklerine Tanrıyı ve Tanrısal değerleri red eden insanlar vardır.

Aynı hataları sürekli tekrarlayan insanlar gibi hiçbir bilinç yükselişi yapmadan kendini sürekli tekrar eden toplumlarda yok olmaya mahkumdurlar. Esas olan Tanrı konusunda daha üst idraklere ulaşmak ve yaşamın sevgi ve sağ duyu temelli sürekli tümün hayrına doğru gelişen bir yere oturmasını sağlayabilmektir.

 

3 Ekim 2020 Cumartesi

SÜREKLİ KÖTÜLÜK YAPMAK RUHU YOK OLUŞA GÖTÜRÜR

Yaşamın sunduğu tatları, hevesleri açık ve net, sakin ve salim bir kafayla alınmış akılcı ve bilimsel gerekçeler ve muhakeme dışında her türden tensel eğilimleri rehber olarak almak, kabul etmek güvenli değildir. Bu akılsal gerekçeler de insanın ruhsal bilincinin takdir ve onayına tabi olmalıdır. Ruh bilincimiz bizim tüm varlığın tek kaynağı olan Tanrıyla olan bağımızdır.

Nasıl ki biyolijik kalbimizin düzensizleşip hastalanmasına sebep olan bir çok hastalık ve araz varsa aynı şekilde ruhsal kalbimizin (bilincimizin) de inançlı ve sağ duyulu biri olarak gelişmemize engel olacak rahatsızlıkları vardır. Biyolojik kalbimizin damarlarının sertleşip rahatsızlanması, tıkanıp kalbi körleştirmesi gibi ruhsal kalbimizinde sürekli yapılan, tekrarlanan yanlış, kötü davranışlarla mecazen damarlarının sertleşip tıkanarak  netice kalp dokusunu öldürmesiyle Tanrıdan gelen olumlu hissiyatı, doğru içe doğuşları alamaması durumu vardır.

Evet, insan bu dünyaya doğduğunda geçmiş tüm yaşamlarının tecrübelerinden edindiği bir haller sentezini yaşar. Buna dünyadaki yeni tecrübeleri de eklenir ancak kişi burada sınavdadır ve yanlışa gidebilir. Yanlışını görüp dönerse ve verdiği zararları tazmin ederse bağışlanır ama yanlışta israr ederse bu durum artık yanlış değil bilinçli bir karar olur. Bu yanlış kararlar tekrarlandıkça da kişinin ruhsal kalbi (bilinci) zayıflar, adeta biyolojik kalbin hastalanıp zayıflaması gibi zayıflar ve sürecin devamında ruhsal kalp Tanrıdan gelen o yüce enerjileri alamaz duruma gelir. Bu yüce enerjiler önce zayıf alınmaya başlar sonra ise tamamen alınamaz olur. Ruhsal kalbin (bilincin) kötülükler yapması suretiyle ruhsal kalbinin etrafına ördüğü duvar çok kalınlaşmıştır artık. Ve, Tanrıdan o ruha var olabilmesi, yaşaması için  gerekli olan kök enerjiler dışında başka hiçbir Tanrısal hissiyat, Tanrısal enerji ulaşmaz. Bu kişilerin durumu yaşayan ölüler gibidir. Onlar artık kendi yanlışlarını, yalanlarını doğru olarak görürler. Tanrısal rahmet onlardan kesilmemiştir aslında onlar bunu kendi özgür seçimleriyle, dünyaya taparak  yaptikları özgür seçimleriyle kesmişlerdir ve sonuçta bedensel ölümlerini takiben ruhsal ölümleri de Tanrının hükmüyle gerçekleşecektir. Bu ikinci ölüm o ruhların tüm hafızalarının silinmesi ile varlık safhasından yokluk alemine düşerek yok olmasıdır. Toprağa bilinçsiz, farkındalıksız kök enerjiler olarak karışmalarıdır.

"Bıraķın ölüler kendi ölülerini gömsünler." Yeşua.

Tanrıdan gelen saf enerjilerin kişide tezahürleri ise nezaket, iyilik, sevgi, coşku, huzur, fazilet, erdem,  samimiyet, sabır ve kendisini (duygularını) kontrol şeklinde tezahür eder. O kişilerden de çevrelerine yansır.

1 Ekim 2020 Perşembe

GOD'S FORGIVENESS

For God there is only pure love. God embraces all His creatures with love only. God doesn't expect anything from us. He wants us to be pure. He expects us to maintain the pureness He had given us at the beginning. He wants us to be pure like Himself and live with Him at the highest éons. God doesn't hate. That's why His forgiveness is unmeasurable. But, God's forgiveness also is not limitless. There are some humans that God doesn't forgive and once He judges and gives His conviction, then that is final. In that case God cuts every sustenance and all His blessing for this soul. 

ISSUES THAT PLEASE THE GOD

It is never safe to trust the guidance of life to tastes, inclinations, or to anything but clear reason, set in motion by calm will, and acting under the approbation of our soul consciousness which is our heart connection with the Source..

Just as there are many diseases and disorders that can affect the physical heart, there are many ailments of the spiritual heart (inner core) that can impair growth and development as a believer. Atherosclerosis is a hardening of the arteries due to accumulated cholesterol plaques and scarring in the artery walls. Hardening of the spiritual heart can also occur. Hardening of the spiritual heart occurs when we are presented with God’s truth, and we refuse to acknowledge or accept it.

If our “hearts(souls)” are centered on God and His ways, then what springs out of our lives are fruits of the Spirit; gentleness, kindness, love, joy, peace, faithfulness, goodness, patience, and self-control. These issues are the ones we need to please God and for the eternal life.

RELIGIOUS DOGMAS VERSUS INTUITIONS

Most people are asleep and do not realize that there exists a higher spiritual reality; it is as though they see the lower illustration, take it at face value, and assume that there is nothing more. Through the faculty of intuition, however, it is possible for the higher Mind to discern the existence of a more inclusive reality. Yeshua, is both a symbol and an expression of this higher knowledge.

When you believe blindly in religious dogmas, actually insulting your consciousness, you are being pulled down by the darkness.

With dogmas you soul will be conquered by negative feelings such as rage, hatred and fear.

Those perversions are rebel against God.

But, with intuition you will be filled with unconditional Divine Love for everybody and everything meaning that you have reached the unity. 

Your soul will be full of love, peace and understanding.

Our main identities are our souls which are created by God to live in timeless eons with Him and act as His soldiers on earth. To receive and give His divine energy which is 'love' to all the creatures. But, alas,  this is long forgetten by us and obtaining the worldly lusts have taken the place of our main duty. This, unfortunately but certainly shall take us to the second death which is total annihilation in the afterlife. So, wake up.


UNIVERSES

There is The Crown on top of everything. Eternal Universes coming down from this single Crown.

Visualize a swing caorusel, seats tied with chains to the same one drum above them. Making the chairs turn. As for the Universes, only the seats are infinite in numbers and some are within each other. All are being turned by this single Pover. The unique and infinite Pover. The Almighty. “The Universe is full of life. But the Universe is immense. And intelligent life living in the physical manifestation is scattered about a great and vast arena. It is concentrated in some places more than other. Your world exists in an area of congregation, an area that has many inhabited worlds beyond your Solar System.”

“The physical universe is changing and evolving. God is not managing it because it is self-perpetuating. God does not have to manage every little swirl in the current of a river because the river is self-perpetuating. It is running on its own. God does not have to manage every little breeze in the air, or the shape of every little cloud, because these phenomena are all being perpetuated by the geological and biological forces that were set in motion at the beginning of the creation of the physical reality.” 

God is in us, God is in animals, plants and everything which are eternal in numbers. There are infinite numbers of Universes independent of each other. Think of God's energy as an endless labyrinth.

It is wrong to say "Search God only within yourself". GOD is everywhere both within and without.


Yeshua.


HAPPINESS

Any time you feel lonely, unhappy, hopeless, depressed, unloved, unsafe, victimized by life, insecure, unworthy, worthless, a failure, ugly, unlovable, ostracized, and in any other way unhappy, you are making yourself feel those feelings—they are entirely within your own mind and the reality you’re creating. But you learned the assumptions and perspectives that result in those feelings from the material world. You didn’t have them as an infant, and you don’t need to have them now. But every time you feel these desperate feelings, it is because of something you’re believing about yourself and reality that is entirely untrue. It is a fear created by the material realm, but it is a lie.

Learn to listen to your spiritual self and you will learn that these things are lies. One by one, you can eliminate them from your life.

Being unhappy is a rebell against God.

God loves us, and in return He wants us to smile, to love and to transcend.

The moment we offer Him a soulful smile, God is pleased with us.

The moment we offer Him an iota of our love, God is pleased with us.

The moment we want to transcend our earth-bound consciousness, God is pleased with us.


GOVERN THE ATTACHEMENT

Death is not the end of life.

Your body will dissolve away, but the essence of you cannot cease to be.

Earth life is a dream from which you wake, and when the time comes, you will look back at your body and know you are not your body, but that dreamtime being which shaped and used it.

Think of a jacket that you make for yourself and wear every day, in spite of its flaws. Some day, you will lay that jacket aside.

You are that essence which made your body and is changed by the experiences of your body.

So, when it’s time to move on, there’s an attachment to be dissolved.

And in the afterlife, as well as on Earth, attachment keeps you poor, while releasing attachment enriches you. You cannot wipe it off during your life time on Earth but govern it.


İKİNCİ ÖLÜM

Ölüm korkusu, yeryüzündeki biyolojik bedenlerin ölmesinin yarattığı korku insanları kuralları bozmak ve sınırları zorlamak gibi değişik tavırları almaya zorlamıştır. Manik kutlamalar, diğerleri arasında imtiyazlı mevkileri kapmak, servet yapmak, bazen yapıcı davranışlar içersede sık olarak diğerlerine şiddet yöneltmek hep bu korkunun yarattığı davranışlardır.  

İnsanoğlu çoğunlukla ölümden korkar. Bu korku sahip olduklarına veda etmek, sevdiklerinden ayrılmak veya basitçe birlikte var olduklarından kopuş duygusudur. Halbuki bedensel ölüm esas olarak başka bir boyutta yeniden doğuştur. Batan güneşin diğer istikametten yeniden doğuşu gibi, sararıp dökülen yaprakların yerine zamanı gelince yeni yaprakların çıkışı gibi insanlarda zamanı gelince yeni bedenlerde tekrar bedenlenirler. Ruhları daha yükselmis bir bilinçle farklı bir kişilik olarak dünyada yeniden bedenlenir.

Her fiziksel ölüm insan ruhunun yeni bir uyanışıdır. Bu sebeble diyebiliriz ki; bizler ruhu olan bedenler değiliz, fakat bedenleri kullanan ruhlarız. Bizler dünyada bilinçlerimizi yükseltmek için varız. 

Fiziksel ölümün ötesinde yaşam vardır.  Zamanımızda, 2020, bilimsel araştırmalar, hastanelerde ve araştırma merkezlerindeki araştırmalar göstermiştir ki bilinç bedenin ölümünden sonrada var olmaya devam ediyor. Ölüme yakın deneyimler, gönüllü olanlar üzerinde uzman doktorlarca  yapılan ipnoz deneyleri fiziksel ölümün ötesinde yaşamın var olduğunu göstermiştir. Üniversitelerde bu konularla ilgili binlerce dosya mevcuttur. İlaveten birçok insanın bu konuda şahsi tecrübeleri, içgüdüleri ve rüyaları vardır.

Birde rengi kapkara olan ikinci bir ölüm vardır. Bu ruhun ölümüdür. Son bedenlenme hakkınıda kullanıp başarılı olamayan ruhun fiziksel ölümün ötesinde tüm ruhsal hafızasının silinmesi olan ölüm. Tamamen yok oluş. Bilinçli bir varlığın gerçek ölümü. Bizlerin korkması gereken ölüm aslında bu ikinci ölümdür. Biyolojik bedenimizin ölümü değil.

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...