Translate

11 Mayıs 2022 Çarşamba

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar.

Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da sakinleşir.

Tanrı herşeyi kendi zamanında mükemmel ve güzel yaratmıştır ve aynı zamanda insanların kalbine sonsuzluğu yerleştirmiştir; bunu rağmen insanlar başlangıçtan sona Tanrının ne yaptığını kavrayamazlar. Ve, toprak geldiği toprağa ve ruh(öz) onu veren Tanrıya döner.

Yeşua 2000 yıl evvel söyle konuşmuştu: "Ben yeniden dirilişim ve yaşamım. Bana inananlar,  sözlerimi özümseyip öylece yaşayanlar, bedenen ölseler bile yaşayacaklardır. Benim sözlerime göre yaşayan insan ruhları hiçbir zaman ölmeyeceklerdir. Bana inanıyor musunuz?"

Yeşua2000 

KUTSALLIK MERTEBESİNE ERİŞMEK

Kutsal Ruh gerçekte nedir? M.S. 325 yıllarında İznik te Bizans imparatoru Konstantin'in kurduğu Hristiyanlığa göre üçlü birliğin bir kısmı mıdır? Hayır. Baba, Oğul, Kutsal Ruh üçlüşü Roma Pagan inanışının bir devamıdır. Tabi gerçek değildir.

Gerçekte ise Kutsal Ruh bir topluluğun adıdır. Bilincini o seviyeye yükseltebilmiş kadın ve erkek tüm insan ruhlarının Evrensel Bilinçle birleşmesi, Onun huzurunda yaşamasıdır. Bu ruhlar Tanrıdan bir görev aldıklarında bu görevlerini yapmak üzere kolayca bu Birlikten ayrılabilir ve görevleri bitince tekrar Birliğe dönerler. Görevleri arasında tekamül etmekte olan insanlara yardım etmek önemli bir yer tutar. Bunlar aynı zamanda peygamber denilen elçilere bildirimlerde bulunan varlıklardır. Yani bunlar peygamber eğitmenleridir ancak peygamberlerin özgür iradelerine müdahale etmezler.

Hepimiz bu Kutsal mertebeye çıkmak ve Onlardan biri olabilmek için gayret etmeliyiz. Onlarda önceden, kutsallığı erişmeden önce bizler gibiydi. Yeşua Mesih hariç. Yeşua hiç bedenlenmeden o mertebeye ulaşmış tek ruhtur. (Bu bilgiyi bana kendisi vermiştir.) Ve, şimdi Onlar bu yolda olup samimi bir şekilde Onlardan öğrenmek isteyen insanlara yardım etmektedirler. Ancak Onlar sadece insanların ruhsal gelişimleri ile ilgili olarak yardım ederler. Şayet bir insan dünyevi menfaatler için onlara yönelirse ya sessiz kalırlar ya da espirili bir tarzda yanlış bilgi vererek o insanın uyanmasını ve hatasından dönmesini sağlamaya çalışırlar.

İnsan ölüm ötesinde dünyada iken ruhuna ne yüklemişse kendisini orada o şekilde ve o boyutta bulur. Bu nedenle ruhumuza kaba titreşimler yüklemekten kaçınmalıyız. İnce, süptil titreşimler yüklemeliyiz çünki her gecen günle ölüme biraz daha yaklaşmaktayız.

Tanrının huzurunda olmak ve orada sürekli kalmak bir damlanın okyanusa karışması gibidir. O artık damla değil okyanustur. 

Yeşua2000 

10 Mayıs 2022 Salı

TANRI MUTLAK KUDRETTİR

Tanrı mutlak kudrettir. Onun düşündüğü herşey düşündüğü anda olur. Zamanımızda bilimin avantajlarına sahibiz ve kuantum fiziğinde bir gözlemcinin varlığının fotonların hareketlerini etkilediği ispat edildi. Tanrı Mutlak Evrensel Bilinçtir yani var olan herşey Onun tahayyülünün eterde yansıması, vücut bulmasıdır diyebiliriz. İnsan ise Onun mabedi olabilecek tek varlıktır. Bu dünya gezegeni üzerindeki tek varlıktır. Sayısız evrenler vardır ve bunlar üzerinde bize benzeyen ya da benzemeyen sayısız bilinçli varlık vardır.  Tanrıya mabedlik yapabilecek sayısız varlık.

Bizdeki ortadoğu kökenli hak dinler ise önce Tanrıyı bir kabile dini yapmış arkasından da bir insanın yüzü suyu hürmetine alemleri yaratan yani insan gibi zaafları olan bir mahluk yapmıştır. Hala bilinçlerimiz çok ilkel düzeydedir ve bu yüzdende saldırganlıklarımız hiç bitmiyor. Hak din diye birşey olmadığının da en büyük göstergesi bu neticedir. Tanrı bir şeyin olmasını söylemez. O düşünür ve düşündüğü o anda olur. Anında olur. Onun birşeyi tahayyül etmesi demek o şeyin anında yaratılması demektir. Konuşması diye bir şey yoktur.(Yeşhua'nın bana aktardığı bilgiler doğrultusunda bunu söylüyorum.) Bir meleğe git söyle peygambere de şöyle veya böyle desin diye bir vaka uydurmadır. Böyle bir kabul yanlıştır. O, Tanrı konuşmaz, tahayyül eder ve bilincinden geçirdiği her ne ise o anda olur. Gecikme, sapma, bekleme olmaz. Onun için zaman yoktur. Zamanı o var etmiştir. Bizler için var etmiştir ve zaman canlıdır. Tanrı isterse hızlanır, isterse yavaşlar. Daha doğrusu biz öyle algılarız.

Evet, sevgili okuyucularım bunu iyi düşünün ve artık hak din, hak kitap vb. gibi ilkel zamanların masallarından ve sınırlı düşüncelerinden kurtulun. Tanrı içimizde ve dışımızda yani her yerde olandır. Bizlere yaşam veren, canlı yapan enerjinin kaynağı Odur. Ve dediğim gibi, gelip birilerine melek vasıtasıyla ya da direk olarak git insanlara şunu söyle bunu söyle gibi basit insanı tavırlardan münezzehtir. Dikkat ederseniz Yesua Mesih ikibin yıl öncede -Tanrı dedi ki diye değil, size ben söylüyorum- diye insanlara hitap etmiştir.  Zamanımızda hala bu hak din yalanların sürdürülmesi tamamen nefsani gayelerle yapılmaktadır. Tamamen insanları kandırmak ve onların sırtından menfaat temin etmek başlıca motivasyondur. Herkese şehitlik vaat edenler kendi çocuklarını askere yollamıyorlar. İmam hatipleri övenler kendi çocuklarını yurt dışında Hristiyan ağırlıklı okullarda okutuyorlar. Herkese kıt kanaat geçinmeyi önerenler lükse doymuyorlar yani hiç birisi de bu söylediklerinin hak olduğuna inanmıyor esasta ama onlara gerçekten inanan bu budala yığınlar neyin nesidir anlamak mümkün değil.

Yeşua2000 

8 Mayıs 2022 Pazar

BİOFİZİKSEL ALAN YA DA AURA

Özümüz sevgi ve ışıktır. Bize can veren ve canlılığımızı devam ettiren bu ışıktır. Dna larımız bu ışıktan oluşur ve bu ışığı ritmik ve düzenli atışlarla çevresine yayar. Bedenimiz su ile doludur. Yüzde altmışı sıvılardan oluşur. Bu sıvı vasıtasıyla bu ışık enerjisi/bilgi ritmik atışlarla tüm bedenimize ve yine atmosferdeki su molekülleri vasıtasıyla bedenimizi de aşarak çevremize yayılır. Buna biz biofiziksel alan veya aurik alan(aura) deriz. 

Hücrelerimize bu ışık vasıtasıyla taşınan bilgi tüm organlarımızı düzgün çalıştırır. Yani bu enerji aynı zamanda tüm biyolojik faaliyetlerimizin gerçekleşmesi için talimatları verendir. Enformasyondur. Aynı şekilde bu enerji/bilgi bedenimizin dışına taştığında da çevremize ne olduğumuza dair bilgi/etki vermiş olur. Kederli  mutlu, zararlı, zararsız, güvenilir vb. Gibi. Bizim imzamızdır.

Bu enerji, öz Tanrının içimize koyduğu tekamüle ihtiyaç duymayan parçadır. Burada bizim kimliğimiz olan, tekamül eden ruhumuz nerede derseniz bunun cevabıda şöyledir. Ruhumuz bu saf Tanrı enerjisinin üzerindeki filtre gibidir. Doğumu takiben gelişmeye ve  şekillenmeye başlar. Elbette geçmiş yaşam edinimlerine de sahiptir ancak her doğan bebeğin şuuraltı temizlenmiştir yani geçmiş günahlarının hesabını vermiştir. Yani karma denen Hint kökenli inanış tamamen yanlıştır. Doğan bebeğin ruhu içindeki özü tam yansıtır. Yani tam şeffaftır. Henüz dünya kirlerini yüklenmemiştir. Bu yüzden buluğ çağına gelmemiş çocukların ruhları saftır. Ancak bazı çocuklar ruhları itibariyle ölü doğmuşlardır. Yani kötüdürler. Bunu bakışlarından ve davranışlarından anlamak mümkündür. Bunlar kötü işler, başkalarına ders olması itibari ile, yaptırılmak üzere kabirlerde yok edilmeden bir yerde muhafaza edilmiş olumsuz, ruhen ölü varlıklardır. Kötü işler, iyilik için bile olsa, kötülere yaptırılır. Esasen bu ruhlar bu gelişlerinde illa kötü olmak zorunda da değillerdir. İyiliği seçip kendilerini kurtarabilirler ancak bu fiiliyatta göründüğü kadarı ile mümkün olamamaktadır.

Bebeğin doğumunu takiben aile, toplum,  eğitim, din gibi faktörler insanın ruhunu yavaş yavaş kirletir. Bu durumda da insan özünden gelen saf enerjiyi tam yansıtamaz. Ne kadar dünya takıntıları fazla ise filtresindeki saydamlık da o kadar azdır. Yayılan enerji de o derece olumsuz ve kasvetli olur. Bu yayılan olumsuz enerji nedeniyledir ki bizler bir insanla karşılaştığımızda bir şekilde rahatsız edici etkiler alırız. Tersi durumda ise, sevgi enerjisi yayıldığında, o kimseden mutluluk veren rahatlatıcı etkiler alırız. Olumsuz enerjiler yayan kişinin kendi sağlık durumu da aynı paralelde etkilenir. Bağışıklık sistemi zayıflar. Hatta astral alemdeki dengesiz varlıkları kendisine çekerek bir takım akli dengesizliklere de maruz kalabilir. Olumlu etkiler neşredildiğinde, yani ruhumuz saydam olduğunda ise tanrısal etkilerin nimetlerinden daha fazla faydalanırız, bağışıklık sistemimiz de daha kuvvetli olur. 

Yeşua diyor ki: "İstenmediğinizi hissetseniz bile siz çevrenize sevgi yaymaya devam edin. Dünyanın buna ihtiyacı var." 

Yeşua2000 


GERÇEK SÜREKLİ İLERLEMEKTİR

NEDEN GERÇEK, İNSAN İÇİN ÖNEMLİDİR?

Çünki amaç, anlam ve yönün kaynağı gerçektir. Basit hayatta kalma güdüsünün dışında insan nedir ve neden buradadır sorusunun cevabı gerçekte yatar.

Amaç, anlam ve yön size verilecek birşey değildir. Sizin hayata vermeniz gereken şeylerdir. Yeşua amaç, anlam ve yön olmuştur. Bu örneği takip etmek hepimiz için çok yararlı olacaktır. O Tanrı gibi olmuştur. Siz nesiniz? Dünya sizden kendisine bunları - amaç, anlam ve yön - vermenizi istiyor. Sizler gerçeğin kaynağı değilsiniz ancak gerçeğin ifadesi için vasıtalarsınız. Bunu yapabilmek sizi Tanrının askerleri yapacaktır. Tanrı gibi yapacaktır fakat Tanrı çok daha yücedir. Siz gerçekten Tanrı gibi olursanız Tanrı da kendisini bu mekanda sizin vasıtanızla ifade edecektir.

Burada bir taraftan ilerlemedeki başarınızın büyüklüğünü idrak ederken aynı zamanda da ifadesine vesile olduğunuz Yüceliğin karşısında tevazunuzu muhafaza edeceksiniz. Vesile olduğunuzla elbette eski halinizden bir basamak daha ileri bir varlık olacaksınız ancak Tanrı yine de sizi gölgede bırakacaktır. İşte bu noktada da hayata eşsiz katkınızı yapabilmenizi sağlayacak ilhamı Ondan alacaksınız.

Tanrı sonsuzdur dolayısıyla ifade edilecek olgularında sonu hiç gelmeyecektir. Nasıl ki bu dünya da insan ilgisini kaybedince ve bu dünya ile ilgili hiçbir şeyi arzu etmez olunca artık bu limandan demir alma zamanı gelmiştir ve bunu, hüküm gelince hiç esef duymadan yapar aynı şekilde her bir boyutun gereğini yapan insan ruhu da sürekli bir ileriye, sonsuzluğa doğru yoluna devam etmek durumundadır. Burada bir basamağa takılıp kalan ruhlar ise yok olur. Takıldığınız basamakta, boyutta donup kalırsınız. Öğrenmenin sonu yoktur.

Anlayalım ki - gerçek - ilerlemedir. Hep bir adım ileriye gitmektir. Durmak yoktur. Durmak yok olmaktır.

Yeşua2000

TANRININ HUZURUNA ÇIKMAK

Sıradan bir insanın küçük ve düşük frekanslı bir bilinci vardır. Buna karşın Tanrı diye adlandırdığımız Kaynak tüm kainatın Sonsuz Bilinç Okyanusudur.

Her birimizin görevi niteliksel olarak Tanrı gibilik vasfına ulaşmak, yeterince büyük bir bilinç seviyesine kavuşmak ve sonra bu Okyanusa dalarak Tanrı ile bir olmaktır.

İnsan yoğun üç boyutlu uzay ortamlarında yaşamak zorundadır hatta bedensiz olarakta bunu yaşamak durumundadır. Bedensiz olarak yaşayan ruh varlıklar eğer yeterince gelişmemişlerse Tanrıyı hissedemezler ve göremezler çünkü yüksek titreşimli boyutlara yükselemezler. Onun hakkında sadece bir şeyler duymuşlardır.

Tanrıyı anlamak için kişiler zeka olarak gelişmiş olmalıdırlar. Onun huzuruna nasıl varılacağını kavramış olmalıdırlar. Tanrının huzuruna çıkmak dünyadaki her hangi bir yere ulaşmaktan çok daha zordur. Kişiler etik olarak mükemmel olmalıdırlar ki ancak o zaman Tanrı kendisine yaklaşılmasına izin verir. Aksi takdirde izin vermez. İradenin güçlü olması gereklidir. Yani bilincin yükselmiş olması, aksi takdirde sonsuzluklar arasında yol katetmek mümkün değildir. Ve tabi bilincin o yüksek frekanslarda kalabilmesi de önemlidir. O yüksek frekanslara adapte olmuş olması gerekir. Kaba, maddesel frekanslara adapte olmuş bir bilinç Tanrının ters yönüne doğru bir hareket içinde demektir. Yok olma yoluna doğru.

Bilincin incelip yükselebilmesi ve büyümesi için gerekli enerjiler sadece ruh bedenli halde iken kazanılabilir. Fizik bedensiz bu mümkün değildir. Bedenin fiziki hareketleri ve yediği gıdalar ruhuna enerji yükler. İnsan bedeni bir çeşit yedikleri gıdalardan aldıkları enerjiyi ve fiziksel hareketleriyle oluşturduğu enerjiyi bilinç enerjisine dönüştüren bir fabrikadır. Böylece maddi gıdalardaki ve fiziksel hareketteki enerji dönüştürülür. Bilinç bu enerji sayesinde yükselebilir. Doğru yolda kullanılırsa yükselir.

Yeşua2000

7 Mayıs 2022 Cumartesi

WARNING FROM/UYARI YESHUA/YEŞUA

Yeshua said that even his mission has changed. It is not love anymore. Human beings cannot expect love anymore. There won't be left a single stone over another stone on the whole earth.


Yeşua kendi görevininde değiştiğini söyledi. Artık görevi sevgi elçisi olmak değilmiş. İnsanlar artık sevgi beklemesinler dedi. Yeşua tüm dünyada taş üstünde taş bırakılmayacağını bildirdi.

Yeshua/Yeşua, 2020

6 Mayıs 2022 Cuma

RUHSAL YETENEKLERİ GELİŞMİŞ İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ

Ruhsal yetenekleri bir takım, telepati, telekinezi vb., gizli güçler olarak almayın. Ruhsal yetenek çok farklıdır. Bilincin yükselmesi, o varlığın titreşimlerinin yükselmesidir. İnsanların bilinci yükselip hassaslaştıkça çevreye olan duyarlılıkları da bu yükselme oranında artar. Bunun aksi durumdaki insanlar ise çevrelerine duyarsız, olumsuz duygular yayan ve bencillikleri ön planda olan kaba frekanslı varlıklardır. Çevrelerini rahatsız ederler, zarar verirler ve bundan hiç etkilenmezler. Bir nevi insan görünümündeki haşerelerdir.

Ruhsal yetenekli hassas insanlar her zaman kendilerini bunalmış hale getirirler. Oldukça kolay ambale olurlar. Başkalarının olumsuz enerjilerini olması gerekenden daha fazla kendilerine çekme eğilimindedirler ve bu onları çok fazla gönül yarası ve strese sokar. Çünki çevreleri olumsuz enerjilerle doludur. Dünya nüfusunun 2/3 ü malesef kötü  düşük bilinçli insanlardan oluşuyor.  Ancak bu hal yeteneklerinin farkında olan kişilerin üstesinden gelebileceği bir şeydir. Farkındalık olmadan bu tür bir durumda kendinizi nasıl geri tutacağınızı bulmak, kendinizi kollamak neredeyse imkansızdır. Fark etmek ve hemen yüklendiğiniz olumsuz enerjileri boşaltmak zorundasınızdır. Aksi takdirde ruhen ve bedenen hasta olursunuz. Boşaltmak işlemini toprak ya da suyla sık sık temas ederek yapabilirsiniz. Dua da faydalıdır. Bu olumsuz enerjileri kendilerine çekip toplamak bir yerde yükselmiş ruhların görevidir. Bu nedenle bir an evvel bunun farkında olmak gerekir.

Ruhsal yetenekleri gelişmiş hassas insanların hayvanlarla arası iyidir. Etraflarında yaydıkları yumuşak ve dostça olan auralarını hayvanlar hisseder. Adeta kokusunu alırlar.

Bu hassas insanlar duygusal bir bunalıma girerlerse etraflarına da kasvetli bir aura yayarlar. Çünki ruhsal enerjileri çok güçlüdür. Bu durum yakınlarındaki elektronik aletlerin düzgün çalışmaması şeklinde de kendini gösterebilir. Buna karşın eğer mutlu iseler çevrelerine de mutluluk yayarlar. 

Girdikleri mekanlardaki olumsuz enerjileri anında fark ederler. Eğer yeteneklerinin farkında değillerse bu da onlara büyük bir sıkıntı ve gerginlik getirir. Farkında iseler orada fazla kalmazlar.

Ruhsal yetenekleri gelişmiş insanların başka bir özelliği de çok canlı rüyalar ve kabuslar görmeleridir. Uykuda iki dünya arasındaki perde incelir. Bilhassa gece yarışı 03.00 ile 04.00 arası ani uyanmalar bu hassas insanlarda sık görünen vakalardır. Bu şekilde gördükleri rüyaları veya kabusları hatırlarlar. 

Hassas insanlar sınırlarını bilirler ve çoğunlukla bu sınırlar içinde kalırlar. Bu insanlar serdengeçti ya da tabiri caizse serseri ruhlu değillerdir. Tevazu sahibi insanlardır. Sorumluluk anlayışları derindir. Diğer insanları ve hatta tüm varlığı kendileri ile bir görür ve bütünün zararına olabilecek tüm hareketlerden, kendi menfaatlerine zıt olsa bile, kaçınırlar.

Sessizlik ve sakinlik doğal eğilimleridir. İnsanlara tepeden bakmazlar. Kimin ne olduğunu bilir ama aşağılamazlar. Uzak durmağa çalışırlar. 

Tek başınalığı severler. Genellikle yalnızdırlar. Ruhsal hassasiyetlerinin farkında değillerse bu da onlara için bir sorun olabilir. Bu kadar kaba titreşimli varlığın arasında olmak, eğer durumun farkında değillerse, onları adeta boğar. Kaçmak isterler fakat bu seferde antisosyal damgası yerler. Görüldüğü gibi insan ruhen yükseldikçe katlanması gereken durumlar artmaktadır. Kolay değildir ama insanın tek varlık amacı bu duruma yükselip Tanrının görevli çocukları olmaktır. 

Unutmayalım ki herşey Tanrı içindir. Kendimiz için birşey isteyemeyiz. "Ben" dediğiniz an da Tanrıdan koparsınız. Varlık aleminden düşersiniz. Dünyadaki yaşamlar çok kısa sürelerdir. Sizi buradaki kısmi ve geçici bir takım özgürlükler aldatmasın. Ancak bilin ki Kaynağa ulaşıp Tanrı ile bir kere bütünleştiğinizde duyacağınız huzur ve sevinç her muhteşem güzel şeyin de ötesindedir. Tarif edilemez olduğunu bildirdi çok öncelerden Onunla birleşmiş olan kardeşim Yeşua.

Yeşua2000 

MUTLU OLMAK İÇİN

İnsan dünyayı iyi bilirse aldanmaz. Tanrı gerçeğini iyi bilirse aldatmaz. Yolu olmayan yoldaş bulamaz.

Ruhsal olarak gelişmiş kişiler veya yüksek hassasiyete sahip insanlar bilgiyi diğerlerinden çok daha yoğun bir şekilde işlerler. Çevrelerinin çok daha farkındadırlar ve her şeyi çok daha çabuk özümserler. Beyin aktiviteleri çoğu zaman en üst vitestedir.

Bu nedenle öğrenmek onlar için akranlarından çok daha “kolay” olur. Genellikle hızlı öğrenen veya zeki kişi olarak tanımlanırlar. Ama sadece ilgilerini çekiyorsa, onlara doğru geliyorsa ve bağımsız düşünmeyi ve yaratıcılığı içeriyorsa bu durum gerçekleşir. Aksi takdirde, onlar için öğrenme acılı ve sıkıcı bir görev haline gelir. Bu durum onlarda öğrenmeye karşı bir direnç oluşturur. Yine bu hassas ruhlu insanlar sürekli aynı şeylerin tekrarlanması şeklinde yapılan monoton işlerde başarısız olurlar. Performansları düşer ve "yavaş öğrenen" veya bu türden bir sıfat ile etiketlenirler. Bu da, bu hassas insanlara acı verir. Çünki onlar sadece o konularla ilgilenmedikleri için durum böyledir. Zeki olmadıkları için değil. Neticede de akademik dereceler onlar için anlamsız olur. İlgilenmedikleri şeylere odaklanamazlar. Onlar için amaç çok önemlidir. Bir şeyin derin bir hedefi olmadıkça onlar için ilgi çeken bir tarafıda kalmaz. Bu nedenle aptal olarak adlandırılmak onların kendileri hakkında olumsuz düşünmelerine hatta kendilerine zarar veremelerine sebeb olabilir çünki kendi hassas ruhsal durumlarının farkında değillerdir ve çevrenin kendileri için ne dediklerinden çok fazla etkilenirler. Değersizlik duygusu geliştirirler. Buna izin vermeyin. Yaratma yeteneklerinize sahiplenin. Kurban rolünü oynamayın. Rekabetten kaçınmayın, en başta da kendinizle rekabet edin. Başkalarının sizi etkilemesine izin vermeyin. Başarıdan, sorumluluk almaktan korkmayın. Kendiniz hakkında olumsuz düşünmeyin. Olumsuz düşünmek olumsuz konuşmayı ve aşırı düşünmeyi getirir. Hiçbir şeyden yapmadan atıl durmak da olumsuzluğu getirir bu da sizi tahrip eder.

Sonuç olarak size bir faydası olmayan tüm olumsuz alışkanlıklarınızı terk edin. Yapmaktan hoşlanmadığınız şeyleri de illa gerekiyorsa yapın. Bu şekilde yaşamın coşkusunu daha iyi takdir edersiniz. Yaşamınız daha tatmin edici bir hal alır. Mutlu olursunuz.

Yeşua2000 

2 Mayıs 2022 Pazartesi

ZEYTİN DAĞINDAKİ SON VAAZ

Yeşua zeytin dağındaki son vaazında takipçilerine şunları söylemişti: "Bundan sonra kişiler Tanrı'ya İsrail'in çocuğu olarak değil, Tanrı'nın çocuğu olarak yaklaşmalıdır. Ben, Tanrı'yı İsrail çocuklarına açıklamak için değil, daha çok buTanrı bilgisini ve Onun vahyini, sevgisini ve merhametini gerçek bir kişisel deneyim olarak bireysel insanlara sunmak için geldim. Bütün peygamberler size Tanrının kendi halkını önemsediğini, Tanrının İsrail'i sevdiğini öğrettiler. Ama ben aranıza daha büyük bir gerçeği ilân etmek için geldim. Daha sonraki peygamberlerin bir çoğunun da kavradığı daha büyük bir gerçek, Tanrının her birinizi birer birey olarak sevdiği gerçeğini ilan ediyorum. Bütün nesiller boyunca sizler ulusal veya ırksal bir dine sahip oldunuz, şimdi ise ben size kişisel bir yol göstermeye geldim."

O zaman insan, içinde ikamet eden öz benliğinin Yaratan'ı bulmaya,Tanrıyı ​​bilmeye ve Ona benzer olmaya yönelik ilahi dürtüsüne henüz dünyada yaşarken kendi bilinçli tepkileri ile karşılık vererek kutsal yükseliş sürecine  başlamalıdır. Bunun için önce dünyasal takıntılarınızı ve korkularınızı terk ederek ruhsal özgürlüğünüzü elde edin ve sonra ruhunuz Onunla bütünleşip sonsuz yaşama kavuşabilir.

Tanrı, bireyin kalbine bakacaktır. Her ruh, Tanrı'nındır. Sadece küçükte olsa sürekli aynı günahları işleyen ruhlar ile bir kerede olsa büyük günahları işleyen ruhlar ölecektir.

Yeshua2000

THE LAST SERMON OF YESHUA MESSIAH

On his last sermon on Mount of Olives yeshua told his followers: "From now on one must not approach the Father as a child of Israel but as a child of God. I have come, not to reveal the Father to the children of Israel but rather to bring this knowledge of God and revelations of His love and mercy to the individual believer as a genuine personel experience. All the prophets have all tought you that Yahweh cares for His people, that God loves Israel. But I have come among you to proclaim a greater truth, one which many of the later prophets grasped, that God loves everyone of you as individuals. All these generations have you had a national or racial religions, now have I come to give you a personel path."

"Man should begin then that eternal ascend of the paradise career which consists in the creature's conscious respones to the divine urge of the indwelling spirit to find the Creator, to know God and to seek to become like Him. First discern the spiritual freedom and then one can merge into Him."

"God will search the individual's hearts. Every soul are God's. Only the souls that sin continiously plus commits big sins even once shall die."

Yeshua2000 

1 Mayıs 2022 Pazar

SEVGİ BOYUTUNDA YAŞAMAK

Sevgi titreşimleri yaymak için kendiniz sevgi olmak zorundasınız. Sevgi verilmez sevgi olunur. Sevgi titreşimlerinde yaşayan varlık olmak insanın asli yapısıdır. Eğer yaşamınıza iyilikleri ve güzellikleri çekmek istiyorsanız zihniniz ve kalbiniz çevrenize sevgi titreşimleri yaysın. Kendimizi iyi hissetmeye, iyi olmaya ve iyi olanı yapmaya adamalıyız. Bu durum, sevgi ve iyilik titreşimleri yaymak, Tanrının Kendisini bizden tezahür ettirmesidir. Kendisini bizim vasıtamızla ifade etmesidir.

Sevgi titreşimi içinde yaşadığımız zaman, enerjimizin titreşimleri yükselir ve bizler şefkat, bağışlayıcılık, hoşgörü, saygı, cömertlik, coşku,  huzur gibi tanrısal değerleri yaymaya başlarız. Bu değerler yaşam ilham eder, güçlendirir ve zenginleştirir. Sevgi titreşimleri bilinçlerimizi yükseltir. Bilinci üst katmanlarına taşır. Bizi küçülten, sınırlayan ve kurban durumuna sokan duygu ve düşüncelerden kurtarır. Norotik korkular, yargılar, açgözlülük, hasetlik, saldırganlık ve egonun inançı hep haklı çıkma dürtüsü sevgi titreşiminde yok olur. Ruhumuzun üzerindeki eziyet kalkar. Ruhumuz öz benliğimizle bir olur. Egonun kimliğimiz üzerindeki kontrolü biter. Olumsuz ve kısıtlı düşüncelerden özgür oluruz  ve neticesinde kendimizi çok daha hafif ve parlak hissederiz. İyiliğimize, hayrımıza olan şeyleri kendimize çeken bir mıknatıs haline geliriz.

Sevgi titreşiminde yaşamak söylemesi kolay ancak fiiliyatta uygulaması zor bir durumdur. Karşılaştığımız insanlara ve durumlara karşı oluşan duygu ve düşüncelerimizi her an kontrol etmeli ve kendimizi adeta dışarıdan üçüncü bir şahıs gibi izleyebilmeliyiz. Egomuzun dizginlerini hiç gevşetmemeliyiz. Bu durum insanın kendisinin ötesinde yaşıyor olmasıdır. Egomuz yaşam sahnesinde hemen ve kolayca keyfine bakma eğilimindedir. Egomuz hayatın dramlarına kolayca kapılır. Üstünlük, güvenlik ve statü yoluyla egoyu şişirmek için bizler genellikle duygusal ve fiziksel enerjiye yatırım yaparız. Ama bizim esas  kimliğimiz egomuz değil ruhumuzdur. Ruh bedenin içindedir ama bedenden ayrıdır. Birlikte gözetleyendir. Yaşamı kutsal planın bir açılımı, öz benlığimizin şekil dünyasında gözler önüne serilimi olarak görür. Ruh, "herşeyin birlikte iyilik için çalıştığına" güvenir. Ruhumuz yaşamı tecrübe eder.

Sevgi boyutunda yaşadığımızda yaşamın tüm cephesinin bir potansiyele sahip olduğunu görürüz. Gerçekten herşeyin bütünleşmek gibi bir sorumluluğu vardır. Potansiyel bu idrak içindir. Herbirimiz, doğa ve evren dahil bir bütünün birbirine bağımlı parçalarıyız. Birimizi etkileyen hepimizi etkiler. Bir diğer bütünlüğümüz ise öz, ruh ve beden bütünlüğümüzdür. Kırıklığımız geçmişten gelen değersizlik ve acı duygularından kaynaklanır. Sevgi titreşiminde yaşamak ise bizi şimdiki ana odaklar ve tüm bu geçmiş acılardan ve olumsuz duygulardan özgürleştirir. Bazı insanlar yüksek sevgi frekansın da doğarlar, bazıları sevgi ortamlarında büyürler. Bazıları da sevgiyi tam olarak tecrübe edebilmek, yaşayabilmek için büyük çaba harcamak zorunda kalırlar. Bu zorlu işlem sevgiye bireysel olarak dönüşmek ve bütün ile bir hissedebilmek işlemidir. Egonun, bencilliğin ruha teslim olabilmesi içindir. Bir kere sevgi titreşimine ulaşılınca yaşam içten gelen bir sevinç ve huzurla dolar. Herşeyle bağlantılı olduğunuzu hissedersiniz. Bir ferahlık, çocuksu bir coşku kaplar içinizi. Sakinlik içinde dua etmek, sükunetle içe dönüp kendinizi gözlemlemek, doğa güzelliklerini kendi sesleri içinde seyretmek, güzel olan şeylere sessizlik içinde bakmak bunu bizlere anlık da olsa yaşatır. 

Yeşua2000  

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...