Her birimizin görevi niteliksel olarak Tanrı gibilik vasfına ulaşmak, yeterince büyük bir bilinç seviyesine kavuşmak ve sonra bu Okyanusa dalarak Tanrı ile bir olmaktır.
İnsan yoğun üç boyutlu uzay ortamlarında yaşamak zorundadır hatta bedensiz olarakta bunu yaşamak durumundadır. Bedensiz olarak yaşayan ruh varlıklar eğer yeterince gelişmemişlerse Tanrıyı hissedemezler ve göremezler çünkü yüksek titreşimli boyutlara yükselemezler. Onun hakkında sadece bir şeyler duymuşlardır.
Tanrıyı anlamak için kişiler zeka olarak gelişmiş olmalıdırlar. Onun huzuruna nasıl varılacağını kavramış olmalıdırlar. Tanrının huzuruna çıkmak dünyadaki her hangi bir yere ulaşmaktan çok daha zordur. Kişiler etik olarak mükemmel olmalıdırlar ki ancak o zaman Tanrı kendisine yaklaşılmasına izin verir. Aksi takdirde izin vermez. İradenin güçlü olması gereklidir. Yani bilincin yükselmiş olması, aksi takdirde sonsuzluklar arasında yol katetmek mümkün değildir. Ve tabi bilincin o yüksek frekanslarda kalabilmesi de önemlidir. O yüksek frekanslara adapte olmuş olması gerekir. Kaba, maddesel frekanslara adapte olmuş bir bilinç Tanrının ters yönüne doğru bir hareket içinde demektir. Yok olma yoluna doğru.
Bilincin incelip yükselebilmesi ve büyümesi için gerekli enerjiler sadece ruh bedenli halde iken kazanılabilir. Fizik bedensiz bu mümkün değildir. Bedenin fiziki hareketleri ve yediği gıdalar ruhuna enerji yükler. İnsan bedeni bir çeşit yedikleri gıdalardan aldıkları enerjiyi ve fiziksel hareketleriyle oluşturduğu enerjiyi bilinç enerjisine dönüştüren bir fabrikadır. Böylece maddi gıdalardaki ve fiziksel hareketteki enerji dönüştürülür. Bilinç bu enerji sayesinde yükselebilir. Doğru yolda kullanılırsa yükselir.
Yeşua2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder