OLUMLU İNSAN OLMAK NEDİR?
Olumlu olmak nasıl olur?
Yüzünde devamlı bir tebessüm olan insan mı olumludur? İçi daima olumlu düşünceleri barındıran insanlar mı gülümser?
Olumluluk şudur: Güçlükleri bir öğrenme süreci olarak görmek, en ıstıraplı günleri bile yarının daha iyi olacağının bir vaadi olarak kabul edebilmek. Eğer biz daima her şeyin parlak tarafını görmeyi seçersek yaşamımızda gittikçe artan bir şekilde olumlu olaylar/tecrübeler yaşamaya başlarız. Kendimiz daha az stresli olarak buluruz. Sağlığımız daha iyi olur. Bu sizin zihninizde canlandırdığınız bir sanı değil, gerçektir.
Olumlu insan olmanın faydaları nedir?
Sıhhatimizin kötümser düşüncelere sahip olanlara göre daha iyi olması. Bağışıklık sistemimiz daha kuvvetlidir. Daha uzun yaşanır.
Yaşamda yaptığımız aktivitelerde, işimizde daha başarılı oluruz. Bir sporcu daha kötüye gittiğine inanırsa gelecek icraatı daha kötü olacaktır. Olumlu düşünce olumlu sinerji (görevdeşlik) yaratır.
Daha mücadeleci olunur. Olumlu düşünce sahipleri kötümser olan insanlara kıyasla mücadeleyi daha fazla sürdürür, onlar gibi erken pes etmez.
Duygusal olarak daha kuvvetli oluruz. Depresyona kolay girmeyiz. Depresyona giren hastalar üzerinde kavramsal olarak yapılan düşüncelerin yeniden yapılandırılması işleminden alınan sonuçlar ilaç tedavilerinden daha iyi sonuçlar vermiştir. Olumlu düşünce yüksek moral demektir. Hastalıkların iyileşmesinde moralin çok büyük değeri vardır.
Olum düşünce sahipleri daha az stres sahibi olur. Çünkü onlar kötümserler hatta gerçekçilere göre kendilerine ve yeteneklerine daha fazla güvenirler. İyi şeylerin olmasını beklerler, umarlar. Olumsuzlukları, üstesinden gelinmesi gereken ufak çakıl taşları olarak görürler. Olumlu olayları gelecek iyi şeylerin bir delili olarak görürler. Kendilerine inanmakla daha fazla risk alabilir ve yaşamlarında daha fazla olumlu olaylar oluşturabilirler.
Olumlu insanı olumsuz insanlardan ayıran farklar:
Zamanla bir takım şeyler değişir mi yoksa aynı mı kalır?
Bir durum sizin yaşamınızın bir kısmının yansıması mı yoksa yaşamınızın bütünü mü?
Olayların sebebi siz misiniz yoksa sebep dış etkenler mi?
Gerçekçiler olayları nispeten açık ve net görebilir ama çoğumuz gerçekçi olamayız. Belli derecelerde ya olumlu yâda olumsuz olarak olaylara atıfta bulunuruz.
Olumlu bakanlar olumlu olayların kaynağının kendileri olduğunu söylerler. Aynı zamanda da bu olumlu olayların gelecek olumluluklarında delili olduğunu kabul ederler. Yine yaşamlarının diğer alanlarında olumluluklar olacağını kabul ederler. Aksi yönde de olumsuz olayların kendi hataları olmadığını ve yaşamlarının diğer alanları ile bir ilgisi olmadığını kabul ederler. Örneklersek olumlu bir insan işinde terfi alırsa bunu kendisinin işinde iyi olmasına bağlayacaktır ve bu sebeple de ileride daha iyi şeylerin bunu takip edeceği kabul edecektir. Şayet terfi konusunda pas geçilmişse bunun hafifletici sebeplerle aylık izin yaptığından olduğunu ama gelecekte daha iyi şeyler yapacağını kabul edecektir.
Olumsuz insanlar ise bunun tersini düşünür. Olumsuz olayların sebebinin kendisi olduğunu kabul eder. Bunu takiben de hataların sökün edip geleceğini düşünürler. Yine yaşamlarının diğer alanlarında da hataların takip edeceğine inanırlar. Olumlu olayların ise kendi kontrolleri dışında geliştiği, büyük ihtimalle de tekrar etmeyeceğine inanırlar. Bir kötümser terfiini muhtemelen bir daha olamayacak bir olay gibi görür. Hatta terfi etmekle şimdi daha sıkı bir gözlem altında kalacağını düşünüp endişe edebilir. Terfi ettirilmemesini ise kendi yetersizliğine bağlayıp muhtemelen bu sebeple gelecekte de terfi ettirilmeyeceğini düşünür.
Bunların manası nedir?
Olumlu bakmakla siz olumsuzlukları çabuk bertaraf edersiniz. Yaşadığınız olumlu olaylar sizin kendinize olan inancınızı daha da kuvvetlendirecektir. Yaşamınızda, yaşam kalitesinin kendiniz ve çevreniz için yükseltilmesi bakımından iyi şeyler yapabilirsiniz.
Olumsuz düşünenler ve gerçekciler ise bu olumlu düşünme şeklini belli derecelere kadar yapabilirler. Bunun için düşüncelerini yeniden düzenlemeyi, iç disiplinle her an düşüncelerinin ne tarafa kaymakta olduğunun farkında olmayı ve onları kavramsal olarak yeniden şekillendirmeyi öğrenmelidirler.
Yüzünde devamlı bir tebessüm olan insan mı olumludur? İçi daima olumlu düşünceleri barındıran insanlar mı gülümser?
Olumluluk şudur: Güçlükleri bir öğrenme süreci olarak görmek, en ıstıraplı günleri bile yarının daha iyi olacağının bir vaadi olarak kabul edebilmek. Eğer biz daima her şeyin parlak tarafını görmeyi seçersek yaşamımızda gittikçe artan bir şekilde olumlu olaylar/tecrübeler yaşamaya başlarız. Kendimiz daha az stresli olarak buluruz. Sağlığımız daha iyi olur. Bu sizin zihninizde canlandırdığınız bir sanı değil, gerçektir.
Olumlu insan olmanın faydaları nedir?
Sıhhatimizin kötümser düşüncelere sahip olanlara göre daha iyi olması. Bağışıklık sistemimiz daha kuvvetlidir. Daha uzun yaşanır.
Yaşamda yaptığımız aktivitelerde, işimizde daha başarılı oluruz. Bir sporcu daha kötüye gittiğine inanırsa gelecek icraatı daha kötü olacaktır. Olumlu düşünce olumlu sinerji (görevdeşlik) yaratır.
Daha mücadeleci olunur. Olumlu düşünce sahipleri kötümser olan insanlara kıyasla mücadeleyi daha fazla sürdürür, onlar gibi erken pes etmez.
Duygusal olarak daha kuvvetli oluruz. Depresyona kolay girmeyiz. Depresyona giren hastalar üzerinde kavramsal olarak yapılan düşüncelerin yeniden yapılandırılması işleminden alınan sonuçlar ilaç tedavilerinden daha iyi sonuçlar vermiştir. Olumlu düşünce yüksek moral demektir. Hastalıkların iyileşmesinde moralin çok büyük değeri vardır.
Olum düşünce sahipleri daha az stres sahibi olur. Çünkü onlar kötümserler hatta gerçekçilere göre kendilerine ve yeteneklerine daha fazla güvenirler. İyi şeylerin olmasını beklerler, umarlar. Olumsuzlukları, üstesinden gelinmesi gereken ufak çakıl taşları olarak görürler. Olumlu olayları gelecek iyi şeylerin bir delili olarak görürler. Kendilerine inanmakla daha fazla risk alabilir ve yaşamlarında daha fazla olumlu olaylar oluşturabilirler.
Olumlu insanı olumsuz insanlardan ayıran farklar:
Zamanla bir takım şeyler değişir mi yoksa aynı mı kalır?
Bir durum sizin yaşamınızın bir kısmının yansıması mı yoksa yaşamınızın bütünü mü?
Olayların sebebi siz misiniz yoksa sebep dış etkenler mi?
Gerçekçiler olayları nispeten açık ve net görebilir ama çoğumuz gerçekçi olamayız. Belli derecelerde ya olumlu yâda olumsuz olarak olaylara atıfta bulunuruz.
Olumlu bakanlar olumlu olayların kaynağının kendileri olduğunu söylerler. Aynı zamanda da bu olumlu olayların gelecek olumluluklarında delili olduğunu kabul ederler. Yine yaşamlarının diğer alanlarında olumluluklar olacağını kabul ederler. Aksi yönde de olumsuz olayların kendi hataları olmadığını ve yaşamlarının diğer alanları ile bir ilgisi olmadığını kabul ederler. Örneklersek olumlu bir insan işinde terfi alırsa bunu kendisinin işinde iyi olmasına bağlayacaktır ve bu sebeple de ileride daha iyi şeylerin bunu takip edeceği kabul edecektir. Şayet terfi konusunda pas geçilmişse bunun hafifletici sebeplerle aylık izin yaptığından olduğunu ama gelecekte daha iyi şeyler yapacağını kabul edecektir.
Olumsuz insanlar ise bunun tersini düşünür. Olumsuz olayların sebebinin kendisi olduğunu kabul eder. Bunu takiben de hataların sökün edip geleceğini düşünürler. Yine yaşamlarının diğer alanlarında da hataların takip edeceğine inanırlar. Olumlu olayların ise kendi kontrolleri dışında geliştiği, büyük ihtimalle de tekrar etmeyeceğine inanırlar. Bir kötümser terfiini muhtemelen bir daha olamayacak bir olay gibi görür. Hatta terfi etmekle şimdi daha sıkı bir gözlem altında kalacağını düşünüp endişe edebilir. Terfi ettirilmemesini ise kendi yetersizliğine bağlayıp muhtemelen bu sebeple gelecekte de terfi ettirilmeyeceğini düşünür.
Bunların manası nedir?
Olumlu bakmakla siz olumsuzlukları çabuk bertaraf edersiniz. Yaşadığınız olumlu olaylar sizin kendinize olan inancınızı daha da kuvvetlendirecektir. Yaşamınızda, yaşam kalitesinin kendiniz ve çevreniz için yükseltilmesi bakımından iyi şeyler yapabilirsiniz.
Olumsuz düşünenler ve gerçekciler ise bu olumlu düşünme şeklini belli derecelere kadar yapabilirler. Bunun için düşüncelerini yeniden düzenlemeyi, iç disiplinle her an düşüncelerinin ne tarafa kaymakta olduğunun farkında olmayı ve onları kavramsal olarak yeniden şekillendirmeyi öğrenmelidirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder