Bende mucizeler göstermeyi Tanrıdan çok diledim ama dileğim kabul edilmedi. Daha sonra anladım ki şayet bizim düşündüğümüz manada kıyametler olsa bu bir döngü oluştururdu. Belki kıyametten sonra birkaç yüzyıl insanlar düzelecek ama ardından bozulma yeniden başlayacaktı. Bu kısır bir şekilde sürecekti. Gelişmeden kendi kendini tekrarlayan kısır bir döngü.
Benim şifa gücüm vardı. Evet Tanrı bana kaderi değiştirme, ölüm yolundan döndürme yetkisi verdi. Ancak fiilen ölüyü diriltmek değildi bu. Fiilen yaşam kordonu kopan birinin ruhu tekrar bedene dönmez. Ben ölümcül hastaları tekrar iyileşme sürecine sokabiliyordum. Halende şifa veriyorum. Tıpkı sana yaptığım gibi. Sen beni gördün.
Tanrı insana özgür irade verdi ve neticesinde de insanların kendi özgür iradeleriyle ve hiçbir baskı görmeden Kendisine dönmelerini istiyor. Böyle bir durumda kıyamet diye bir olaya yer olamaz.
Şayet ben bir dokunuşta körlerin gözünü açabilseydim, böyle mucizevi bir gücüm olsaydı o zaman ilk olarak herkesin bana inanmasını ve Tanrıya dönmelerini sağlardım. Ama söz konusu durum böyle değildi. Ben iyileştirebiliyordum ve insanları tekrar toplumun kabul edebilecekleri oranda bir sıhhate getirebiliyordum.
İNSANLARA SEVGİYİ SAYGIYI VE HOŞ GÖRÜYÜ ÖĞRENMELERİ GEREKTİĞİNİ SÖYLE. AKSI TAKDİRDE TOPRAĞIN BAĞRINDA YOK OLUP GİDERLER. HER VEFAT EDEN UYANDIRILMAZ. HER UYANDIRILAN HEMEN YENİDEN BEDENLENME ŞANSI BULAMAZ. HER BEDENLENEN DE BAŞARAMAZ. EBEDİ YAŞAMA GİDEN YOLUN KAPISININ ANAHTARI BENDEDİR. SADECE BULUĞ ÇAĞINA GELMEDEN ÖLEN KÜÇÜK ÇOCUKLARIN RUHLARI TANRIYA DİREK OLARAK GİDERLER.
YEŞUA.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder