Translate

6 Aralık 2020 Pazar

BİREYSEL UYANIŞ ZAMANIDIR

Artık imanınızı organizasyon merkezleri olan mabedlere ve hangi dinden olursa olsun din adamlarının güya kutsal olduklarını iddia ettikleri kitaplara dayalı söylemlerine bağlamanın zamanı değildir. Bu yol artık güvenli değildir. Belli mevkileri tutmuşlar, belli unvanları takınmışlar diye bir takım insanlara iman konusunda tamamen güvenmek sizi yanlışa götürecektir. 

Her bir birey kendi içinde doğruyu yanlıştan ayırt edebilmelidir. Bunu her kişi kendisi kalbinde hissetmelidir. Taklidi inanç, aktarma iman olmaz. Doğru olmaz. Bir sürü yanlışlar, yanılmalar ve sapmalar olur. Bu konuda kendisini otorite ilan eden, kendi sözlerinin ve bunun gerisindeki inancın mutlak doğru olduğunu ilan edenler Tanrı'ya eş koşarlar. Onlara asla itibar etmeyin, onlara hoşgörü de göstermeyin. Ruhban sınıfını ve din alimi olarak kendilerini size sunanların sözlerini aklınıza ve hislerinize uymuyorsa red edin. Ezelde veya şimdi de Tanrı'dan inen kitaplar yoktur. Tanrı insana bir zihin ve özgür irade vermiştir. Bunların üzerine zorlayıcı kurallar içeren kitaplar indirmez. Tanrı'dan saf kalplere doğruyu gösteren ilhamlar gelir. 

Hiçbir kitap bizzat elçiler tarafından veya onların zamanında ve onlar tarafından yazılmamış veya yazdırılmamıştır. Tanrı sözü denen bu kitaplar elçilerden onlarca hatta yüzlerce yıl sonra gelen siyasi otoritelerin güdümündeki sözde din alimlerine yazdırılmıştır. Elçilerin kalplerine doğan doğrular çok az olarak bu kitapların içlerinde elbette vardır, olmasa zaten bunlara kimse inanmazdı.  Ancak bununla beraber çoğu yazı saf olmayan kalplerin sözlerini yansıtmaktadır. Elçilerin isimleri ve bazı sözleri ise kandırmak için hatta bazılarının anlamları çarpıtılarak bir nevi etiket olarak kullanılmaktadır. 

Bu baskın güçlerin amaçları kalabalıkların kendi adeletsizliklerine isyanını önlemek açıkçası onları koyunlar gibi gütmektir. 

Bilimin olmadığı ilkel zamanlarda elçilerle gelen rehberlik süreci çoktan bitmiştir. Şu an artık herkes kendisi hak ile batılı kalbinde hissedecek bir bilinç seviyesinde olmak zorundadır. Fiili durumun böyle tezahür etmemesi bizim ayıbımızdır ve sonuç olarak bir anlam ifade etmez. Gerçekler kalabalıkların eğilimlerine göre değişmez, değiştirilemez.

Yaşarken bu gerçeğe uyananlara ne mutlu çünkü kabirlerde uyanmanız mümkün değildir. Böyle bir hak yoktur.

Alpaslan Kuzucan


Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...