Bir problemle yüzyüze gelindiğinde kuvvetli bilinçler mantığı kullanır. Sorun ile ilgili verileri toplayarak oradan bir sonuca ulaşmaya çalışırlar. Temkinli olurlar. Dengeli dururlar. Gelişmemiş bilinçli basit ruhlar ise ambale olur, şaşkına dönerler. İlk gruptakiler kendi yollarını kendileri çizerken ikinci gurubun sürü olarak güdülmesi gerekir. Bu ikinci guruptakiler tamamen bir çobanın idaresine muhtaçtırlar. Ve bu durum kötü niyetli şer odaklarının ekmeğine yağ sürer.
Harekete geçen cahil sürüsünün yıkıcı gücünü küçümsemeyin. Çok yıkıcıdır. Herşeyi tahrip eden bir doğal afet gibidir.
Araştırmacılar insanların küresel ısınma ve iklim değişikliğine ne tepki vereceklerini az çok öngörebilmektedirler. Dünya ısındıkça toprak verimsizleşecek ve insanlar daha az üretken ama daha saldırgan olacaklar. Yükselen denizler kitlesel göçlere zorlayacak insanları. Kötüleyen kuraklıklar ürünlerin verimini düşürecek. Ekonomiler çökecek bu da savaşları körükleyecek. Hatta milliyetçi akımlar körüklenecek ve otoriter yönetimler baş gösterecek. Demokrasi ne demek unutulacak. İnsan hakları nedir hatıralarda kalacak. Kalkışanlar ve kıyımlar olacaktır. Bu da cahil kitlenin kötü niyetlilerce yalan söz ve vaatlerle heyecanlandırılıp kullanımını daha kolay hale getirecektir. Ülkemizde Kızılırmak korumak üzeredir. Konya ovası verim vermemektedir. Muğla, Bodrum ilçesi susuzluğa mahkum hale gelmiştir. Mumcular barajı %9 seviyesinde doludur. Evet kimbilir daha nerelerde ne yok!
Psikopatlık, sosyopatlık ve narsistlik had safhada. Bunu söylediğimde ise aldığım cevap: Bu devirde kim değil ki? Şey gibi, hani bir ara ağızlarda sakız olmuştu...yalandan kim ölmüş? Denirdi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder