Translate

12 Aralık 2016 Pazartesi

BİZ TANRIYLAYIZ

BİZ TANRIDAN GELMEDİK. BİZ TANRIYLAYIZ. YEŞUA MESİH


SEVGİ VE IŞIK
SEVGİ YOLUNUZ IŞIK YOLDAŞINIZ OLSUN.
SEVDİKÇE İNANIR İNANDIKÇA SEVERSİNİZ.
IŞIK, BİLMEK VE GÖRMEKTİR. BUNU UNUTMAYIN.
SİZLERE GÜVERCİN GİBİ SAF TİLKİ GİBİ TETİKTE OLUN DEMİŞTİM.
ŞİMDİ GÜVERCİN KADAR SAF OLURSANIZ TANRI SİZİ TETİKLER DİYORUM.



TANRI KONUŞMAZ. TANRI YAPAR.

Tanrıyı konuşturmak, Tanrı adına konuşmak, Onun ağzından konuşmak yanlıştır. "Tanrı böyle istedi,  Tanrı şöyle dedi" gibi sözler kullanmak yanlıştır. Tanrı konuşmaz. Tanrı yapar.

Tanrı sorgulanmaz, Tanrı ile ilgili konuşurken espri yapılmaz. Tanrı yargılanmaz. Tanrı kimseye Kendisini yargılama hakkı vermedi.

Tanrı herşeyin kaynağıdır.. Onu görmek mümkün değildir. Onu kavramak mümkün değildir. Tanrı hareket etmez, varlığında bir değişme olmaz.

Işığın kaynağı Tanrıdır. Tanrı Ruhtur. Tanrının takvimi ve zamanı farklıdır.

Yeshua.

YEŞUA'NIN YAŞAMI
İsrail'in sıradan bir köyünde, neredeyse 2000 yıl önce bir ahırda, bir bebek dünyaya gelmiştir. Bugün tüm dünya, Hıristiyan olsun olmasın O'nun doğumunu kutlamaktadır.
Bu bebek otuz yaşına gelinceye kadar belirsiz bir hayat yaşamıştır. Otuz yaşına vardıktan sonra üç sene sürecek bir hizmete başlamıştır. Bu kişi tarihi değiştirmek üzere dünyaya gelmişti. Halk O'nu memnuniyetle dinliyordu: “İsa konuşmasını bitirince, halk O'nun öğretişine şaşıp kaldı. Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi ders veriyordu.” ( Matta 7:29 ).
O benzersizdir — benzersizliği Tanrı'nınki ile aynıdır. Tanrı Onu kendi mayasından yaratmıştır. Misyonu sevgi ve şifadır.
İsa Mesih günahsızdı. O'nun yaşamı o kadar temizdi ki, düşmanlarına şu ifade ile meydan okuyabildi: “Hanginiz bana günahlı olduğumu kanıtlayabilir? Gerçeği söylüyorsam, niçin bana iman etmiyorsunuz?” ( Yuhanna 8:46 ). Bu sorusuna aldığı tek cevap sessizlikti; soruyu yönelttiği kişiler ise O'nu öldürmek isteyenlerdi.
İsa Mesih'in ahlaki başarısı, tüm çağlardaki öğretmen veya peygamberler ile kıyaslandığında, şaşırtıcıdır. Tanrı'ya daha çok yaklaştıkça, kendi başarısızlığımızı, çürümüşlüğümüzü ve kusurlarımızı daha çok fark ederiz. Aynaya bakarken odanın içi ne kadar aydınlıksa, traş olmaya ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu daha çok anlarız. Ahlak alanında, sıradan ölümlüler için bu tartışılmaz gerçektir.
Gerçeğin Ruhu(Kutsal Ruh) ile ilgili sözleri:
Beni seviyorsanız, buyruklarımı yerine getirirsiniz. Ben de Baba'dan dileyeceğim ve O, sonsuza kadar sizinle birlikte olsun diye size başka bir  yardımcı, gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. Sizi öksüz bırakmayacağım, size geri döneceğim. Az sonra Dünya artık beni görmeyecek, ama siz beni göreceksiniz. Ben yaşadığım için siz de yaşayacaksınız.  O gün anlayacaksınız ki ben Babamdayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim.  Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam da sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim. Yahuda (İhanet eden İskariyot değil) O'na:Rab, nasıl olur da Kendini Dünya'ya göstermeyip bize göstereceksin?» diye sordu. Yeshua(Yeşua) ona şu karşılığı verdi: Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz de ona gelir, onunla birlikte yaşarız. Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İşittiğiniz söz benim değil, beni gönderen Baba'nındır. Ben daha aranızdayken size bunları söyledim. Ama Baba'nın benim adımla göndereceği yardımcı, Kutsal Ruh, gerçeğin Ruhu size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacaktır. Size selamet bırakıyorum, size kendi selametimi veriyorum. Ben size Dünya'nın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın. Artık sizinle uzun konuşmayacağım. Çünkü bu Dünya'nın hâkimi geliyor. Onun benim üzerimde hiçbir yetkisi yoktur. Ama Dünya'nın, Baba'yı sevdiğimi ve Baba'nın bana buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi anlamasını istiyorum. Haydi kalkın, buradan gidelim.
İsa Mesih'in ölüm biçimi, halk önünde çarmıha gerilme şeklinde olmuştur. Hükümet bu cezanın sebebi olarak, dine küfrü göstermiştir. Ciddi şekilde işkenceye uğrayan Yeşua Mesih, ellerinden ve ayaklarından çarmıha çakılmış ve çarmıh üzerinde nefessizlikten ağır ağır ölmüştür. Öldüğünün kesin bir şekilde anlaşılması için bedeninin yan tarafı bir mızrak tarafından deşilmiştir.
Bedeni, düz kaya üzerine yerleştirilmişti, keten bez şeritleri ile sımsıkı sarılmıştı ve üzerine baharatlar sürülmüştü. Yuhanna bölümünde otuz litre baharatın kullanıldığı yazılmıştır ki bu miktar bedeni komple sıvazlamak için fazlasıyla yeterlidir. Mezarın girişini yaklaşık 2 ton ağırlığındaki bir kaya ile kapatan Romalı askerler, bu kayayı mühürlemiş ve Yeşua'nın üçüncü gün dirileceğine dair sözleri yüzünden rahatsız olan Yahudi'lerin baskısına göre mezarın başında nöbet tutmaya başlamışlardır.
Bütün bunlara rağmen, üç gün sonra  Yeşua Mesih dirilmiş ve mezarı terk etmiştir.
Yeşua'nın dirilmediğini ispatlamak için her şeyi yapmaya çalışan Romalı ve Yahudi liderler, Yeşua'nın ölü bedenine sahip olsalardı, bu bedeni teşhir ederek Hıristiyanlığı tarihe gömebilirlerdi. Ancak ellerinde beden olmadığı için, sadece görgü tanıklarını katletmekten başka çare bulamamışlardır.



KUTSAL RUH

İnsan ruhu bedene girince adı insan olur. İnsan beden değil, bedeni bir ömür kullanan  ruhtur. Ruh kendinin farkında olan zaman ve mekan boyutlarının dışında bir bilinç birimidir.

Ruhun dünyasal manada cinsiyeti yoktur. Benimsenmiş kişilikler vardır ancak tamamen arınan ruhlar artık tüm dünyasal tutkularından ve takıntılarından arınmışlardır.  Nefsi yoktur bireysel farkındalık vardır ama üstünlük yoktur. Birlik vardır.

Bedenliyken tutkularımızdan kurtulmak mümkün değildir. Ancak onları  yönlendirebiliriz.  İstenen ve beklenende budur.  Doğru davranışlara...

Dünyada bedenliyken karşı cinsiyetten olduğunu düşünen ve öyle davrananlar akıl hastalarıdır. Onlarla arkadaşlık etmeyin. Onları onaylamak, sempatiyle bakmak, nikahlarını kıymak çok yanlıştır. Onlarla beraber yok oluşa götürür.

Dünyada ruhunu saflaştırabilen varlıklar ölüm ötesinde gözlerini ışığa açarlar. Onlar ışığa çekilip alınırlar ve orada ebedi yaşama kabul edilirler. Hükmü Tanrı kendi huzurunda verir. Bu ruhlara kutsal ruhlar denir. Bu manada Hristiyan topluluklarının kutsal ruh inanışları tamamen yanlıştır. Roma pagan dininden alınmıştır. Üçlük birlik diye birşey yoktur. Tanrı var ve bir Olandır.

Dünyada iken ruhlarını tam saflaştıramayanlar ölüm ötesinde saflık derecelerine göre eğitimlere alınarak Tanrının ikinci yada üçüncü, dördüncü...sayısını Tanrı bilir yeni  bir enkarnasyon şansı vermesini beklerler. Dünya sınav yeridir ve arınma sadece dünyada iken yapılabilir.

Öldürmek affı olmayan bir suçtur. Bilerek yada bilmeyerek olsun, savaş, nefsi müdafa ve görünmez kaza dışında can alanların affı yoktur. Ölüm ötesinde bilerek can almışsa ilahi adalet gereği verdiği tüm acılar kendisine aynen çektirildikten sonra ruhları yok edilir. İnsan öldürmenin her halukarda yanlış olduğunu bilmeden can almışsa verdiği acılar katile yaşatılmaz. Ama onlarda yok edilir. Bu ikinci ve gerçek ölümdür. Ebedi, gerçek ölüme götürür. İçine virüs giren bir programın bilgisayardan silinip atılması gibi düşünebiliriz.

Darp etmek, tecavüz, taciz, küfür, hırsızlık, yalan ve sahtecilik, aldatmak kısaca insana ve çevreye zarar veren tüm davranışlar sürekli tekrarlanırsa da ruhu ikinci ölüme mahkum eder. Programı silen Tanrıdır. Hüküm Onundur ve kesindir. Onun verdiği canı kimse alamaz bu anlamda idam cezasını Tanrı onaylamaz.   Bu kesinlikle yapılmamalıdır. Toplumdan müebbet tecrit yeterlidir.

İnsanların çoğu Tanrı konusunda ciddiyetten çok uzaktır. Başlarına gelenlerden dolayı  Tanrıyı yargılarlar.  Kim onlara Tanrıyı yargılama hakkını verdi? Böyle bir hak yoktur. Tanrıyı yargılayamayız.  Tanrıyı sorgulayamayız.  Tanrı konuşmaz, sabittir ve Varlığı değişmez. Tanrı yapar, konuşmaz. Ruhunu yeterince arındıranlara kendini hissettirir. Ruh bunu hisseder. Bizim içgüdü dediğimiz, olumsuz vesveseler vermiyorsa, ruhumuzla konuşmamızdır. İyi yada kötü hissederiz. Ruhun titreşimi ne kadar yükselmişse bu hissedişler o oranda belirgin olur. Kalp gözünün açılması budur.

Aslında tüm varlıklara sevgi enerjisini saf olarak aynı miktarda yollar fakat kalpler kirlilik oranlarına göre bu Tanrıdan gelen saf sevgi enerjisini kirletiyor.  Temiz bir kaynaktan akan suda temizdir ama içenin ağzı kirliyse temiz suda kirlenir.

Bu günlerde Tanrının insanları kendileri ile başbaşa bıraktığı insanların büyük çoğunluğunun yanlışa gitmesinden belli oluyor bu da bir ciddi karmaşa ve büyük bir yargı ve cezanın gelişinin habercisi gibi...

YESHUA...2012/16 Tebliğler...

DÜŞÜNMEK

OYLESINE DUSUNUYORDUM DA YAZAYIM DEDIM...

Ben kendimce diyorum ki yaşadığımiz tüm bu olumsuzluklar büyük bir planın parçası. Daha evvelinden tüm bunlar planlanmış ve eyleme geçilmis gibi. Bir büyük plan adım adım hayata geçiriliyor. Bunun icinde vatanını satan kişilerin yönetime seçimi de dahil tabi. Büyük oyun ama insanlik dışı, Tanrı karşıtı kirli ve kötü bir oyun. Bu oyunun piyonlari genellikle insani terbiyeden ve düşünme yetisinden mahrum edilmiş müslüman topluluklar. Kadını bu kadar aşağılayan, takiye adı altında yalanı bu kadar kullanan bir inanç sistemi, işte,  en başta Arapların durumu ortada. Petrol olmasa hala çölde deve cobanı olarak kalırlardı. Ya da belki daha gelişirlerdi...

Neden, tüm müslümanlar geri kaldı diye düşünüyorum. Korku faktörü üzerine kurulu bir inanç sisteminde insanların hür iradeleri pek tezahür edemiyor galiba. Samimiyet zaten olamaz çünkü korku faktorü doğası gereği ikiyüzlülüğü ve kini doğurur. Yani ben öyledir diye düşünüyorum. Bu durumda güven oluşmaz. Insanlar arasında bir üstün gelme hastalığı,  gösteriş budalalığı sürer gider. Ana dürtü bu olur ve tabi bu ortamda sevgi hiç yeşeremez. Bu da elbette insanları maddeye tapan bir duruma sokar. Boyle bir ortamda toplumun cehaletten kurtulup gerçeğe uyanmasıda cok zordur. Bireysel olarak cok korku vardir. Yani kafaların icinde fikirler değisir belki ancak bunu dışa vuracak, yasama yansitacak kimse bulunmaz. Kapali kapilar ardinda kendi kendimize konuşur dururuz ama eylem olmaz. Neden?  Bu toplumların genleri korku ile yoğrulmustur, sevgi ile degil.

Biliyoruz ki sevgisiz ortamda yetisen çocuklarin yetenekleri sevgi ortamında yetişenler kadar gelişmiyor. Birde buna akraba evlilikleri, cocuk yasta evliliklerin dayatilması, eksik ve yanlış beslenme eklenirse o toplumun geleceği olmaz. Ben şahsen öyle düşünüyorum  ve eğer bu toplumun bireyleri serbestce düşüncelerini ifade etmekten korkmaya başladılarsa bu iş sona gelmistir. Turkiye bir taraftan neo-pagan batılı devletler ve diğer taraftan zionist Amerika tarafından bölünüp ortadan kaldırılmak isteniyor. Diğer taraftan da orta asyadaki Türk devletleri  Rusya ve Çin tarafindan yok ediliyor. Amerikadaki kızılderililerin durumuna düşeceğiz bu gidişle. Dilerim olmaz. Belki de ben çok karamsarim. En doğrusunu Tanri bilir ve Tanrının dediği olacaktır şüphesiz.
Su akar deli bakar.  Iyide bu yasamin bir sonu var. Öyle her kötülüğü kullanıpta sonra hacca gidip günahlardan arınma da olamaz. Olmamalı bence. Yani bu haksız kazanç elde etmek için rüşvet vermek gibi bir sey olur. Bu yaşamda Var ve Bir olan Yüce Tanrının tüm emirlerini çiğneyip sonrada bana ebedi yaşamı bahşet deseniz ne olur. Bence olmaz. Hele cinayeti! Hele işkenceyi,  tecavüzü ceza olarak kullanma gafleti! O ruhu kabirde uyandırmazlar bile. Onlar hala dünyasal kabuslarını, yaşadığını sanarak, öldüklerinin farkında olmadan ızdıraplar içinde sonsuz şimdi de yaşamaya devam ederler. Bırakamadıkları dünyevi hırsları orada kabusları olur. Neyse fazla söylemiyeyim de yine korku faktörü ön plana çıkmasın.

Tanrı sevgidir. Sevgiyi eksiksiz özümseyip yaşamadan sonsuz yaşama hak kazanamayız. Tanrının huzuruna eremeyiz.

Sevgi olmadan nefsaniyetle olan mücadelemizi kazanamayız. Sevginin kaynağı Tanrı'dır. Oradan gelir. Bu dünya ölümün hükmü altındadır. Ama sevgiyle kazanılacak olan, yaşamın hüküm sürdüğü alan sonsuzluktur. Orada herşey şimdidedir . Gelecek zaman yoktur. Tanrı sevgisinin önüne başka sevgi koymayın.

Tanrı temizliğin, iyiliğin kaynağıdır. Oradan kirli su içilmez ama sizin ağzınız kirliyse temiz su sizin ağzınızda kirlenmiş olur. Bu sebeple Tanrıdan kimse için  kötülük dilenmez. Beddua edilmez. Lanet dilenmez. Bunu yapanları Tanrı mutlaka cezalandırır.

Hatırlayın: "Düşmanlarınız içinde dua edin".

Sizler törelerinizle ve yanlış aktarımlarınızla da Tanrının sözlerini kirletiyorsunuz.

Yeshua.


KURBAN

Ruhsal Doğum...

Bir hayvanı Yaratana kurban olarak sunmak, bu en alt tekamül seviyesindeki insanların yaptığı birşeydir. Bu insanlar kendilerini hayvanla bir yapmışlardır. Hayvan sunumdan evvel canlı iken sunumunda ölü olur. Tıpkı kendilerini sunanlar gibi...

Yüksek bilinç seviyesindeki varlıklar bunu yapmazlar. Onlar kendi dünyasal tutkularını öldürerek, dünyevi arzulardan arınmış diri ruhlarını Yaratana sunarlar. Bu ebedi yaşamı hak etmek içindir.

Bu dünya geçici bir sınav alanıdır. Burada ölümün hükmü geçerlidir. Doğan herşey ölür ancak sonsuz yaşamda yaşam hüküm sürer. Ölüm yoktur. Bu dünya için değil sonsuz yaşam için yatırım yapın. Aklı olan bu gerçeğe bir an evvel uyansın.

Hüküm Tanrınındır.
Yeshua.

KORKU ENGELİ

Korkuyla, cehennemde ebediyen yanmak, derilerin yeniden oluşması ile tekrar tekrar işkence edilmek v.s.  gibi gerçek dışı vahşet senaryoları ile baskı altına sokulmuş insanlar o kadar ezilmişlerdir ki günaha girip de ateşe atılma korkusuyla bir bilinç açılımına sempati duymaya bile korkar hale gelmişlerdir.

Korku içlerine o kadar işlemiştir ki adeta gönüller ezilmiş ve tecrübeden akla giden olguları engeller hale gelmiştir. Gördüklerini bile inkar ederek bir takım zorlama yorumlar yaparak 'bu değil, bunlar değil, biz böyle değiliz' gibi yakıştırmalarla kendilerini kandırmaktadırlar. Adeta kafalarını korkudan kuma gömmektedirler.

Gerçeğe giden yolda ki bir yolcu zihnen özgür olmalıdır. Korkuyu en başta içinden atmalıdır. İnsanın vicdanı esasen neyin iyi ve doğru olduğunu bilir. Bunu uygularken de ne için yaratıldığını, nereye gittiğini araştırmalıdır insan. Kör inanç, taklidi inanç olmaz. Önemli olan gerçektir.

Nasıl ki bir bardak suyun içine bir sinek düşerse tüm su kirlenir aynı şekilde gönüller bir damla olumsuzlukla kirlenir. Dolayısıyla insan hiçbir amacı bahane ederek diğer tüm varlığa karşı kin, nefret, hasetlik ve öfke duymamalıdır. Daha önemlisi bu kötü duygularını eyleme geçirmemelidir. İnsanı öldürmek, tecavüz etmek, her tür eziyet, darb ve gasp kötülüktür. Bunlarla gerçeğe ulaşamazsınız. Hiç bir inanç, düşünce veya ideoloji bu olumsuzlukları haklı çıkaramaz. Hükümlülerin bile idam cezası ile katledilmesini Tanrı onaylamaz.

Bende çeşitli korkular geçirdim ama şiddeti, zorbalığı hiçbir zaman sevmedim. Yalanı, kandırmayı ve korkutmaya hiç benimsemedim. Sevgi ve özgür irade, saygı ve alçak gönüllülük, rasyonel düşünce ve üretmek hep ilgimi çekmiştir. Yaşamın içinde neden mutluluk olmasın? Neden huzur, güven ve sevgi olmasın? Asık suratlar, kabalık, kadına/erkeğe rahatsızlık veren kasıtlı kötü davranışlar beni hep itmiştir.

Hep sevgiyi ve hep olumluluğu, yapıcılığı, yardım severliği, tevazuyu, kibarlığı ve nezaketi aradım. İçimdeki güzele ve iyiye olan bu dürtü tüm korkularımı yenip ışığa ulaşmamı ve sonuçta sevgi elçisi olan Yeshua' yla temas kurabilmemi sağladı.

Bu yol herkese açık. Herkes ebedi yaşamı hak etmek için bu dünyaya geliyor. Burası sınav yeridir. Milletiniz, cinsiyetiniz ne olursa olsun istisnasız herkes sevgiye ulaşmak için buradadır. Herkes Kutsal Ruhun bir zerresi olma hakkını elde etmek için burada sınavdadır.  Bunun yolu da sevgiden geçiyor. Korkunun olduğu yerde ise sevgi yeşeremez.

Yolumuz sevgi olsun. Kalplerde olumsuz bir duygu, korkunun kırıntısı kalmasın. Tanrı sevgidir.

Işığın gölge yapmadığı yerde buluşalım...
Amen.



İNANÇ

İNANMAK ve inanmamak...

Tanrıya inananlarla inanmayanlar arasındaki farklar...

Tanrı sonsuzluğu temsil eder. Tanrıya inanmak sonsuzluğa inanmaktır.

Tanrı sevgiyi, şartsız, diğerkam sevgiyi temsil eder. Karşıdakinin mutluluğu da esastır.
Tanrı  özgürlüğü temsil eder. Tanrısal olanda karanlık bir nokta yoktur. Herşey aydınlıktır, dolayısıyla korku yoktur. Takıntı yoktur. Kölelik, kulluk yoktur. Kardeşlik vardır.

Tanrıya inanmayanlar geçici olana inanırlar. Bir gün nasıl olsa bitecek bilinci bencilliği, korkuları ve köleliği getirir.

Tanrıya inanmayanlar özgürlüğü sadece kendilerine isterler. Buda zorbalığı ve bağnazlığı getirir.

Tanrıya inanmayanların sevgisi tutkularla şekillenir. Sevgiyi kendileri için isterler. Kendi egolarının tatminini sevgi sanırlar. Kendilerine kulluk edilmesini isterler. Eşitliğe tahammülleri yoktur.

Yeshua.

SEVGİ VE NEFRET

Sevgi ve nefret çok yan yana iki duygudur. Hem sevip hem nefret ettiğinizi düşünürsünüz. 'Affettim' dersiniz. Ama bu ikisi birbirini iten duygulardır. İkiside aynı beyin bölgesininden çıkan yoğun ama birbirini iten duygulardır.  Nefret duygusu varsa affetmek olmaz.  Esasen affetmek demek tüm negatif duyguların yok olması demektir. Affettim ama hala nefret ediyorum diyemezsiniz. Bu yanlıştır. Nefret negatif bir duygudur. Bu durumda affetmemişsinizdir. Esasen affedememenin özünde nefret vardır.

Nefret olumsuzluğa, yanlışa karşı olursa doğru kabul edilir, olumluya karşı olursa yanlış. İnsanlar arasında bu böyledir. Yalancıdan, kötülükten nefret etmek doğrudur ama iyilikten, doğruluktan nefret kötüdür. Ama ruhumuzda acı, olumsuz duygularla ışığa, zaman üstü boyuta giremeyiz.

İlahi sevginin ne demek olduğunuzu anlamamız gerek. İlahi sevgide nefret yoktur. Kötülük yapanlar için bile dua edilir. Kötülüğe kötülükle karşılık verilmez. Mani olunur ama temel güdü caydırıcı olmaktır. Öç almak değildir.

Tanrı hepimizi sevgi ile sarar. Tanrı öç almaz. Tanrıda karanlık bir nokta yoktur. Tanrı sevgidir. Tanrı ışığın kaynağıdır.  Ama Tanrının affetmedikleri de vardır. Onunda affı sonsuz değildir.  Hükmü ise kesindir. O kişinin tüm rızkını, herşeyini keser.

Yeshua

AZ KONUŞUN...

İnsanlar gereksiz konuşmalardan kaçınıp Tanrıyı düşünsünler. Yüzlerini ışığa çevirsinler.  İnsanların sorunlarını, eğer sonuca ulaştıracak bir durumda değillerse gereksiz meraklarla soruşturmasınlar. Boşuna konuşmasınlar.

Bu boş konuşmalar enerji kaybıdır halbuki enerjinizi Tanrıya yönlendirirseniz daha iyi olur. Tanrı zaten gerekeni gerektiği zaman yapacaktır. Birde onun görevlendirdiği ruhlar kendilerine verilen
görevi verildiği gibi hemen yaparlar. Siz sorunu olan herhangi bir kimseye olumlu katkı yapacak durumda değilseniz bu durumda başkalarının sorunlarını konuşmakla sadece kendinizi üzmüş olursunuz. Bu da enerjinizi düşürür. Bu gibi beyhude meraklardan ve konuşmalardan kaçının.

İKİDE BİR BAŞI SIKIŞINCA "TANRI BU KÖTÜLÜKLERE NEDEN İZİN VERİYOR? DİYE SORANLARA...

Bunu anlamak için insanların çoğunluğunun derin bir anlayış ve bilge denebilecek bir deneysel derinliğe ulaşması gerekiyor.

Halbuki bu tipte insanlar milyonda bir ve ilaveten ortaya  çıktıklarında da fazla yaşam şansları olmuyor. Geri kalan çoğunluk kaypak ve iş eyleme gelince ortadan kayboluyorlar. O zaman az da olsalar bilinçli olarak kötülüğü seçmiş olumsuz varlıklar meydanlarda baş köşeleri tutuyorlar çünkü onlar ahmakları kandırmak için gereken her türlü yalan hikaye ve vaadleri söylemekte tereddüt etmiyorlar.

İnsanların ruhlarını çıplak görebilseydik acaba ne olurdu? Bir bilge bana buna dayanamayacağımı söylemişti. Yani o kadar korkunç ve karanlık durumda. Belki de gök bu yüzden bizler gibi celallenmiyor. En doğrusunu Tanrı bilir.

Kişiler yaptıkları gelişigüzel davranışlarıyla değerlendirilmiyor. Kalplerindeki niyetler dikkate alınıyor. Rusal temizlik...önemli olan bu.

Ruhsal olarak temiz olmak demek sizden ne kendinize nede diğer canlılara bir zarar gelmeyeceği demektir. Tam tersi fayda geleceği demektir. Aranan budur; olumlu, yapıcı, faydalı varlıklar olmak. Kast edilen sevgi budur.

Yeshua


BİLİNÇ

Sonsuzluk Tanrı'ya ve Kutsal ruhlara aittir. Diğer herşeyin sonu bir şekilde vardır. Bilincinde çıkabileceği son bir kademe vardır.  Rakam olarak 12 diyebiliriz. O noktada artık tırmanma bitmiş zirveye çıkılmıştır. Merdiven bitmiş düzlüğe varılmıştır.  Oradan her yer görünür. Daha yukarısı yoktur. O noktada da aşağı bakıp insanları küçümsemeyin. Yukarı bakın. Işığa bakın. Ben kimim diye sormayın. Bu bencilliktir. Daima ben neyim diye sorun.

Yeshua


BOYUTLAR

Boyut dediğimiz titreşimlerdir. Yavaşdan hızlıya titreşimler. Bunların artan kademelerle hızlandığı bilinir. Her üst titreşim kendi altında kalan tüm titreşimleri de içinde barındırır. Titreşimler hem zerre hemde dalgadır ve bilinç denilen mesajları taşırlar. Sevgi en yüksek boyut titreşimdir. Tüm diğer titreşimlerin yükselmesini sağlar. Dolayısıyla bizlerin her sevgi emisyonumuz bütünün de hayrına olmaktadır. Sevgi, herşeyin yaratıldığı titreşimdir. Dolayısıyla herşey birbirine sevgi ile bağlıdır. Sevgi kendisine çeker, itmez. Toplumda ki sevgi emisyonları arttıkça gerçek, hızla ruhların kendi öz benlikleri ile bir olmasını sağlıyacaktır ve Tanrı'nın isteği yerine getiriliyor olacaktır.


CİNSEL SAPKINLIKLAR

Sodom ve Gomora,

Cinsel sapkınlıklar, TRANSGENDER,  o denli yüksek boyutlardaydı ki insanların kendileri mikrop haline gelmiş ve  bizzat  her tür hastalığı taşıyan mikrop yuvaları olmuşlardı ve mikroplu şeyler kireçlenir. Tanrı Sodom ve Gomoralıları kireçledi.

..(Arkeolojik kazılar sonucu bu şehrin, tüm insanlarıyla, gelen selin kireçli nehir yatağından taşıdıği kireçli sular ile tamamen kireçleniği saptanmıştır. Bütün cesetler kireçle kaplı olarak bulunmuştur.)

Yeshua
AYDINLANMAK

Aydınlanmış bir ruh olabilmek için önce birey olabilmek gerekir. Koyunlar gibi süruyü takip eden değil ama kendisini doğru davranışlarıyla tanımlayan bireyler olmak gerekir.

Bu manada birey olmak kör inançlara, törelere hatta her ne ad altında olursa olsun dogmalara inanmamaktır. Mutlaka rasyonel düşünür ve hepsinden öte kendi en derin duygularını dinliyerek hareket eder.
Koyunlar sürüyü takip eder ama aydınlanmış birey sadece kutsal olan evrensel değerleri gözetir. Herşeyin temelinde sevgi olmalıdır. Evrensel sevgi. Yerdekilere ne kadar sevgi gösterirsek göktekilerde bize o kadar sevgi gösterecektir. Tanrı sevgidir. Tanrı sevgisi ile aramıza başka hiçbir şey koymadan yerdekileri de karınca kararınca  kendimiz gibi görebilmeliyiz. ÖLÜM

Gerçek ölüm sadece bedensel ölümle olmaz. Bedensel ölüm sadece uyanıştır. Gerçek yaşama uyanış ve bir sınavın daha bitişi. Başarılı yada başarısız.

Gerçek ölüm bedenle beraber ruhun da ölmesidir. Tanrı tarafından, bedensel ölüm ötesinde ilahi adalet gereği, herkesin yaptığını bulması sürecinden sonra bilincin silinerek varlık sahnesinden yokluğa geçişidir. Yok oluşudur. Geriye hiç bir hafıza kalmadan.

Kutsal Ruha küfredenler(can alanlar) affedilmezler. Bu davranış affedilmez.

İnsanoğlu Kutsal Ruhun bir zerresi olmak için yaratılmıştır. Bu Tanrının Krallığına girmek, ikinci doğum yada ebedi yaşam olarak tasvir edilir. Huzura ermek ve Huzurda olmak. Tanrının huzuruna. Bu makama erenler yaşam enerjilerini direk olarak Tanrıdan alırlar. fiziksel yaşamlarının bitmesi ile onlar kabir görmeden ışığa alınacaklardır.

Orada Tanrının huzurunda, bir zaman yada bir tarih yoktur. Anlık olarak görevler Tanrıdan alınır ve alınlındığı gibi de yapılır. Hüküm Tanrınındır.

Bu makama ermek için insan sevgiyi öğrenmeli ve bunu özümsemiş, kendisi bir sevgi kaynağı haline gelmiş olmalıdır. Bunu yapamayanlar, kalpleri kin, garez, öfke, kıskançlık, açgözlülük ve kibirle kirli ve kitli olanlar huzura alınmazlar. Bu ruhlar teslimiyetten uzaktır. Dünyada iken kalplerini temizleyip sevgi ile dolduranlara ne mutlu çünkü geri kalanlar ki çoğunluk böyle, ikinci ölümü tadacaklardır yani ruhlarının ölümünü. Bundan Tanrıya sığınırım.

Kalplerinizi kirletmeyin. Olumsuz duygulara orada yer vermeyin. Olumlu ve tedbirli olun. Tanrıdan başka ve Yeshua(Kutsal Ruhun önemli bir parçası) dan başka hiçbir varlığa tam olarak güvenilemeyeceğini, teslim olunamayacağını iyi bilin. İnsanlara tam olarak güvenmeyin. Sadece sizi sevenleri değil düşmanlarınızı da sevin, onların gerçeği görebilmeleri ve doğru olana dönebilmeleri için dua edin.

 İLAHİ ADALET

İnsanlar vardır artık kaldıramayacağı, taşıyamayacağı derecede olumsuz yükler yüklediğinden, sürekli kötülükleri yapmaya devam ettiklerinden, maalesef, vicdanları kapanmıştır. Söyledikleri yalan ve iftiralar, yaptıkları kötülük o kadar fazladır ki vicdanlarına ağır gelir. Yük vicdanın taşıyamayacağı seviyelere ulaşmıştır. Bu durumda vicdanın sesi kısılır. Yok olur. Vicdan olmayınca kişiler kendi yalanlarını doğru, haksızlıklarını hak görürler artık.  Çünkü sorgulama duygusu olan vicdan devreye girmez onlarda. İflah olma noktası geride kalmıştır.
Bu tip kişiler gerçekleri duymaya bile tahammül edemezler. Çünkü vicdanları bu yükü taşıyamamaktadır artık. Bu sebeple kendilerine doğruyu hatırlatan insanlardan da nefret ederler. Onlara kin duyarlar. Ruhları Tanrıdan kopar ve tamamen kararırar.  Kapkaranlık renkleri ve bedensel ölüm ötesinde ruhsal ölüm, yok oluş, onları beklemektedir. Tabi yaptıkları tüm ķötülüklerle varlıklara çektirdikleri acıları kendilerine de çektirildikten sonra. Bu ilahi adalettir. bu tip insanlar fisiksel ölümleri ile önce ilahi adalet gereği verdikleri acıları birebir yaşamak ve sonunda ise ruhlarınında bedenleri ile birlikte çürümeye bırakılması sonucuyla karşılaşıp yok olacaklardır.

UYARI

Benim gerçek öğretilerime sırt çevirmek için mazeret olarak öğretilerimin saptırılmış şekillerini kullananlar, bilin ki sizler benim hiçbir zaman elçilerim değilsiniz.


Daima Sevgi yolunuz Işık yoldasınız olsun.

Yeşua...




Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...