Translate

25 Temmuz 2018 Çarşamba

YEŞUA MESIH ANLAŞILAMADI

Dini inançlar dokunulmaz değillerdir. Herkesin zihnindedir. İnsanın nerede doğduğu, nasıl yetiştirildiği, kimlerin kişi üzerinde etkili olduğu bunu belirleyen unsurlardır. Elbette bu durum onların mutlaka doğru olacağı anlamına gelmez. Kişi bunları aklı ile sorgulayabilmelidir. Bunu yapmadan birde başkalarının buna saygı duyması için baskı yapması olmadı iftira atması, tecavüz etmesi, malını gasp etmesi veya öldürmesi tam bir şeytani akıl hastalığıdır. Bu nedenle uyanın ve kendinizi eğitin. Şeytani boyutta kalıp kalmamak sizin elinizdedir.

Hananya adında bir adam, karısı Safira'nın onayıyla bir mülk sattı, paranın bir kısmını kendine saklayarak gerisini getirip elçilerin buyruğuna verdi. Karısının da olup bitenlerden haberi vardı. Petrus ona, "Hananya, nasıl oldu da şeytana uydun... yalan söyleyip mülkün parasının bir kısmını kendine sakladın?" dedi. "Mülk satılmadan önce sana ait değil miydi? Sen onu sattıktan sonra da parayı dilediğin gibi kullanamaz mıydın? Neden yüreğinde böyle bir düzen kurdun? Sen insanlara değil, Allah'a yalan söylemiş oldun."

Gerçek ise bu karı kocanın orada arka arkaya öldürülmesiydi. Sebebi ise kendilerine bir şeyler ayırmış olmalarıydı. Bu da aslında havarilerin de Yeşuayı tam olarak anlayamamış olduklarını gösteriyor.

Bu bilgiyi Yeşuaya sorduğumda üzülerek onayladı. Yani sevgi temelli bir öğretide can almanın yeri olur mu ama o devirdeki ilkel insanların bilinci bizlere göre çok geriydi ve ha koyun kesilmiş ha insan misali bir seviyedeydi. Maalesef yine Yeşua’nın bana aktardığı kadarıyla bu zamanda bile (21. Yüzyılda) Onu tam anlayıp özümseyebilen insan sayısı tüm dünyada 1000 kişiden az oldugunu ögrendim. Genler çok bozukmuş. Savaşlar, bilinçli toplu tecavüzler (kendi genlerini yaymak), yanlış ya da eksik beslenmeler, akraba evlilikleri, korku ve zulüm saçan tüm inanç ve kötülükler, hastalıklar genleri çok bozmuş.

İlahi hazineler dünya hazinelerinden bariz bir şekilde çok daha kıymetlidir. Bu gerçeğe uyandıysanız ve bu bilinci zorlanmadan muhafaza edebiliyorsanız siz Işıkta yürüyorsunuz demektir. Bu şekilde bir bakışa sahip değilseniz, gördüğünüzü sandığınız dünya ışığı (maddi ortamlar, deri, et ve kas) gerçekte yaşam gücü onları terk ettiğinde karanlıktan başka bir şey değillerdir. Bu durumda siz uykuda geziyorsunuz. Yaşam boyu süren bir uykuda gezinti. Paraya tapıyorsunuz ancak uykuda gezdiğinizden bunu fark edemiyorsunuz. Tanrıya, kıyas edilemeyecek farklı değerleri olan gerçek tarafa meyletmek çok daha iyidir.

Sona yaklaştığımız bu günlerde önce yangınlar sonra, 2026 gibi, kıtlıklar ve sonra seller insan neslini yok edecektir. Sular tekrar çekildiğinde insanlarla beraber birçok canlı türüde gitmiş olacaktır. Zamanını Tanrı bilir.

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...