Feministler güzellik ve seksin erkekleri kontrol edip hükmedebilmesi için en büyük faktör olduğunu bilirler. Bu iki faktör olmadan erkeklerin büyük çoğunluğu kadınların kendilerini yönetmesine razı olmaz. Erklerinden feragat etmezler. Bu sebeple bunu bilen kadınlar feministlestikçe üzerlerine giydikleri şeyleri de gittikçe daha küçülterek azaltacaklardır.
Feminizm bir çesit akıl hastalığıdır. Kötülüktür. Korkunç sonuçları vardır.
Erkekler artık evlenmek istemez. Erkek çocuklar efeminize olur. Ergenlerde cinsel kimlik karmaşası olur. Boşanmalar tavan yapar. Kadınların erkeklere hükmetme tutkuları kadına şiddeti artırır. Kadınlar erkekleri yönlendirmek için güzelliğin ve seksin şart olduğu yanılgısı ve saplantısı ile gittikçe daha açık saçık olmaya başlarlar. Aile birliği yok olur.
Feminism kadınları aslında erkeklerin yüklendikleri bir çok toplumsal hastalığı; rekabetçilik, stres, depresyon, uyuşturucu bağımlılıkları gibi sorunları yüklenir duruma sokar. Ancak yapıları temelde buna çok müsait olmadığından çok ızdırap çekerler. Yuvarlak bir taşı kare şeklinde bir kalıba nasıl sokamıyorsak kadında erkek kalıbına giremez. Keza yine erkeklerde kadın rolüne giremezler. Akıl hastalıkları hariç.
Tanrıyı ve aileyi inkar ederek başarılı ve mutlu olamayız. Bu şekilde yozlaşan toplumlar tarihten silinmişlerdir. Sevgi, esas olan duygudur ve tamamen insan ruhunun tekâmül seviyesiyle, bilinciyle ilgili bir durumdur. Sevgi elbette herşeye katlanmak da değildir. Kötülüklere mani olunmalıdır. Saygı başkalarının gelişmesine ve bilinçlenmesi makul ve akılcı sınırlar içinde hoşgörü gösterilmesi ve bilincin gelişimini engelleyici, huzur bozucu, rahatsız edici davranışlardan kaçınılmasıdır. Sahte tevazu gösterilmesi ya da dalkavukluk yapılması demek değildir. Bu manalarda fertler karşılıklı sevgi ve saygı içinde yaşadıkları oranda o toplumlar huzur içinde birlikte yaşayabilir ve gelişebilirler.
Alpaslan Kuzucan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder