Translate

26 Mayıs 2021 Çarşamba

CEHALET VE İNANÇ

Bazı insanlar cahildir ancak, bazıları cahil olmayı sevmektedirler. Öğrenmeye isteksizdirler. Adeta hastalıklarını kucaklarlar ve bu cahil zihinler saf olamazlar. Cehaletin hüküm sürdüğü yerde lütuf yoktur. Cahil adamın kalbinde Tanrı sevgisinden eser yoktur. Cahil, bilmediği bir şeyi nasıl sevsin? İnancı olmaz, çünkü bilgi inancın içinde olmalıdır. Kör inanç putperestliktir. Tanrıya ibadetini doğru yapamaz. Tanrıdan dünyevi şeyler talep eder. İnancı ve ibadeti bir menfaat karşılığındadır. Doğru Tanrıya tapsa bile davranışları yanlıştır. Cehalet tüm günahların köküdür. Cehalet kördür. Cehaletin körlüğü şehveti besler. Cehaletin körlüğü vahşeti besler. Kibrin anası da cehalettir. Cehalet, yanlışa gitmenin nedenidir. Tüm hatalar cehaletle beraber gelir ve cehaletle gelen kibir, devamında cehaleti besler, akabinde bu cehalet, şeytani duygu ve düşünceleri ve yine bu şeytani duygu ve düşünceler de tekrar cehaleti besleyerek bir kısır döngü yaratır. Adeta cehaleti canavarlaştırır. 

Bilgi, karanlığı aydınlatan ve her tür korkuyu yok eden ışıktır. Bilgisiz kişi karanlıktadır ve karanlık içinde sonsuz yaşama ulaşmak söz konusu değildir. 

Kirli bir kalp zindandır. Oraya lütuf girmez. Bencillikte çok ileri gidenlerin doğruya dönmesi zordur.  İnsanlar vardır artık kaldıramayacağı, taşıyamayacağı derecede çok olumsuz yükler yüklendiklerinden, sürekli kötülükleri yapmaya umursamadan devam ettiklerinden maalesef ruhları ölmüştür. Söyledikleri yalan ve iftiralar, yaptıkları kötülük o kadar fazladır ki bu durum ruhlarını zayıflatır ve sonuçta öldürür. Zamanla ruhlarının sesi kısılır ve yok olur. Yaşayan ölü durumuna girerler. Bu durumdaki kişiler kendi yalanlarını doğru, haksızlıklarını hak görürler artık. Çünkü sorgulama duygusu devreye girmez onlarda. İflah olma noktası geride kalmıştır. Aklıselim tükenmiştir. Kendi zihinlerini farkında olmadan Tanrı sanmaktadırlar artık. Ruhları tamamen sönmüş ve devre dışıdır. Bu tip kişiler kendileri hakkındaki gerçekleri duymaya bile tahammül edemezler. Bu sebeple kendilerine doğruyu hatırlatan insanlardan da nefret ederler. Gerçeği hatırlatanlara karşı kin duyarlar. Ruhları Tanrıdan kopar ve tamamen kararırlar. Kapkaranlık ruhsal renkleri vardır ve bedensel ölümün ötesinde ruhsal yok oluş onları beklemektedir. Tabii yaptıkları tüm kötülüklerin hesabını verdikten, varlıklara verdiği acıları kendileri de aynı derecede çektikten sonra. Bu ilahi adalettir. Bu tip insanlar fiziksel ölümlerini takiben önce ilahi adalet gereği, çevrelerine verdikleri acıları bire bir yaşamak ve sonunda ise ruhlarının da bedenleri ile dağılmaya bırakılması sonucuyla karşılaşıp yok olacaklardır. Bu yok oluş hükmü bir ruhun hissedebileceği en acı duygudur. Diğer hiçbir ıstırapla kıyaslanamayacak kadar derindir.

Yeşua'dan alınan bilgiler doğrultusunda,

Alpaslan Kuzucan 

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...