Translate

27 Haziran 2021 Pazar

DAĞDAKİ VAAZ

Modern kültürün cehaleti birbirimize olan ilişkilerimizde kendini göstermektedir. Bilhassa birbirimize olan münakaşalarımız ve hiçbir bilimsel temele dayalı olmayan karşılıklı şartlandırmalarımız insanları bir nevi hapsederek yaşamlarını sınırlandırmaya ve ıstırap çekmelerine sebep olmaktadır. Bu takıntılar ve birbirine borçlu yaşam şekilleri insanların yaşam için gerekli olan enerjilerini  tüketmektedir. Bu şartlar altında kadın olsun erkek olsun insanların ruhsal gelişim göstermeleri mümkün değildir.  Bu durum insanların dünyasal ve bedensel titreşimlere ve hayvansal içgüdülere bağlı kalmalarına sebeb olmakta ve dolayısıyla bilinç yükselişi için gerekli adımların atılmasına engel olmaktadır. İnsan ruhsal gelişim sağlayabilmek için tüm dünyasal ve bedensel takıntılarından kurtulmalıdır. Halbuki kurban ve korku zincirlerine bağlı paganik tarzın devamı olan bu günkü kurumsal dinlerin ezbere dayalı öğretileri ve kendi yanlış yorumlarıyla hareket eden din adamları insanların organik,  bedensel ve kısıtlı düşünce tarzından çıkıp bunun ötesinde düşünebilmesini engellemektedir. 

Yeşua'nın dağdaki o son vaazında da insanlara bu anlatılmıştır. Anlatılmaya ve aydınlatılmaya çalışılmıştır. O vaazın ana fikri insanların yersiz korkulardan ve faydasız baskılardan kurtularak evrensel sevgi ve birlik anlayışına ulaşabilmesidir. Bir takım sözde gökten indiği söylenen aslında insan yapımı olan mesnetsiz kanunların ve törelerin baskısından insanları kurtararak köleleşmiş ruhlarının özgürleştirilmesidir.

Alpaslan Kuzucan 


Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...