MANASI NEDİR,? YAŞANTIMIZDA VE KENDİ İÇİMİZDEKI YERİ NEDİR?
Öncelikle kendimizle olan ilişkimizin sevgi esaslı olması demektir. Kendimizi sevmeden diğer insanları sevemeyiz. Diğer varlıkları sevemeyiz. Varlıkları sevmeden de Tanrıyı sevemeyiz.
Burada bahsedilen sevgi henüz primatların beyin seviyesinde olan insanların karşı cinsten elektriklenmesi ya da onlarla kısa dönem aşk yaşaması değildir. Şehvet sevgi değildir. Sevgi diğerkam, şehvet bencildir. Sevgiden kast edilen sıcak bir duygu da değildir. Kast edilen sevgi tercihlerimizin ve davranışlarımızın içinden akacağı enerjinin kalitesidir. Sahiplenmeden derin bir koruma, özen gösterme duygusu geliştirmektir. Kendimizden başlayarak; bedenlerimize iyi bakmak, iyi beslemek, alkol ve uyuşturucu kullanmamak, bedenlerimize dövmeler yaptırmamak, zihinlerimize olumsuz, kirli düşünceleri sokmamak... özetle bütün zararlı davranışları önce kendimizden ve sonra tüm yaşamsal birimlerden uzak tutmak.
Yaşamın kalitesini yükselmektir sevgi. Kendimizin ve tüm varlıkların dünyadaki yaşam kalitelerini artırmaktır sevgi.
Sevgi kapılara paspas olmak değildir. Sevgi kulluk, kölelik değildir. Sevginin karşıtı olan herşeye hayır diyebilmektir. Aynı zamanda kötülüklerin karşısında sağlam bir şekilde durabilmek, kötülüklere engel olabilmektir sevgi. Yaşamı hurafe ve dogmalardan temizlemektir sevgi.
Sevgiye bağlanmış olmak Tanrıya bağlanmış olmak demektir. Herkesin kendimiz gibi özde sevgi olduğunun bilinmesidir. Gerçek ilişki şeklinin sadece sevgi olduğunun bilinmesidir. Anlayış, kabullenmek, müsamaha, yargılamamak ve saygı olduğunun bilinmesidir. Bu nedenle bellidir ki şiddetin hiçbir şekli, cinayetin, savaşın, darb ve gasp etmenin gerçek maneviyatta yeri yoktur. Bu olumsuzlukları tezahür ettirmiş hiçbir dünyevi din Tanrısal kaynaklı, gerçek bir din, yol değildir. Kendi inançlarını zorla empoze eden, korku tabanlı dinler gerçek tanrısal yol değildir.
Gerçekte kim olduğumuz bilinince kimseye birşey empoze etmeye ihtiyaç duyulmaz zaten. O zaman temelde kutsiyeti kendi içinde taşıyan varlıklar olduğumuz anlaşılacaktır. O zaman olduğumuz sevginin gözüyle yaşamı ve insanları izleyip gerçekte olup biteni, perdenin gerisindekini anlayabiliriz. Görünmeyen sebeplerin ve saiklerin farkına varabiliriz. Yaşamda olanlardan fazla etkilenmeden merkezde ve şimdi de durarak olayları dışarıdan bakarmış gibi seyredebiliriz. Bu sayede daha anında ve daha doğru, uygun tepkileri veririz. Olmakta olan olayları şahsileştirmez ve insanlara olmak istedikleri gibi olmak için daha geniş bir alan bırakabiliriz. Olaylara yüzeysel bakmaz, daha derin bir anlayış sahibi oluruz.
Yaşamın bütünün hayrına hizmet etmek olduğunun farkına varmaktır sevgi. Yaptığımız her tercihin, her hareketin, sözün kainatta kelebek etkisi yaptığını, titreşimlerin mutlaka bir yerde ve bir şekilde bir şeyleri etkilediğini bilmektir sevgi. Kişisel menfaat ve beklentilerin çok ötesinde bir acendadır sevgi. Yaşamın sadece benim değil ancak tümün gelişmesinden ibaret olduğunun idrakıdır sevgi. Kendimizin özde sevgi olduğunun idrakıdir sevgi. "Bana ne yararı var?" düşüncesini bırakıp özde olduğumuz sevginin hayata yansıtılmasıdır sevgi. Bize verilmiş ve kendimiz olan bu sevgiyi tüm yaşama yansıtmaktadır sevgi. Bu suretle de sevgimiz tüm varlıklardan geçerek Tanrıya ulaşabilir.
Mükemmeliyetcilik temelinden uzak sürekli koruyan, hissedebilen, bilen ve güvenilebilen, gözeten ve seven olmaktır sevgi. Bilineni, hissedilebileni ve güvenilir olanı sevmektir sevgi. Bu bedenin ötesinde çok boyutlu varlıklar olabileceğimizin farkına varılmasıdır sevgi. Yaşam gücümüzü, içsel alevimizi velhasıl her hareketimizi, düşünce ve sözümüzü yönlendirmesi için Kutsal Sevgi ile gerçek varlığımızın tekrar kavuşabileceğini bilmektir sevgi.
Bunlar Yaşamın elementleridir. Arzu, tutkular ve istekler, boş niyetler sevgi değildir. İnsan ruhu ancak sevgi ile Tanrıya ve Onunla birlikte olan, Onun tarafından vaad edilen sonsuz yaşama kavuşabilir.
Alpaslan Kuzucan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder