İnsan kutsal varlık olması için yaratılmıştır. Çünkü kendisini yaratan Tanrı kutsaldır. İnsanın sorumluluğu Tanrının kişiliğinde sabitlenmiştir. "Kutsal olun çünkü Tanrı kutsaldır." Onunla birlikte ebedi yaşamı hak etmek için insanında kutsal olması, Tanrının sıfatlarıyla sıfatlanması zorunludur. Aksi takdirde insan ruhu yok olur. Bizler kutsal olmak zorundayız. Varlığımızı devam ettirmek istiyorsak bunun başka bir alternatifi yoktur. Bu bir kanun değil bir standarttır. Tanrıda karanlık olan hiçbir nokta yoktur öyleyse bizlerde de karanlık olan hiçbir nokta kalmamalıdır. Tanrı herşeyin kaynağıdır. Sonsuz bir kaynak. Değişmeyen bir kaynak. Bu kaynaktan sadece sevgi, iyilik ve doğruluk fışkırır. Bu değerlere uymayan her tür olumsuz hareketimiz ise günah dediğimiz şeydir. Yani Tanrının özünde olmayan herşey. Günah denen bu olumsuzluklar kalıcı olamaz çünkü Tanrıya ters düşmektedirler. Kalıcı olabilmemiz için Tanrıyla eş uyumda salınıma girmemiz şarttır. Tanrı ile bir olmamız için bu şarttır. Okyanustaki bir damla misali. Damla okyanusun bir zerresidir ama yapı itibariyle okyanusla aynıdır. Yani sudur. Heryerde ve herşeye muktedir hüküm sahibi olmamız değil kelime oyunu yapmadan bizlerden saflaşmamız istenmektedir. Benzemeye çalışmakla emredildiğimiz tek nitelik budur.
Doğruluk; uzlaşma ya da hükümle belirlenemez. Doğruluk sadece Tanrıya benzemekle olur. Kutsallık Tanrının isteği değil Tanrının kendisidir. Davranışların ve tavırların doğruluğunu bu belirler. Burada Tanrının emri değil ama Tanrının ne olduğu belirleyici faktördür. Tanrı kendi özüne ters düşen birşeyi bizlerden istemiyor. Onun gibi olmamızı istiyor. Yeşua bize bunu göstermeye çalışmıştır. Bunun aramızda yaşayan canlı bir örneği olmuştur. "Yeşua hiç günah işlemedi. Ağzından yalan bir söz hiç çıkmadı". Yaşamı, sözleri ve öğretileri kutsallığın şahıslaştırılmasıydı. Tanrının kutsallığını bizlere tam yansıttı.
Yeşua2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder