Translate

28 Aralık 2021 Salı

RUHSAL SEVGİ VE MADDİ TUTKULAR

Tutkusuz, takıntısız sevmek; sevgi içinde kaybolmaktır. Hatta kendi nefsinizi unutabilmektir. Bu gerçek maneviyatın başlangıcıdır.

Bir anda ve herşey için oluşan asil ve yumuşak bir tarzda Varlıkla içsel kucaklaşmanızla adeta yok olmuşsanız işte bu diğer tüm varoluş alanlarına girişin yoludur.

Kalbin ve zihnin alçak gönüllülüğü, bizim ve başkalarının tüm hatalarının kabulü yoldaki ilk adımdır. Bu yolda yürürken kullanabileceğimiz diğer araçlar: Dua etmek ancak kendimiz için değil başkaları için ve kendimizi sadece Tanrısal sıfatlara teslim etmek. Tanrının varlığını içimizde hissetmek. Tasavvur; öğrenmenin mutluluğu, isteyerek içsel özümseme ve derinlemesine öğrenmek. Öğrendiklerimizi yaşama geçirmek; kişinin öğrendiklerini önce kendisinin yaşaması. Dünyasal konularda tamamen bilimsel eşlilik olarak düşünmek. Önce öğrenmeye açık ve istekli olmak ve sonra bildiklerimizi herkesin faydasına sunmak. Ama dayatmadan.

Halbuki dünyasal sevgiler sahiplenicidir çünkü kendini düşünür. Bu şekliyle de sizi Varlıktan ayırır. Doğasında bu vardır. Kendinizden ayrı düşünmediğimiz sürece bir şeye takılmazsınız.  Birlik anlayışından kopmak sizi tutkulara, takıntılara sürükler. Diğerlerini kendiniz gibi bilmemek takıntılara sebeb olur. 

Asalaklığı savunmuyoruz elbette. Bu sözler herkes için geçerlidir. Yoksa arsızlıkla, hadi sen sahip olduklarını bir paylaş görelim diyen olumsuz ruhlara hiç değer vermeyin. Sadece almayı düşünenlerde hiç sevgi yoktur. Bu durum kişi zenginde olsa fakirde olsa değişmez. İnsan öncelikle kendisini diğer canlara faydalı ve onlar için olumlu ve anlamlı kılmalıdır. Kimseyi rahatsız dahi etmemeye çalışmalıdır. Çoluk çocuğun hayatını riske atıpta sonra ben hayvan severim demek olumsuzluktur. Cinsi sapıklara üçüncü cins demek hastalıklı bir zihniyettir ve zararlıdır. Hak etmeyene hak etmediği bir şeyi vermek yanlıştır. Dejenerasyona, olumsuzluğa yol açan zarar verici hareketlere nasıl olumlu bakılabilir!  Güya bunların adı sevgidir ama manevi anlamda bahsedilen bu değildir. Gerçek sevgide sağduyu ve adalet vardır. Dayanışma vardır ama sömürü yoktur.

Düşünce bilimsel temellerde olabilir sadece. Onun dışında bilimsel temele dayandıramayacağımız iki şey vardır. Birincisi herşeyin kaynağı ve tek olan Tanrının varlığı ve birliği ve, ikincisi  de Kutsal Ruh Konseyi (melekler dahil). Bunların dışında bilimsel olarak ispatlanmamış hiçbir şey hakkında kesin konuşulamaz. Insanlara gaipten kesin emirler, dogma bilgi içeren vahiyler gelmez. İçinize sadece bu iki gerçeği size detaylı örnekleriyle anlatan ilhamlar gelebilir.

Eğer siz tüm varlığın birbirine bağlı ve evrendeki tüm yaşamın kaynağının Tek olduğunu kavrayıp, maddi ve manevi dünyaların iç içe olduğunu benimseyip, özümseyip bunu yaşamlarınızda fiilen gerçekleştirmiyorsanız ruhsal sevgiden uzak ve, dolayısıyla Kaynaktan ayrısınız demektir ki bu durumda içinizde sevgi yoktur. Bu durumlarda içinizdekine tutku denir. Bencilliğin dışa vurumu denir. Bu bencilliğin kaynağında hasetlik, korku, şehvet, aç gözlülük, kalbin kibri hatta hükmetmek gibi olumsuz duyguları yatar.

Dünyada insanların sevgi dedikleri zihnin,  aklın ve egonun yatattığı olumsuz duygulardır. Sizler ruhsal sevgiyi hissedin.

Yeşua2000 

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...