Sorunların tamamı bağımlılıklar dan gelir. Deliliğin, savaşların, anlaşmazlıkların, gücün, hakimiyetin, kısaca her türlü insansal deneyim bireylerin kendi bağımlılıklarından kaynaklanır. Seks ve madde bağımlılığı (uyuşturucu, alkol vb) gibi insansal bir faaliyetin bağımlılık halini alması çok eskidir. Yapısı gereği özellikle eril enerjiler sekse bağımlı kalmaya eğilim gösterirler.. Çünkü onların genlerinde “yumurtayı her pahasına döllemek" gibi bir komut var. Dişil enerjinin sekse bağımlılığı daha çok kutsanmak, korunmak, kabul edilmek ve sevilmek eğiliminden gelir. Dişil enerji, yani rahim doğası gereği her zaman almaya açıktır.
Alkole olan bağımlılığın nedeni duygusal bağımlılıklardır. Bireyin duygularıyla baş edememesi, altında ezilmesidir. Alkol ya da uyuşturucu aldığında bu yükten kurtulur. Artık hissetmez. Duygusallık madde boyutuna yakın olmaktır. Bir ruh, madde boyutuna ne kadar yakınlaşırsa acısı o kadar artar. Bunu sanat eserlerinde gözlemleyebilirsiniz.
Bir sanatçı yaratma aşamasında duyguyu aşar. Yaratım ani duygu içermez. Sanatçı o an, o kutsal şimdi de özgün haline döner. Sınırsız ve sonsuz olan her bireysel ruh bir sanatçıdır.
Madde boyutunda titreşmek demek ise bilinç düzeyinin sıfır noktasına kadar inmesi demektir. Artık bu titreşimde birey kendini madde saymaya başlar. Bu düzey onun sadece bir beden olduğunu kabul etmesi ile sonuçlanır ve korkuları artar. Titreşim düştükçe her şeye boş verecektir. Yaşam anlamsızdır. Maddeye olan bağımlılıkları artar. Maddeden uzaklaştıkça ise manevi şeyler önem kazanmaya başlar, artık yaşamayı sevecek, onu onurlandıracaktır. Önce kendisinin sınırsız ve sonsuz bir bilinç olduğunu hissedecek, sonrasında bunu doğrudan bilecektir. Bu noktada bütün bağımlılıklar son bulur. Kişi artik Kutsal Ruhun bir parçasıdır.
Her türden bağımlılığa(madde, bilgi, spor, yol, yöntem, enerji, şifa v.s.) eğimli olanlar genellikle diğer insanları da bu yola sokma gayretine girerler. Bu fanatikliktir. Aydınlanmak ise tüm bağımlılıklardan kurtulmaktır.
Alkole olan bağımlılığın nedeni duygusal bağımlılıklardır. Bireyin duygularıyla baş edememesi, altında ezilmesidir. Alkol ya da uyuşturucu aldığında bu yükten kurtulur. Artık hissetmez. Duygusallık madde boyutuna yakın olmaktır. Bir ruh, madde boyutuna ne kadar yakınlaşırsa acısı o kadar artar. Bunu sanat eserlerinde gözlemleyebilirsiniz.
Bir sanatçı yaratma aşamasında duyguyu aşar. Yaratım ani duygu içermez. Sanatçı o an, o kutsal şimdi de özgün haline döner. Sınırsız ve sonsuz olan her bireysel ruh bir sanatçıdır.
Madde boyutunda titreşmek demek ise bilinç düzeyinin sıfır noktasına kadar inmesi demektir. Artık bu titreşimde birey kendini madde saymaya başlar. Bu düzey onun sadece bir beden olduğunu kabul etmesi ile sonuçlanır ve korkuları artar. Titreşim düştükçe her şeye boş verecektir. Yaşam anlamsızdır. Maddeye olan bağımlılıkları artar. Maddeden uzaklaştıkça ise manevi şeyler önem kazanmaya başlar, artık yaşamayı sevecek, onu onurlandıracaktır. Önce kendisinin sınırsız ve sonsuz bir bilinç olduğunu hissedecek, sonrasında bunu doğrudan bilecektir. Bu noktada bütün bağımlılıklar son bulur. Kişi artik Kutsal Ruhun bir parçasıdır.
Her türden bağımlılığa(madde, bilgi, spor, yol, yöntem, enerji, şifa v.s.) eğimli olanlar genellikle diğer insanları da bu yola sokma gayretine girerler. Bu fanatikliktir. Aydınlanmak ise tüm bağımlılıklardan kurtulmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder