Mesih Yeşua vasıtasıyla Tanrıya bağlanan kişiye Tanrının manevi çocuğu denir. Tanrının manevi çocukları olur, ama “torunları” olmaz. Yani doğuştan olmaz. Mesih vasıtasıyla Tanrıya kavuşmanın tek yolu, bilinçli bir yaşa varınca kişinin gönüllü olarak O’na bağlanmasıdır.
Bu nedenle inananların hepsi eşittir. Çünkü her kişi, Yeşua'nın tanıttığı sevgi Tanrısına dönüp inandığı ve bu inancını içselleştirip yaşadığı zaman, ruhsal bedenin ayrılmaz bir parçası, bir üyesi olmak üzere bütün diğer inananlarla beraber aynı topluluk ile kaynaşır. Onları birleştiren bir din, bir merkez, bir yapı, bir örgüt değil, aynı Ruh’a ortak olmalarıdır.
Sonuç olarak, gerçeğin anahtarı, yani Yeşua Mesih’e gerçekten bağlanan kişilerdeki mühür, yüreklerindeki saflıktır. Saf ruhtan yoksun olan beden, nasıl ölüyse, kişi saf ruhtan yoksunsa, Mesih imanlısı olamaz; böyle kişilerden oluşan mezhep de Mesih’in Topluluğu değildir. Mesih’in evrensel Topluluğu, tarih boyunca gerçeğe gönülden bağlananların toplamıdır. Mezhep veya milliyet anlayışının ötesindedir. Birliği tam ve Tanrı katındadır, çünkü Kendisine bağlı gönülleri yalnız Tanrı tam olarak bilir. Bu boyutta ayrılık ya da bölünme söz konusu olamaz. Bu saf ruhlar göksel vatanda bir olacak ve Tanrı huzurunda bulunacaklardır. Halbuki yerel Dinsel Topluluklar, belirli bir adreste inananlarının ibadetlerini yapmak, kitaplarını anlamadan ezberlemek, topluluk liderlerine körü körüne itaat ve menfaat bağlarıyla birbirlerine destek sağlamak için bir araya geldikleri topluluklardır. Bu şekliyle politik kuruluşlardan başka bir şey olamazlar. Politikanın ise temeli, dünyevi hırsların tatminidir ve yapı taşı yalandır.
Bu nedenle inananların hepsi eşittir. Çünkü her kişi, Yeşua'nın tanıttığı sevgi Tanrısına dönüp inandığı ve bu inancını içselleştirip yaşadığı zaman, ruhsal bedenin ayrılmaz bir parçası, bir üyesi olmak üzere bütün diğer inananlarla beraber aynı topluluk ile kaynaşır. Onları birleştiren bir din, bir merkez, bir yapı, bir örgüt değil, aynı Ruh’a ortak olmalarıdır.
Sonuç olarak, gerçeğin anahtarı, yani Yeşua Mesih’e gerçekten bağlanan kişilerdeki mühür, yüreklerindeki saflıktır. Saf ruhtan yoksun olan beden, nasıl ölüyse, kişi saf ruhtan yoksunsa, Mesih imanlısı olamaz; böyle kişilerden oluşan mezhep de Mesih’in Topluluğu değildir. Mesih’in evrensel Topluluğu, tarih boyunca gerçeğe gönülden bağlananların toplamıdır. Mezhep veya milliyet anlayışının ötesindedir. Birliği tam ve Tanrı katındadır, çünkü Kendisine bağlı gönülleri yalnız Tanrı tam olarak bilir. Bu boyutta ayrılık ya da bölünme söz konusu olamaz. Bu saf ruhlar göksel vatanda bir olacak ve Tanrı huzurunda bulunacaklardır. Halbuki yerel Dinsel Topluluklar, belirli bir adreste inananlarının ibadetlerini yapmak, kitaplarını anlamadan ezberlemek, topluluk liderlerine körü körüne itaat ve menfaat bağlarıyla birbirlerine destek sağlamak için bir araya geldikleri topluluklardır. Bu şekliyle politik kuruluşlardan başka bir şey olamazlar. Politikanın ise temeli, dünyevi hırsların tatminidir ve yapı taşı yalandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder