Dünyanın hemen her yerinde tapınaklarının yakınında duran profesyonel dilenciler vardır. Hepsi şevkle parazitliklerine Allah' ı alet ederler. Bazıları haç çıkarır, bazıları muska satar yani o ülkede nasıl duygu sömürülüyorsa o yapılır. Diğer dinler daha eski olduğu için bu aşamayı büyük ölçüde aştılar ancak islam ülkeleri henüz bunu aşamadılar. Bu parazitlerin aralarından çok azı gerçekten ihtiyaç sahibidir. Çoğu bu işi meslek edinmiştir. Dualarının hiçbir değeri yoktur. Bunlar meslek olarak parazitliği seçmişlerdir.
Ve insanlar onlara sadaka verir, çünkü İsa(Yeşua) Mesih 2000 yıl evvel şöyle dedi: “Senden isteyen herkese ver…” (Luka 6:30). Bunu kime söylemişti?
Yeşua kendisi için yaşamadı o insanlar için yaşadı. Sahip olduğu herşeyi onlara verdi. Takip edenlerine aynısını önerdi. "Dünyasal şeylere niye ihtiyacınız var?" diye onlara soruyordu. Biz gerçeği insanlara anlatıyoruz. Bu yönde çalışıyoruz. Şifa dağıtıyoruz ve, onlar bizim ziyaretlerimizden mutlular. Bizi doyuruyorlar. Giyecek veriyorlar. Geceyi geçireceğimiz bir yer sağlıyorlar. Bizim dünya da bunların dışında neye ihtiyacımız var? Öyleyse siz Babayı arayın. Diğerlerine verdikleriniz için iç geçirmeyin". "Yaşamınız için, ne yiyeceğiz, ne giyeceğiz diye endişelenmeyin. Kuzgunları düşünün onlar bunlar için endişe ediyorlar mı? Tanrı onları besliyor. Çiçekler nasıl büyüyor. Herhangi bir zahmet çekiyorlar mı? Süleyman bile ihtişamı içinde bu çiçekler kadar muhteşem değildi. Siz sadece Tanrının Kırallığını arayın" diyordu.
Ama Yeşua bunları herkese söylemiyordu. O sadece Tanrının Kırallığına girebilecek potansiyeli olanlara bunları telkin ediyordu. Kendisine havari olabileceklere ve, sadece kendisine sorduklarında böyle söylüyordu. Çünkü bu söyledikleri en üst düzey bilgilerdi.
O havarilerine "İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Önce bunları çiğnerler sonrada dönüp size saldırırlar" demişti. Yani herşey herkese söylenmezdi. Herkese kapasiteleri oranında bilgi verilmeliydi.
Genele ise "Sadece çalışanlar yediklerini hak ederler. Yalnız çalışanlar ücretlerini hak ederler" diyordu Yeşua. Herkes emek vermeli ve çalışmalıdır. Yeşua ve havarileri de insanlara tanrısal gerçekleri öğretmek için çalışıyordu. Bunun için emek sarfediyorlardı. Ve kendilerine inanmayanlara da düşmanlık beslemiyorlardı. " Zahmet çekenlere ne mutlu, onlar doğru yaşamı bulanlardır" demişti Yeşua.
Ve şimdi, 2000li yıllarda Yeşua dedi ki: "Tanrıdan kötülük dilenmez. Tanımadıklarınız için iyilik de dilemeyin. Çünki onlar için dilekte bulunmanız onlara kefil olmanız demektir. Hak etmeyene hak etmediğini vermek kötülüktür".
Bu durumda parazitleri beslemeye devam edecek misiniz? Allah'ın adını art niyetle ağızlarına alıyorlar diye bu asalakları cami avlularında veya sırtınızda politikacı olarak beslemeye devam edecek misiniz? Kararı kendiniz verin.
Yeşua2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder