Ölümsüzlük fizik bedenler için değil ruh içindir. Ruh ölümsüz olabilmesi için saf sevgi olmak zorundadır. Çevresine kendisinden sadece olumlu katkılar yayılan bir varlık olmalıdır.
Evrende sevginin eşi yoktur. Sevgi sadece Tanrıdan gelir. Ölümsüzlük sadece Tanrı ve Tanrının ölümsüz olabilmek için gerekli sıfatları verdiği ruhlara aittir. Kutsal sevgi Tanrının bir parçasıdır. Tanrıya aittir. Onun Özündendir ve Ona ait özelliklere haizdir. Bu özelliklere insan ruhları ve diğer gezegenlerde ki insan türü varlıklar kısmen, belli oranda sahip olduklarında onlarda kutsal olurlar. Tanrının doğasından olurlar. Bu Ruhların özellikleri sevgi, coşku, huzur, hoşgörü, nezaket, iyilik, sadakat, incelik ve kendini kontroldür. Bu özellikler arayan herkese açıktır.
Karanlıkta kalmayın. Işığa gelin. Yukarılara bakın. Bilinçlerinizi yükseltin. Herşey ışıkta tezahür eder. Ebedi yaşamı arzulayın. Korkacağınız tek şey toprağın bağrında kalmak olsun. Toprağın bağrı karanlıktır. Sizler gerçekleri söylemekten korkmayın.
Tanrının enerjisini arzulayın. Huzurlu olun ki huzura çıkabilesiniz. Kalbinizde karanlık noktalar varken huzurlu olamazsınız. Arının. Dua edin ve davranışlarınızı iyi yönde değiştirin. Diğer canlılara, doğaya karşı verdiğiniz zararlar, acılar hatta rahatsızlıklar varsa bunları olabildiğince telafi edin. Kalbinizdeki hakim duygu kutsal sevgi değilse huzura kabul edilmezsiniz.
Tanrı kendisine sığınan herkese, hangi dinden, ırktan ya da ulustan olursa olsun, yeni bir milliyete ya da yeni bir dine değil, sonsuz yaşama, göksel vatana girme hakkını verir. Bu göksel vatanda... “her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık Tanrının huzurunda duracaktır". Bu topluluk insanların kendi eseri değil, Tanrının bir lütfü ve yapıtıdır. İnananların, sevgiye dayalı bu birlikle birbirine sımsıkı sarılmalarını sağlayan neden de birtakım ortak kurallar, ayinler, töreler ya da dini veya ideolojik dogmalar değil, Tanrının ta kendisidir:
"Rab de her gün yeni kurtulanları onların arasına katıyordu”.
Bu boyutta ayrılma veya bölünme yoktur. Nefsaniyet yoktur. Yine de bu kutsal topluluğun ismi Tanrının isminin yanında eşit olarak veya eşit gibi anılmamalıdır.
Yeşua2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder