Translate

16 Ocak 2022 Pazar

SONSUZ RUHSAL YAŞAMA YÜKSELİŞ

Yükseliş tüm insan ruhlarına açıktır. Gerekli şartları yerine getiren her din ya da millet, topluluk mensubuna bu bahşedilir. Hüküm Tanrınındır. Bu durum için bir dine bir mezhebe bir gruba ya da bir ırka aidiyet söz konusu değildir. 

Tanrının isteği ruhların yükselmesi, kendi özlerine ulaşması yönündedir. Bize de sadece gerekeni yapmak kalıyor. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi bu insan nesli için son dilimdir. Ya başaracağız yada ikinci ölümü tadacağız. Ya hep ya hiç. Ortası yok artık. Bu durumdayız. Uyanmak şarttır. Zararsızlık, sadece kendi halinde yaşamış olmak dahi bizi kurtaramaz. Gerçeğe uyanıp mesih bilincine dokunmamız ve  onunla eşuyuma (aynı titreşime) girmemiz şarttır. Görünen o ki bu neslin büyük bir çoğunluğu ebedi ruhsal yaşama ulaşamayacak. Bunu bilerek mi yapıyorlar? Onların çoğu ruhun özgürlüğünü değil ama bedenin zevkini, sefasını ve güvende olmasını seçmiş durumdalar. Bazıları yanlış din/mezhep ve ruhsal guruplara katılarak hiçbir zaman olmayan sahte gizem ve güçlere ulaşma beklentisi içinde akıl ve beden sağlıklarını kaybediyorlar. Bir takım insan yine Tanrının insanlara ilham vasıtasıyla sunduğu bilim ve teknoloji ile kibirlenip ebedi ruhsal yaşamı reddediyorlar. Asırlardır süregelen bağnazlığa bir tepki olarak herşeyi fiziksel yaşama ve anlamsız tesadüflere bağlıyorlar. Korkularının ve tutkularının üstesinden gelemiyorlar. Malesef ne yaptıklarının farkında olamadan ruhsal ölümü tercih etmiş oluyorlar. 

Modern kültür kendine has bağnazlığı, cehaleti de beraberinde getirmiştir.  Bu durum birbirimizle olan ilişkilerimizde kendini göstermektedir. Birbirimizle olan münakaşalarımız ve hiçbir bilimsel temele de dayalı olmayan karşılıklı şartlandırmalarımız yaşamları sınıflandırmaya ve ıstırap çekmelerine sebep olmaktadır. Bu takıntılar ve birbirine borçlu hale gelen yaşam şekilleri insanların yaşam için gerekli olan enerjilerini  tüketmektedir. Bu şartlar altında kadın olsun erkek olsun insanların ruhsal gelişim göstermeleri mümkün değildir.  Bu durum insanların dünyasal ve bedensel titreşimlere ve hayvansal içgüdülere bağlı kalmasına sebeb olmakta ve dolayısıyla bilinç yükselişi için gerekli adımların atılmasına engel olmaktadır. İnsan ruhsal gelişimi sağlayabilmek için tüm dünyasal, bedensel takıntılarından kurtulmalıdır. Bilimsel bağnazlığa ilaveten kurban ve korku zincirlerine bağlı paganik tarzın devamı olan dinlerin de ezbere ve zorbalığa dayalı öğretileri ve yanlış yorumlarıyla hareket eden sözde din adamları insanların organik, bedensel kısıtlı bir düşünce tarzından çıkıp ve dünyasal konularda da bilimsel düşünceyle barışıp düşünebilmesini engellemektedir. 

Yeşua2000 


Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...