Translate

9 Ocak 2022 Pazar

SORUMLULUKLARINIZDAN KAÇMAYIN

Yaşam bilinçli ve bilinçli olmayan seçimlerimiz üzerine kuruludur. Hatta bir çok insan bilinçsiz, anlık dürtüler üzerine yaşamını kurmuştur. Bu dürtüler zamanla alışkanlık haline gelir. İçgüdüsel tepkiler olur ve temelinde genellikle korkular yatar. Hayatta kalamamak gibi, sevilmemek gibi, yalnız kalmak ve red edilmek gibi. İnsanların varlıklarını sürdürebilmesi bu korkulara ilaveten maddi bir takım beklentileri vardır ki çoğunlukla aç gözlülük boyutunda olan bu talepleri hiç gerçekleşmeyecek boyuttaki şeylerdir. Ama korku insanın maddeye tapmasına sebeb olur. Bu bir savunma mekanizması gibi gözükebilir. Sürüngen beyinlerimizdeki -saldır ya da kaç- tepkisinin biraz gelişmiş versiyonudur. Aşağılık kompleksidir. Para, mal ve mevki insanların tanrıları olur. Ama bir noktadan itibaren sadece maddiyatla, insan, ruhundaki boşluğu dolduramayacağını görecektir. Bu durum bir trajedidir. Sadece maddiyat ile dolu bir yaşam gerçek kaynağından yoksun bir yaşamdır. Kimin yaşayıp kimin öleceğine parmağını şıplatarak karar veren ve böylece kendini kaderin efendisi sanan bir imparator düşünün. Böyle bir Tanrı ister miydiniz? Böyle bir tanrıyı sever miydiniz? Bu şöhrete ve güce olan bir açlık değil midir? Varlıksal bir heyecan duyma hissi değil midir? Bunları yaşamayı arzu eden kişilikler dengesizdir ve kendilerinden daha üst bir bilincin varlığına inanmayanlarda görülen hastalıklı hallerdir. Kim tüm bu kötülüklere izin veren bir tanrıya inanır? Hayır, tüm herşey bizim kendi seçimlerimizin sonucudur. Birey olarak ve toplum olarak yapılan davranışlarımızın ve seçimlerimizin sonucudur. Akraba evlilikleri, savaşlar ve yağmalar kimin seçimidir? Herkes yaptıklarının sorumluluğunu üstlenmelidir. Ana okuldaki küçük çocuklar gibi davranamayız. Yaşamın akışı içindeki problemleri çözmek kendimiz birey olarak ya da toplum olarak çözmek durumundayız. Kendi problemlerimizi başkasının çözmesini bekleyemeyiz. Zannediliyor ki bir takım doğu kökenli felsefe ve teknikler, yoga ya da meditasyon gibi veya zikir gibi tüm problemlerimizi oturduğumuz yerden çözecek. Hayır  hiçbir şeyi çözmez. Kendi sorumluluğumuzda olan işleri kendimiz halletmek zorundayız. Elimizden gelen herşeyi yaptıktan sonra Tanrıya dua edebiliriz. Yeşua'nın sözünü unutmayın: "Tanrının Kırallığı sizin içinizdedir." Hurafeperest bir yaklaşım sadece hürafeperest neticeler doğurur. Bardağı çeşmenin doğru yerine koymazsanız kırk yıl zikir çeksenizde bu bardak su ile dolmaz. Doğru ile kolay arasında bir seçim yapacağınız zaman doğruyu seçin.

Batıda bilim çevrelerinde ölçülemeyen, tartılamayan herşey yoktur inancı dini bağnazlıklara tepki olarak yükselmektedir. Ateism adı altındaki bu davranış hiçbir şeye inanmamak üzerine kuruludur.  Ancak yine bazı dahi bilim adamlarınca bunun yanlış olduğu söylenmeye başlamıştır. Bilimin herşeyi ispat edemeyeceği bizzat Einstein tarafından söylenmiştir.

Yeşua2000

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...