Translate

4 Mayıs 2020 Pazartesi

ORTA ÇAĞIN TANRISI

Gerçek bilim ve teknolojinin olmadığı çağlarda insanlar ilkeldi. İlkel insanlar sabırsızdı. Hurafeperest idi. Yargı gününün hemen gelmesini istiyorlardı. Herşeyin hemen bitmesini istiyorlardı. Çözemedikleri büyük sorularla yaşamak zorunda olmak istemiyorlardı. Tanrının kendilerinin cezalandıramadıklarını veya cezalandırmayacaklarını derhal cezalandırmasını istiyorlardı. Adaletin ne olduğunu bildiklerini zannediyorlardı. Bu yüzden eskilerin tanrısı intikam ve öfke ile doluydu. İnsanları ölümle ve cehennemle korkutuyordu. Insanları korkuyla inanca zorluyordu. Ancak gerçek Tanrı da karanlık, olumsuz ve kötülük namına hiçbir şey yoktur.

Yargılamak, lanetlemek, öç almak ruhsal olarak olgunlaşmamış kabile insanlarının karakter özellikleridir. Bunlar kendilerine tabi olmayan, kendilerine kul köle olmayan herkese savaş açarlar. Önemsiz sebeplerle insanları cezalandırabilir hatta öldürebilir veya öldürmeye azmettirebilirler. Bu yaptıklarını da kendi yarattıkları bir tanrıya (ilaha) atfederler. İnsanlara acımasızca hükmeden bir tanrı ki bu tanrı figürü onların kendi ilkel benliklerinden başka bir şey değildir. Onlara göre tanrı 
korku ve eziyetle hükmeden bir diktatördür. Kendisi için savaşan ve öldürenler ister ve onlara da buna karşılık cennet denilen bir mekânda tüm bedensel tutku ve şehvetlerinin sonsuz tatmin edileceğini vaat eder.

Sezgiler tamamen şeytanidir ve Tanrının sevgi olduğu ve insanlara bir babanın çocuklarına yardım eder gibi onların olgunlaşmasına ve sevgiye ulaşmasına yardım eden bir Tanrı olduğu bilgisini, Yeşua vasıtasıyla sunmuş olan gerçek Tanrının öğretisine tamamen terstir.

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...