Translate

9 Haziran 2020 Salı

İNANÇ BİR HİSTİR

İnsanların dilleriyle Tanrıya inandıklarını ya da inanmadıkları söylemesi çok önemli değildir. Daha önemli olan ise nasıl insanlar olduklarıdır. Kalpleri sevgi dolu olanlar, tüm çevrelerine olumlu, saygıyla ve sevgiyle yaklaşabilenler zaten Tanrıyı kalben hisseden erdemli insanlardır. Şayet bunlar inanmıyoruz diyorlarsa bu onların esasta kurumsal dinlerdeki sahte ilahlara inanmadıklarını gösterir. Diğer yönden inançlı çok da dindar ama içinde sevgiden eser yok. Acımasız, peşin yargılı tipler sevgiyi hissedemiyenlerdir. Maddeye, Dünyasal olana gereğinden fazla, aşırı düşkünlükleri ruhlarını köreltmiştir.  Sürekli olumsuzdurlar. Rahatsız edicidirler. Üretken değillerdir. Genellikle başkalarının sırtından asalak yaşamayı tercih ederler. Daima karşındakinin açığını ararlar. Kendi kusurlarını görmezler. Dürüstlük, doğruluk nedir bilemezler. Tanrı ise sevgidir ve bu sevgi hissini içinde taşıyan insanlar zaten Tanrıyı hissediyorlardır. Çünki bu hissin kaynağı Tanrıdır. Ondan gelir. 

Özetle inanç bir histir ve o hissin neticesinde oluşturduğunuz yaşam tarzınızdır. O his doğal olarak içinizde varsa siz inançlı birisinizdir ve öyle de yaşarsınız. Ama yoksa gerçek manada bir inancınız da yoktur ve bunun ötesi boştur, cehalettir ve riyadır. Koca bir yalandır. 

Sadece kuru sözlerle Tanrıya inanç olmaz. Yaşama, insana ve tüm varlığa karşı takındığınız tavırlar, rasyonel ve olumlu katkılarınız, saygınız, sevginiz sizin gerçek inancınızın ölçüsüdür.

Alpaslan Kuzucan

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...