Translate

20 Haziran 2020 Cumartesi

KUTSAL METİNLERİN ANLAMI NEDEN FARKLI

Göz sahibinin anlayış çerçevesinde ve görmek istediği şekilde görür. Zihin anlamaya hazır olduğu şeyi anlar. İnsan görmek istediği şeyi görür ve gerisini reddeder ve ruhlar zaman içerisinde tekamül ederek değişir.

Kişiler ve sözde din alimleri kutsal metinlerde kendi benliklerinin yansımalarını ya da ön yargılarının ya da peşin hükümle kabul edilmiş inançlarının yansımalarını gördükleri için her okuyan başka manalara çekmektedir. Sonra kendi anlayışlarını zaman üstü tek doğru kabul edip tanrısal gerçekleri kendileri anlayamadıkları gibi başkalarının anlamasını da engellemektedirler. Gerçek tanrısal bilgiyi kişi ruhunun gelişmişliği, arınmışlığı oranında sadece kendi içinde bulabilir. Kişi Tanrının adını anıyor ama kendisini dünyasal takıntılarından kurtaramıyorsa bu isim anmanın çok bir anlamı yoktur. Gerçek Tanrı insanı içinde Onun gücünü taşır. Ve Tanrı onlara 'Biz' diye hitap eder çünki onları Kendisiyle bir olarak kabul eder.

Tanrının gücü içinizdedir ve siz kutsal sözleri şimdi de yani bulunduğunuz zamanın perspektifinde kendi zihninizin, anlayışınızın aynadaki bir yansıması olarak göremedikçe ruhsal anlayışa ve ruhsal derinliğe ulaşamazsınız. Ruhların insan bedenlerindeki gelişmelerine paralel olarak anlayışlarıda genişler. Her okuyan kendi kabı oranında alır ve bu da bulunduğu zamanın bakış açısı ve bilimsel gelişmeleriyle paraleldir. Bunun o zaman diliminde daha ötesi yoktur. Daha sonraki çağların insanlarının bazılarının elbetteki bazı şeyleri daha iyi anlaması doğaldır.

Kutsal metinleri anlayış zamana ve kişiye özeldir ve okuyanın ne anladığı sadece kişinin kendisini bağlar. Kutsal metinlerde görülen dünyasal içtimai konularda ki sunum ve öneriler evrensel değildir ve o zamanın şartlarındaki insanların anlayışları oranında  peygamber denen kişilerin uygun ve faydalı görüp söylediği kendi fikirleridir. 

Hiç kimsenin sizi yanıltmasına izin vermeyin. Her kim ki kendi anlayışını zaman üstü tek doğru olarak sunuyorsa o kişi Tanrının yerine kendi benliğini koymuştur. Onlar insanın düşüşüne sebeb olan şeytan, ayartıcı günah tohumları olmuşlardır. Uzak durun.

Kutsal olanın içeriğini derinliğine anlamak Tanrının lutfu ile olur. Bunu kişi hak etmelidir. Anahtar budur. Hak etmek yani liyakat anahtar ögedir. Yaşamındaki doğruluk, saflık, tevaazu ve samimiyetiyle insan bunu hak etmelidir. Tanrıya olan bağlılığı menfaat, dünyasal tarzda zevkler karşılığı olmamalıdır. Duaları beklentisiz samimi duygularla ve gösterişten uzak yapılmalıdır. Bu manada toplu olarak yada tek başına din adına bağıra çağıra içinde derin duygular taşımayan sözlerle sadece talepler şeklinde yapılan duaların hiçbir değeri yoktur. Titreşimi düşüktür. Hiçbir yüce frekansı titreştiremez.

Olması gereken temel unsur inançtır ancak inançta zamanla gelişen anlayış ve bilinç ile gelişir. Nihayetinde Tanrının lütfuyla bizzat yaşanan bazı ruhsal tecrübelerle de inanmak bilmeye doğru gider.

Alpaslan Kuzucan

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...