Dua ederken sözlerinizi kalbinizle de hissetmeye çalışın. Bunun içinde sakinlik, sessizlik ve temiz hava elzemdir. Tütsü yakmayın. Duman sağlığınıza zarar verir ayrıca düzgün nefes almanızı da engeller. Dileklerinizin gerçekleşeceğini hissedin ve hatalarınız için af dileyip dua başında Ona övgülerinizi sunun. Dilekleriniz için bir süre koymayın ama bir gün muhakkak gerçekleşeceklerini bilin.
Belirli bir dua şekli, tümceleri ve zamanı yoktur. Duanın içten ve samimi duygularla sessiz ve temiz bir ortamda yapılması sizin söylediklerinizi kalben hissetmenize yardımcı bir faktördür. Asla beddua türünden kötü dileklerde bulunmayın.
"Benden örnek bir dua istiyorsan kardeşim, şu şekilde Tanrıya yakarabilirsin:
Yüce Tanrım ve sevgim,
Senin lütfunla ve kardeşim Yeşua'nın rehberliğinde ruhum arındı ve huzuruna geldim,
Benim üzerimde yapılması geren tüm değişiklikleri yapmanı diliyorum,
Dünyasal zihnim ve irademle bunu kabul ediyor ve Senin takdirine güveniyorum,
Sana tam teslimim,
Benim ve çevremdekilerin üzerimdeki etkilerinin kalkmasını diliyorum,
Beni koruma çemberine al,
Benim değil Senin dediğin olsun.
Amin."
Not: İyice bilinmidir ki Tanrıya giden yol sevginin yoludur. Kalbinde sevgi duygusu hakim olmayanların ebedi yaşama kavuşmaları söz konusu değildir ve sevgi kapısının anahtarı kardeşim Yeşua dadır. Yeşua'yı kabul etmeyenler yani onun gerçek sözlerini duyup, bunları özümseyip yaşamlarında uygulamayanlar ebedi yaşama kavuşamaz. Bu gibiler kötülükte çok ileri gitmemişlerse şimdiye kadar öte alemde tekrar eğitime alınıp sonra dünya da yeniden bedenlenme hakkına kavuşuyorlardı ancak bu durum içinde bulunduğumuz zaman itibari ile son bulmuştur. Ya hep ya hiç zamanındayız. Bu gerceğe yaşarken uyanamazsanız varlığınız(ruhunuz) kaybolacaktır. Mutlaka ruhunuzu bedensel duyuların etkisinden kurtarıp öz benliğinizle birleştirmeniz gerekiyor.
Yeşua'nın gerçek mesajını içselleştirmek Hristiyan olmak değildir.
Bu farkı çok iyi anlamanız ve ona göre davranmanız sizin hayrınızadır. Geleneksel dinlerle hiçbir hakikate varamazsınız. Oralarda bulunan az bir kısım gerçekler bile ön yargılar doğrultusunda ve insanların kendilerini tanrılaştırmak ve hükmetmek içgüdüleriyle yanlış anlamda sonuçlara bağlanmıştır. İçinde bulunduğumuz bu bilim çağında bile hala menfaat karşılığı satılan cennet tapuları, muskalar, yanmayan kefenler, günahların silinmesi, vaftissiz ebedi yaşama kavuşamamak, vaad edilen topraklar, yeryüzünde Tanrının Krallığının kurulması, topyekün kıyamet, günah çıkartmak, seçilmiş kavim, cennete cehenneme kimlerin gideceğine dair hezeyanlar gibi bir takım şeyler ortalarda malesef mevcuttur. Bunlara ilaveten dini siyasete karıştırıp Allah adına soymak modası geçerliliğini korumaktadır. Ama tüm bunlar salt küfürdür ve bunu yapanların ruhları kabir azabını çekmeye şimdiden başlamışlardır. Yani çürümeye başlamıştır. Bunların kitaba uyduklarını zannetmeleri de hiçbir şekilde onları kurtarmayacaktır.
Yeşua2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder