Translate

11 Nisan 2022 Pazartesi

ATLAR SUSAMAMIŞLARSA SU İÇİRTEMEZSİNİZ

Yeşua'nın dediği gibi: "Sadece yanlış davranışlardan kaçınmak yeterli değildir. İnsan bu davranışlarının köklerine inmeli ve kalbinde nefsani tutkuların yerleşmesine hiç bir zaman izin vermemelidir. En başta düşünceler temiz kalmalıdır." 

Bu dünyada yaşarken düşünceleri tamamen kontrol edebilmek mümkün değildir ancak olumsuz olanların size hakim olmasına ve eyleme geçmesine izin vermeyin. Bu yeterlidir. Bozuk kişilerden uzak durun. Bu kişiler sizden genellikle nefret ederler çünki siz onların bozukluklarını kendi olumlu davranışlarınızla onlara hatırlatıyorsunuzdur. Herkes gerçeğe uyanacak diye bir şartta yoktur zaten. İlahi alem için sıra dışı ruhlar önemlidir. Olumlu anlamda tabi. Aykırı, zehirli sıradışılardan bahsetmiyoruz.

Zehirli insanlar; narsistler, psikopatlar, sosyopatlar ilişkilerinde hep karşısındakileri suistimal edici, sömürücü, küçük düşürücü ve incitici davranışlar sergilerler. Bunlar en yakın aile üyelerinizden biri de olabilir. Çok sayıda, muhataplarına karşı, gerçekleri çarpıtma ve sorumluluğu almama şeklinde ve suçu size atma şeklinde şaşırtma ve oyalama taktikleri kullanırlar. Bu taktikleri narsist olmayanlarda kullanabilir tabi ancak bu durum narsistlerde iflah olmaz klinik vakalar durumundadır. Onların tedavi ile düzeltilmeleri de mümkün değildir. Onlarla hiç uğraşmayın ve onlara tepki bile vermeden yanlarından uzaklaşın. Yalan, iftira ve iki yüzlülük onların patolojik gerçekleri olmuştur. Duygularınız üzerinde ne kadar etkili olurlarsa, bu hasta bedbahtlar, sizin kendinize olan güveninizi ve gerçeklik duygunuzu o derece zayıflatırlar. En basitinden çocukların birbirine isim takması dahi kişinin orada kabul edilmediğinin göstergesidir. Uzun zaman "şişko" diye çağrılan birisi zayıflasa bile kendini hala şişman sanabilir çünki kendine ait gerçeklik duygusu bozulmuştur. Eğer ebeveynler çocuklarını diğer çocuklardan üstün olduğu şeklinde telkinlerle büyütürlerse bu çocuklar geleceğin narsist büyükleri olur. Egoistliğin bu derece, paraya hakim güçlerce kasıtlı zihin yönledirmeleri ile, ön plana çıkarıldığı zamanımızda da bu tip hastalıklar çok fazlalaşmıştır maalesef.

Manevi rehberler artık çağıranlara bile görünmemektedirler. Onlar biliyorlar ki zaman tükenmiştir. Çağıranlar iyi niyetli değildir. Kişisel güç peşindedirler. Bu nedenle irtibatta olanlar büyük oranda olumsuz bedensiz varlıklarladır. İnsanların enerjilerini emen karanlık enerjiler. Herkes yaydığı titreşimi neyse onu çeker kendine. Neşrettiğiniz yayın neyse muhatabınız o yayının meraklıları olur. Dünya gezegeni o kadar tahrip edilmiştir ki artık geri dönüşsüz bir kendini temizleme hareketine başlamıştır. Bu kadar barbarlık neden olmuştur ve halen de olmaktadır anlamsız gerçekten. Sanki bu gezegen bir hapishane ve buraya ağır suçlardan sabıkalı ruhlar yollanıyor. Allahın adı bile kişilerin kötü emellerine arsızca alet ediliyor. En kutsal kabul edilen yerler menfaat için fitne yuvaları haline getirilmiş durumda. Ancak unutmasınlar "Tanrı adına, Allah adına" diye söyledikleri her söz ve her hükümle kendilerini bağlıyorlar. Kaynar su meraklıları kaynar su içmeye kendilerini mahkum ettiklerinin farkında değiller. Özü Tanrı ile mutlu olan, Allah ile coşan ve ruhu ile Tanrıyı ifade edenler yok. Sözde zikir çekip kendinden geçenler aşırı zikrin, hissetmeden bir nevi sarhoş gibi yapılan fazla tekrarlarının kendilerine iyilik değil felaket getirdiğinin farkında bile değiller. Din tüccarlarının ve din istirmarcısı siyasilerin ise ruhları çoktan insanları Allah adına mahkum ettikleri cehennemlerde yürüyor. Hayal ettikleri nefsaniyet kokan cennetlerinin Tanrıya küfür olduğunun farkında bile değiller. 

Evet, bir bilenin söylediği gibi: "Atları zorlayarak su kenarına götürebilirsiniz ancak onlara zorla su içirtemezsiniz. Su içmelerini istiyorsanız susamış atları seçin." 

Eğer sizler insanlara birşeyler verebilmek istiyorsanız mutlaka vermek istediğiniz her ne ise buna susamış olanları seçin. Daha doğrusu onların size gelmelerini bekleyin. Tohumlarınızı geçtiğiniz yollara serpin ama kim yiyor, ne oluyor diye dönüp bakmayın. Onların seviyesine hiç inmeyin. Layık olmayana birşeyler vermek kötülüktür. Bu onun kötülüğünü daha da derinleştirir. Tanımadığınız kimseler için iyilik dilemeyin çünki iyilik dilediğiniz insana manevi alemde kefil olmuş olursunuz. Sadece genel olarak "Allah ıslah etsin" diyebilirsiniz. Sadece iyi tanıdığınız ve gerçekten elde olmayan sebeplerden ihtiyaç içinde olduğundan emin olduğunuz kimselere, gücünüz yetiyorsa, ihtiyaçları kadar destek olun ve karşılık beklemeyin.

Yeşua2000 

 

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...