Translate

4 Nisan 2022 Pazartesi

İNANÇ REFLEKSİ

Eski devirlerde, insanlarin henüz çobanlıktan ve basit ticaretten öte bilim adına hiçbir anlayışa ulaşmamış olduğu zamanlarda, genel manada atalarımız olan bizlere göre ilkel anlayışa sahip insanlar dinleri ve manevi bir takım düşünce sistemlerini türetmişlerdir. Temelinde içsel huzur,  sevgi, cemiyet ahengi, iyilik arayışı ve Kutsal Olan ile bağ kurma içgüdüsünün olduğu bu sistemler elbetteki zamanının düşünce seviyelerinin üzerine bina edilmiştir. Aksini düşünmek, bunlara zaman üstü "Allah kelamı(sözü)" etiketi yapıştırmak şer kurnazlığı ile yapılan politikaların bir sonucudur. Bu yakıştırmaların amacı tamamen milletlerin ilkel şovenist hedefleridir. Maalesef bu günde bu ilkel amaçları güden topluluklar hala mevcut. Bilim ve teknolojinin hakim olduğu çağımız da hiçbir fayda sağlanmasının mümkün olamayacağı bu ilkel takıntılar maalesef hala vardır. Bu durum toplumları bölmekte ve bireyleri ötekileştirmektedir. Çünki bunlarda her zaman için birbirlerinden daha iyi, daha üstün oldukları iddiası vardır. Hepsi kendilerinin diğerlerinden daha iyi bildiği konusunda hastalıklı bir saplantı içindedirler. Sadece kendilerinin Tanrı ile, Kutsal Olan ile temas kurabileceklerini ve bu suretle en doğru bilgileri bulacaklarını hatta bulduklarını inatla ve şiddetle iddia etmektedirler. Sizin bunu kabul etmenizi ısrarla istemekte ve ellerine bir şekilde iktidar geçince de baskı ve katliamla bunları insan kalabalıklarına kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. Bugün Doğu Türkistan da uygulanan çinlileştirmek ve marksistleştirmek adı altında yapılan zulümleri ve soykırımını 600 lü ve 700 lü yıllarda Horasan bölgesinde Emevi Arap İslam orduları onlarca yıl  boyunca Türklere çok daha ağır bir şekilde uygulamıştır. Türk aileleri içine Arap bireyleri sokarak adeta ev halini dahi gözetleyen uygulamalar yapmışlardır. Tabi aile içine yabancı unsur sokmanın ahlaki, sosyolojik ve psikolojik olarak yaratacağı korkunç olumsuzlukları da siz takdir edin. Bu tip art niyetli ve ilkel oluşumlara din adı altında olsun ya da sosyalizm adı altında olsun asla hükümet/yönetim otoritesi yani toplumsal erk teslim edilmemelidir.

Tüm insanlarda bir inanma ihtiyacı vardır. Bunun önüne geçilemez ancak bu inancın kalitesi bilginin artmasıyla doğru orantılıdır. Aksi durumda zuhur edecek dogmalar ve hurafelerin karanlığı bireylerin bilinçlerini gelişmenin tam tersi bir yönde yok oluşa doğru götürür. Elbette kişilerdeki inanç refleksinin varlığını inkar edemeyiz ama bunu aklınızı başkalarına teslim etmeden, köleleşmeden yapmanın bir yolu bulunmalıdır. Aksi durumlarda bir takım, yeryüzünde sizin için en iyisini bildiğini iddia eden, alim din adamı ya da idealist/spiritualist rolü yapan açgözlü ve sahtekar bağnazların kulu olursunuz. Bu benmerkezli cehalet kervanına tesadüfler dinine inanan ateistleri de katabiliriz.

Yeşua2000 

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...