Dünyasal işlerinizde bilimsel düşünce temel olmalıdır. Bilimsel düşünce zevk ve sefa alemlerinde koşmak değildir. Aileyi bireysellik kılıfıyla bencilliği yayarak yok etmek değildir. Adı üzerinde bilimin her kolunda insanlığın ve çevrenin yararına olacak faydalı katkıları yapabilmektir. Bu da ciddi bir disiplin ve adanmışlık gerektirir. Ahlak ve eğitim gerektirir. Özel hayatlardan dahi bir dereceye kadar fedakarlık gerektirir. Zinayı suç olmaktan çıkarmak, ilkokul çocuklarına kadar gençleri cinsiyet karmaşasına sürüklemek bilimsel düşüncenin ürünü değildir. Hırsızlık, yalancılık, aşırı tüketim ve doğayı tahrip etmek hiç bilimsel değildir. İlaç sanayinin insanları tedavi etmeden ömür boyu ilaç bağımlısı yapmayı hedef alması hiç bilimsel değildir. Nükleer bomba yapmak değildir. Evet, bilimsel düşünce ve bilimsel hareket yüksek ahlak ister. Erdemli insanlar ister. Belden aşağı vuran maymunlara göre değildir.
Sürekli aklı maddiyata olan, maddi zevkler peşinde koşan insanlar çoktan ruhlarını kaybetmişlerdir. Ruhları tamamen beş duyusunun; gördüklerinin, kokladıklarının, yediklerinin, duyduklarının, dokunduklarının tesirinde çalışan bir makine olmuştur onlar. Bunların yaptıkları bilim, insanın hayrına hizmet edebilir mi? Bunlar zaten gerçek manada bilim yapabilir mi? Elbette hayır. Bilim bunları aşar.
Herşeyin fazlası fazladır. Bu manada sevginin de fazlası zararlıdır. Örnek olarak milliyetçiliği ele alalım. Aşırıya gidilirse şovenizme kayar, faşizme kayar, ırkçılığa kayar. Din konusunu ele alalım. Aşırısı zorbalığa gider. Zulme gider. Kan ve gözyaşına gider. Biliminde aşırısı insanların kobay olarak kullanılmasına kadar, hidrojen bombası gibi delilik boyutunda silahların üretimine ve denenmesine kadar gider. DNA si ile oynanmış kanserojen ürünlere gider. Evet herşey gereğince olmalıdır. Bedenin ihtiyaçları da gerektiği kadar karşılanmalıdır. Ruhun ihtiyaçları da. Ruhsalllıkta aşırı beklentiler olursa insan kendisinde kibir oluşturarak diğer insanlara karşı bir üstünlük duygusuna kapılabilir. Görüleceği üzere denge çok önemlidir. Bilimsel yaşam ahlak dışılık olmadığı gibi ruhsal yaşam da dünyadan el etek çekmek, miskince ve sefil bir yaşamla dağlarda, mağaralarda inzivaya çekilmek, eziyet çekmek değildir. Şeyhlik, şıhlık taslayıp teslimiyet adı altında herkesin size kul köle olmasını istemek/sağlamak ise hiç ruhaniyet değildir. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi önce asri olmak lazım. Asri yani adam...
Yeşua2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder