Translate

13 Nisan 2022 Çarşamba

TANRIYA VERDİĞİMİZ SÖZLERİ TUTMUYORUZ

Ruhtaki özellikler: Zihin/bilinç, istek/duygu, özgür iradedir.

Özün özellikleri: Vicdan, sezgi, Tanrıyla paydaşlık(Tanrıya tapınmakla eş anlamlıdır).

Öz ve ruh iç içedir ancak birbirinden ayrı iki şeydir. Bizler Tanrıyı özümüzle ve ruhumuzla sevmeliyiz. Bizler Özün, Öz Tanrıdır,  içimizdeki uzantısı olan özümüze göre yaşamalıyız. Bizim özümüz biyolojik bedeni direk yönlendirmeye geçmez. Bunu sağlayan ruhtur. Yöneten ruhtur yani biziz. Ruh ya Özün telkinlerine göre yaşar ya da bedenin telkinlerine. Özgür irade burada devreye girer. Vicdan devre dışı ise maddi hazların kontrolüne girer. Kısaca Öze göre yaşarsa ebedi yaşama, bedene göre yaşarsa ikinci ölüme gider. 

Beden telkinlerine göre yaşayan ruhlara göre özün telkinleri aptalcadır çünki onlar özün işlerini ayırt etmeyi bilmezler.Tanrıyı bilme kabiliyeti verilen kısmımız özümüzdür. Bu kabiliyeti körelmiş insanlar manevi anlamda ölüdürler çünki ruh Tanrı ile irtibatı sağlayan kısımla irtibatını kesmiştir. 

Özümüz ruhumuz gibi duygularımızdan etkilenmez. Sesiz ve sakindir. Kesin bilir. Bilişim kendindendir. Anında fısıldar. Tekrarlamaz.

Ruhumuz fizik dünya ile beden olmadan irtibata geçemez. Beş duyunun verilerine ihtiyaç vardır. Ruhumuz yani gelişmekte olan ve biz olan tarafımız zihin/bilinç, istek/duygular ve özgür iradeden oluşan üçlü yapımızın yöneticisi ruhumuzdur. Fakat insandaki Tanrı nizamı öz, ruh, beden sırasıyladır. Tanrının iradesi bu yöndedir. Bu sıralamanın önemini anlamak zor değildir. Eğer ruhumuz özümüzle bir yoldaşlığı/birliği tercih ederse bedenin ölümünü takiben Tanrının Krallığına gider yok eğer bedenimizle bir yoldaşlığı tercih ederse, bedenin kullanma süresi bitince onunla birlikte toprağa karışır. Ruhun doğum yoluyla bir çok kereler dünyaya gelip gittiğini biliyoruz ama buradaki haklar sınırlı sayıdadır ayrıca biz şu anda hasat dönemindeyiz yani insanlar son haklarını kullanıyorlar.

Netice olarak Tanrının Özünden olan özümüze tabi olarak yaşarsak doğru yolu seçmiş oluruz. Tanrıyı tecrübe etmiş oluruz. Bizler zaten Tanrıylayız ancak bunun farkında değiliz. Bu dünyada yaşarken bu gerçeğe uyanıp özümüze tabi olamazsak bilmediğimiz kadim bir zamanda sapmış olduğumuz bencillik yolu, ruhumuzun yok edilip(kendini bilme özelliğinin silinmesi) maddi enerjilere karıştırılmasına neden olacaktır. Bu yüzden uyanış için hergün Tanrıya dua edelim. Ayrıca eğer ruhumuz özümüzle olan irtibatını keserse Özden özümüze gelen enerjileri kendimiz alamadığımız gibi çevremize de yayamayız. Özümüzde hep sevgi, coşku ve huzur hakimdir ama eğer ruhumuz özümüzle arasındaki vanayı kapatmışsa bizde, kişiliğimiz olan ruhumuzda; stres, acı duygular ve kızgınlık hali hakim olur.

İnsanın bir görevi de Tanrıdan gelen saf enerjileri alıp kendisinden tabiata ve çevresine doğru aldığı gibi saf olarak yaymasıdır. Bu şekilde çevremizdeki diğer canlılara da olumlu katkı yaparız. Böylece tanrısal gerçeklik geçici olan fiziksel gerçekliğe de nüfus eder ve tanrısal döngü tamamlanır. Yaşam olumlu yönde gelişir. Tanrısal güzellikler fiziksel ortamda da gerçekleşir.

Bizler hepimiz doğmadan önce, öte alemde Tanrıya böyle yapacağımıza dair sözler verdik. Buna karşılık Oda bize söz verdi. O sözünü hala tutuyor ya bizler?!...

Yeşua2000 

Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...