Translate

15 Nisan 2022 Cuma

GERÇEK RUHANİYAT NASILDIR?

Niye mutsuzuz? Niye hep bardağın boş tarafını görüyoruz? Benciliz de ondan. Bu durum Tanrıyı rahatsız etmektedir çünki O doğa denilen mucizeyi sırf insanlar mutlu olsun diye yarattı. Mutsuzluk bu nedenle bir noktadan sonra Tanrıya isyandır.

Yaşamdan ne istiyoruz? Beklentimiz nedir? Milli piyangodan milyonların çıkması mı bizi mutlu edecek ya da lüks mercedes bir arabaya binmek mi? Belki bir yat sonra bir malikane ya da saray mı problemlerinizi çözecek? Kim bilir! İşte maddeye tapmak budur. Bu fiziksel materyalizmdir. Dünyamızı bunlar şekillendiriyor. Zamanımızda bu maddi şekiller nihai çözüm olarak kabul edilmektedir. Çok güçlü bir etkendir bunlar ama bundan daha güçlü bir materyalizm türü daha vardır. Düşüncelerimizi yöneten psikolojik/ruhsal materyalizm çok daha derinden gelir. Daha suptildir ama etkisini bertaraf etmek ilkinden daha zordur. Psikolojik materyalizm din ile müspet ilim birbirlerine dost mu düşman mı belirsizleştirir. Bunu yönlendiren de konuşmalarımızdır. Konuşmalarımız kavramsal anlayışımızı belirler. Bizler, konuşmalarımızla kendimizi oluşturuz. Bu konuşmalarımız yazılı da olabilir. Sonuçta kendimizi ifade ediyoruz. Ne olduğumuzu beyan ediyoruz. Konuşmalarımızla ne pahasına olursa olsun benliğimizi muhafaza etmeğe çalışıyoruz. Çevremize bu "benim" diyoruz. Bunu yaptıkça da zihinsel olarak entellektüel bir tuzağa düşüyoruz ve kendimizi herşeyin merkezi olarak görmeye başlıyoruz. Kibir başlıyor. Benliğimize aşırı bir önem yüklüyoruz. En tehlikelisi de bu zihinsel durumdur. 

Kibrin etkisini yenmek çok zordur. Bunu dini ya da psikolojik telkinlerle yenmeye çalışsanız bu sefer o yönde bir kibre gidersiniz. Tevazu ve şükür sahibi olmayan birileri şayet dine veya maneviyata yönelirse orada da bu kibirle kendini herşeyin merkezi yapmaya çalışacakdır. Bu durumu, ortaya çıkan yeni dini ve ruhsal akımlarda ki kişilerde görebilirsiniz. Herkese sevgi derler, saygı derler ama birbirinin tepesinden bakarlar. Birbirlerinin üstüne çıkmaya çalışırlar. Hallerinden bu anlaşılır. Aksini iddia etseler de bu çok açıktır. Ya da zekat derler topladıklarını cebe indirirler. Suyun yolunu en başından kesmek gerekir. Bir kere benlik gemi azıya aldımı o beygiri artık kontrol edemezsiniz.

Maneviyat, benden daha büyük bir şey olduğuna, insan olmanın duyusal deneyimden daha fazla bir şeye sahip olduğuna ve parçası olduğumuz daha büyük bütünün doğada kozmik veya ilahi olduğuna dair bir duygunun veya duyunun veya inancın tanınmasını içerir. 

Maneviyat şovenistlik değildir. Araplaştırmak değildir. Ya da çinlileştirmek veya ahlaksızlaştırmak değildir. Maneviyat sevgiye ve barışa götürmesi gereken bir olgudur. Cahil kimselerin bu konuda otorite kesilip etrafa şer ve fitne yayması önlenmelidir. Batı taklitçiligi de değildir. Esasen nasıl ki cahil bireylerin oluşturduğu toplumlarda demokrasi oligarşiye gidiyorsa aynı şekilde cahil kimselerle manevi akımlar teokrasiye gider. Türkiye de 2000 li yıllara kadar demokrasi adı altında batı taklitçiligi ve ahlaksızlık özendiriliyordu. Şimdilerde ise yobazlık ve araplaştırma moda oldu. Neden gerçek bir demokrasi olmuyor? Cehalet. Neden gerçek bir manevi yaşam kurulamıyor? Cehalet. 

Evet, ekonominin kötü gidişini iktidara değilde muhalefete bağlayan cehalet türünün nasıl bir düşünememe tarzı/özürü olduğu üniversitelerde araştırma konusu olmuştur. 

Bütün bu kötülüklerin arkasında yine dünyayı sömüren satanik para babalarının kurumlarının/finansmanının olduğu da bilinmelidir. İnsanlık için iyi  birşeyler yapmak isteyen ve yapabilecek yetenekleri olan insanlar parayla olmadı tehditle daha da olmadı öldürülerek, hatta ailecek katledilerek susturulmaktadır.

Orijinal ruhaniyatta maddeyi gereğince kullanmak ve maddeye tapmamak için en temel gereksinimler olumlu ve ön yargısız olmaktır. İyi niyet sahibi olmak gereklidir. Öncelikle kendinize dürüst olmanız gerekir. Yaşamın gerçek gizemlerini araştırmak nefsaniyetle, aşırı nefsani beklentilerle, kibirle, maddi takıntılarla ve şehvetlerle yapılamaz. Dürüstçe sorgulamak ve araştırmak şarttır. Müspet bilimlerde de bu böyledir. Bilim adamının sahtekarı olmaz ama sahtesi olur. İkisi, Maneviyat ve bilim içiçedir. İnsan eğer iyiliğe, doğruluğa inanmıyorsa,  içinde o hisler yoksa nasıl kendinden fedakarlık edip ömrünü bilimsel çalışmalara adayabilir? Örnek Nicola Tesla. 

Maneviyat ve müspet bilim yaşamın içinde var olan iki unsurdur ve birbirini tamamlarlar. Aksi takdirde kişiler ya ateist olur ya da atalarının modası geçmiş, içi boşalmış ve artık gereği kalmamış törelerine sarılır dururlar ve başka türlü düşünenleri de yok etmeye çalışırlar. Ne kendileri yerler ne de bırakırlar başkaları yesin. Bunu menfaat karşılığı yapanlar da vardır.

Bilinçlenmek için herşeyi ve en başta kendinizi, neyi neden yaptığınızı sorgulamanız gerekir. Manevi yol budur çünki manevi yolun temeli bilincin genişleyip yükselmesidir. Aydınlanmasıdır ve bu dinamik bir süreçtir. Ruhsal materyalizm(din, ruhculuk) ise bunun tersini telkin eder. Adeta zorbaca emreder. Bunu, şunu yap herşey tamam olur. İbadet et günahların silinir. Şuna buna inan sorunların çözülür. Su duayı şu kadar oku başın göğe erer gibi safsatalarla sizi araştırıp gerçeklere ulaşmaktan alıkoyar. 

Yine herşey tesadüftür deyip sallamakla bilim olmaz. Bilim elbette dünya işlerinde esastır.  Ancak bilimde de zeka ile birlikte ciddiyet ve doğruluk şarttır. Maneviyat şarttır. Maneviyat ve bilim, din ya da töre adı altında ya da sözde aklı kullanmak/bilim adı altında sunulan bir takım ön yargılar, dayatmalar değildir. Ancak aklı olanın maneviyatı olur aynı şekilde bilimsel düşünebilmek için de sağlam akıl gerekir. 

Açık fikirli olumlu insanlara bu dünyanın çok ihtiyacı var tabi eğer gezegenimizi cin/şehvet çarpmış delilerden kurtarmak istiyorsak...

Yeşua2000 


Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...