Translate

20 Nisan 2022 Çarşamba

KIYAMET DÖNEMLERİ BİTTİ

İnsanların düşünceleri çok önemlidir. Düşünce ya da astral denilen dünyanın yarı bilinçli sanal varlıklarını üretirler. Bizler bu nedenle düşüncelerimizi de saf halde ve iyi de tutmalıyız. Düşündüğümüz herşey düşünce dünyasında bir görüntü yaratır. Aydınlık ya da karanlık her düşünce bunu yaratır. Bu düşüncelerin yarattığı formlar atmosferin dışına çıkamaz. 

Dünyada dört büyük kıyamet yaşanmış ve her bir kıyametle de bizler daha kaba maddelere ve daha kısa ömürlere ve hastalıklı bedenlere mahkum olmuşuz. İlk üç neslin var oluşunun melekvari bir yaşamla, çok daha suptil ve uzun ömürlü bedenlerde olduğu söylenir. Dördüncü devir bile bizden çok daha iyi şartlardaymış. Birinci nesil en suptil olanmış ve dördüncü nesle doğru bedenlerde ve yeteneklerinde devamlı bir düşüş olmuş.  Nihayet beşinci nesil olan bizler onlara göre, hastalıklı, astral/düşünce dünyasının bilgisinden kopuk, içimizdeki özle kısmen ve çok zor irtibat kurabilen, sefil varlıklar haline gelmişiz. En doğrusunu Tanrı bilir şüphesiz.

İnsan nesilleri kendilerine sunulan yaşamda hep kötülüğe saparak, kendilerini bir şekilde Tanrı yerine koyarak kıyametlerle sonuçlanan kapanışlara, sonlara gitmişler. Ancak dördüncü kapanıştan sonra artık toplu kapanış devri bitmiş. Dünyaya kötü düşünceleri temizleyen bazı mekanizmalar konmuş. Bu mekanizmaların dünya boyutundaki maddi yapıları zamanla deforme olsa da düşünce alemindeki ilk orijinal halleri  işlevlerini orada icra etmekteymişler. Kıyamet denen ani yok oluş kötü düşüncelerin atmosferde belirli bir seviyeye gelince patlamasıymış. İşte bu özel yapılar bunu engellemekteymiş. Yani astral/düşünce aleminde olumsuz enerjilerin çoğalıp patlama noktasına gelmesini önlüyorlarmış. Aramızda bedenli olarak yaşayan kutsal ruhlar bu kötülükleri kendi üzerlerine çekip saflaştırdikları bana söylenmişti. "Dünya iyilerin yüzüsuyu hürmetine ayakta duruyor" demenin anlamı bu olsa gerek.

İnsanlarla aranıza sınır koymak onları yargılanak, ceza vermek veya ihanet değildir. Birini sevmediğiniz anlamına da gelmez. Sınır koymak insanlara size nasıl davranmaları gerektiğini gösterir ve, böylece onlarda size kendinize saygı duymanızı sağlayacak davranışları gösterirler. Bu sebeble kötü insanların azmaması için bu sınır koyma, doğru tepkiyi verme eyleminin zamanında tereddütsüz yapılması çok önemlidir. Zaten dünyada kötü düşünceli insan sayısı bir hayli fazladır. Birde daha fazla meydanı boş bulup iyice kontrolden çıkmasınlar. Kötülüklere mani olunmalıdır. Kötü düşünceli insanlara itibar edilmemelidir çünki yaratı

Başlangıçtan itibaren maddi alemler atomlardan oluştuğuna göre tüm varlıkların bir şekilde mikro(quantum) düzeyde birbirine bağlı olduklarını ve birbirini etkilediğini artık biliyoruz. Bu nedenle kimse başına buyruk davranamamalıdır. Kimse kimseyi rahatsız etmemelidir. Düşünceleri ile yarattıkları olumsuz girdaplarla, bu yarı bilinçli varlıklarları oluşturarak genele zarar vermemelidir. Bu yaratılan enerji girdaplarına üç harfli ya da cin deniyor. Bunların iyi olanları da vardır ama her halükarda bunlarla irtibat kurulması onların enerjilerini çoğaltır. Onları besler. İrtibat kuranın enerjisiyle beslenirler. Bu nedenle onlarla irtibat kurulmamalıdır. Bunlar enerji/bilinç seviyesi düşük insanlarla irtibat kurup onlarla beslenirler. Geleceği bilemez adeta insanlara dalga geçerler. Yüksek bilinçli, titreşimi yüksek olan insanlara ise yaklaşamazlar.

Evet, artık kıyametler devri kapanmıştır deniyor ancak bu doğanın kendini korumayacağı ve insana teslim olacağı anlamına gelmez. Ve doğanın temizlenme süreci başladı hatta insanlara iki büyük ihtar verildi. Çok büyük ölçekte gerçekleşen bu iki afette mucize kabilinden hiç kimse ölmedi. Bu iki olay, insanların başı boş olmadıklarına, ayaklarını denk almaları gerektiğine dikkatlerini çekmek içindi. Çünki bu büyüklükteki iki afette hiç kimsenin ölmemesi normal şartlarda hiç mümkün değildi. 

"Neden bu kadar hastalanıyoruz" derseniz eğer cevabı "hiç hastalanmasaydı insan şimdi ki kötülüklerini binle veya onbinle çarpmak gerekirdi" deriz. Bundan evvelki nesiller daha uzun yaşıyordu ve hastalanmıyorlardı ama sonuçta Tanrı onlardan iyi olan bir avuç ruhu muhafaza etti ve diğerlerini toptan ve aniden imha etti. Bu üstünlükleri onları günaha sapmaktan, kendilerini tanrılaştırmaktan alıkoyamadı. Bu neslin insanlarının bin yıl yaşadığını düşünelim. Oluşturacakları kötü düşünce enerjilerini ve tabi bunların yeryüzündeki tezahürlerini düşünebilir misiniz? 

Kanımca, şayet herşeyden şikayet eden olumsuz bir insansanız gidip hastanelerin onkoloji servislerini bir gezin derim...

Yeşua2000 


Hiç yorum yok:

GECE VE RUHLAR

Gecenin sessizliğinde ruhların sesi duyulur ve sadece saf olan ruhlar bu sesleri duyar. Gece, ruhlar birleşip bir ve bütün olduğunda daha da...